Avukatların Devrimci Halk Kurtuluş Partisi Cephesi (DHKP-C) üyeliği ve yöneticiliğiyle suçlandığı, Savcı Adem Özcan tarafından hazırlanan 624 sayfalık iddianame İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.
İddianamede, dokuzu tutuklu 22 avukat sanık olarak yer alıyor.
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, ÇHD İstanbul Şubesi Başkanı Taylan Tanay, ÇHD İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Güçlü Sevimli, ÇHD üyesi Naciye Demir, ÇHD üyesi ve Halkın Hukuk Bürosu avukatları Barkın Timtik, Ebru Timtik, Şükriye Erden, Günay Dağ ile ÇHD Ankara Şubesi Yönetim Kurulu'ndan Betül Vangölü Kozağaçlı 21 Ocak’ta tutuklanmıştı.
Tutuksuz sanıklar ise şöyle: Oya Aslan, Özgür Yılmaz, Güray Dağ, Gülvin Aydın, Efkan Bolaç, Serhan Arıkanoğlu, Zeki Rüzgar, Mümin Özgür Gider, Metin Narin, Sevgi Sönmez, Alper Tunga Saral, Rahim Yılmaz, Selda Yılmaz.
Kozağaçlı ile Tanay Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 314/1. maddesi uyarınca “örgüt yöneticisi olmakla” suçlanıyor.
Avukat Ebru Timtik ise TCK’nın 309/1. maddesindeki “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüsle” suçlandı.
Diğer avukatlar ise örgüt üyesi olmakla suçlanıyor.
“Kendi gelmedi, yakaladık”
Haklarında istenen cezalar şöyle: Kozağaçlı’nın 16 yıldan 27,5 yıla kadar, Tanay’ın 53,5 yıla kadar, Barkın Timtik’in 14,5 yıldan 51 yıla kadar, Aslan’ın 13,5 yıldan 45 yıla kadar, Betül Vangölü Kozağaçlı’nın 9,5 yıldan 25 yıla kadar hapsi istendi.
Avukat Ebru Timtik’in ise ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 13,5 yıldan 76 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Diğer sanıklar da 7,5 yıl ile 15 yıl arasında hapisle yargılanacak.
İddianamede, Selçuk Kozağaçlı’nın 19 Ocak’ta “Atatürk Havalimanı’nda yakalanarak gözaltına alındığı” ileri sürülüyor.
Ancak Kozağaçlı, evine ve işyerine baskın yapıldığını haber alınca, bulunduğu Suriye’den uçağa binerek ifade vermek için kendisi Türkiye’ye gelmişti.
“Sözde demokratik”
İddianamede, Halk Cephesi, Gençlik Federasyonu gibi yasal dernekler “sözde demokratik alan yapılanması” olarak adlandırılıyor.
Yönetmenliğini ve kurgusunu Avukat Oya Aslan'ın yaptığı "Damında Şahan, Güler Zere" isimli belgesel de iddianamedeki deliller arasında. İddianamedeki yorum şöyle:
“Terör örgütü üyesi olup hüküm giyen kişilerin halkın nazarında mağdur ve suçsuz gösterildiği,
Devletin insanlara işkence yapan, tecrit uygulayan ve hapishanelerde imha eden bir yapı gibi gösterilerek insanların devlet erkine karşı alenen tahrik edildiği…”
Kentsel dönüşüme karşı avukatlık...
İddianamenin temelini, “Hollanda ve Belçika Adli Makamları tarafından adli istinabe yolu ile teslim edilen örgüt arşivinin yer aldığı dokümanlar” oluşturuyor.
Dokümanlar, 1997-2003 yılları arasındaki kayıtlara dayanıyor. Hepsi word belgesi ve altlarında imza ya da el yazısı bulunmuyor. Avukatlar, ilk mahkeme sorgularında da bunların delil olarak kullanılamayacağını, belge değeri taşımadıklarını ifade etmişlerdi.
Kentsel dönüşüme karşı hazırlanan kampanyada mağdurların avukatlığını üstlenmeleri ve konuyla ilgili açıklama yapmaları da iddianamedeki suçlardan biri. (AS)