Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP) Temsilcisi Necati Abay 11 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Terör örgütü üyesi olmak suçlamasıyla ceza verilen Abay, kararın açıklanmasının ardından kaleme aldığı basın metninde “Kanıt yok ama kanaatten 11 yıl 3 ay cezaya çarptırıldım” dedi ve ekledi: “Bu cezayı almamda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın doğrudan sorumluluğu bulunuyor.”
“Hukuksuzluk bir kez daha perçinlendi”
Abay, basın metninde kendisine verilen cezayla ilgili şu ifadelere yer verdi:
“Özel yetkili İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 21 Mayıs 2013’te yapılan karar duruşmasında, 10 yıllık yargılamam boyunca aleyhime hiçbir delil bulunmamasına rağmen örgüt üyesi olduğum iddiasıyla ve üstelik üst sınırdan ‘kanıt yok ama kanaatten’ 11 yıl 3 ay ceza verdi. Mahkeme ayrıca yurtdışı çıkış yasağı koydu ve Adli Kontrol kararı aldı.
“Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 15 Ekim 2012 tarihinde açıkladığı kararda, görünürde yerel mahkemenin 4 Mayıs 2011 tarihinde verdiği 18 yıl 9 aylık cezayı fazla bularak lehime bozmuş, ama örgüt üyeliğinden 10 yıl ile 15 yıl arasında cezalandırılmam gerektiğini açıklamıştı.
“Yeniden yargılanmamda esasen bir şey değişmedi, hukuksuzluk bir kez daha perçinlenmiş oldu.
“Erdoğan, Akit ve Star hedef gösterdi”
“Başbakan Erdoğan’ın 7 Mart 2012 tarihinde televizyonlarda isim vererek sözcülüğünü yaptığım TGDP’yi sahte tutuklu gazeteciler listesi oluşturmakla suçlamıştı.
“Hem Yargıtay’ın hem de yerel mahkemenin aleyhime verdiği kararda Başbakan Erdoğan’ın bu karalama faaliyetinin etkisinin bulunduğunu düşünüyorum.
“TGDP’nin, tutuklu gazeteciler gerçeğinin, tutuklu gazeteci sayısı bakımından Türkiye’nin dünya birincisi olduğu gerçeğinin, Türkiye ve dünya kamuoyuna duyurulmasında, kamuoyu oluşturulmasında özel bir rolü bulunuyordu.
“AKP yandaşı Star ve Akit gazeteleri ile habervaktim internet sitesi tarafından, 28 Ocak 2013 tarihinde resmimi de yayımlayarak tamamen yalan ve düzmece haberlerle medya terörizmine maruz kalmıştım. Bu cezayı almamda bu gazetelerin de özel bir rolünün bulunduğunu düşünüyorum.
“Mücadelemin bedeli”
“Türkiye’de basın, düşünce ve ifade özgürlüğü alanında yürütülen mücadelenin sayısız bedeli oldu. Musa Anter, Metin Göktepe, Hrant Dink örneklerinde olduğu gibi kimi gazeteciler canlarıyla bu bedelleri ödedi.
“Meslektaşlarım Hatice Duman, Yüksel Genç, Bayram Namaz, Ömer Çelik gibi kimi gazeteciler cezaevlerinde bu bedelleri ödedi, halen ödemeye devam ediyor.
“Ben de 38 yıllık sosyalist bir gazeteci olarak üç kez tutuklanarak, mahkum olarak bu bedelleri ödedim. Şimdi de sürgün bir gazeteci olarak bedel ödemeye devam ediyorum.
“2003’te Atılım gazetesinde çalışırken maruz kaldığım polis komplosu nedeniyle sürmekte olan davam, hukuksuzluğun bir virajını daha aldı. 10 yıllık adalet arayışımı da sürdürmeye devam edeceğim.
“Özellikle belirtmem gerekir ki, bir işkence mağduru olarak şu anda İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı olan Sedat Selim Ay dahil işkenceci polisleri ve Türkiye devletini AİHM’de mahkum ettirmemin de bir bedelidir yaşadıklarım...” (EKN)