Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 13 korucunun gözaltında kaybedilmesi ve bir kişinin öldürülmesinin yanı sıra köy yakma olayıyla ilgili olarak Türkiye’yi mahkum etti.
Şemdinli’deki Ormancık mezrasında yaşayan 12 korucu Temmuz 1994’te gözaltına kaybedilirken, iki köylü de aynı gün jandarmalar tarafından vurularak öldürüldü.
Yakınları Meryem Çelik, Zübeyda Uysal, Misrihan Sevli, Emine Çelik, Marya Çelik, Hamit Şengül, Fatma Şengül, Besna Sevli, Hanife İzci, Şakir Öztürk, Kimet Şengül, Hazima Çelik, Şekirnaz İnan ve Hamayil İnan 10 Eylül 2002’de AİHM’e başvurmuştu.
Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) “işkence yasağını, yaşam hakkını, özgürlük ve güvenlik hakkını” düzenleyen maddelerini ihlalden suçlu bulundu. Türkiye başvuruculara toplam 1,460 milyon Euro maddi ve manevi tazminat, masraflar için de 5 bin 200 Euro ödeyecek.
Dövdüler, öldürdüler, evlerini yaktılar, kaybettiler
Hakkari’nin Şemdinli ilçesindeki Ortaklar köyünün Ormancık mezrasında 24 Temmuz 1994’te askeri operasyon yapıldı.
Mezrada yaşayan ve çoğu köy korucusu olan erkeklere meydanda toplanması emredildi. Toplanan erkekler çırılçıplak soyularak dövüldü. O dönem hamile olan başvuruculardan Emine Çelik ile Zübeyda Uysal da jandarmanın yaptıklarına karşı çıktıkları için dövüldü. Her ikisi de olayın ardından düşük yaptı.
Meydanda toplanmayı reddeden Kerem İnan, orada, herkesin gözü önünde öldürüldü.
Jandarma mezradaki evleri yaktı. Köylüler Cemal Sevli, Reşit Sevli, Aşur Seçkin, Salih Şengül, Yusuf Çelik, Naci Şengül ve Kemal İzci araçlara bindirilerek Derecik askeri üssüne götürüldü.
O sırada mezraya gelmekte olan iki otomobili de durduran jandarma, araçlardaki dört çocuğu indirip gitmelerine izin verdi, Hayrullah Öztürk, Abdullah İnan, Mirhaç Çelik, Seddik Şengül, Casım Çelik ve Hurşit Taşkın ise gözaltına alındı. Jandarma araçları da yaktı.
AİHM’e gönderilen o günkü jandarma tutanağında, “Ormancık’ta çatışma çıktığı ve mezranın silahlı çatışma sonucu yandığı” iddiası yer alıyordu.
Jandarmanın gözaltına aldığı köylülerden bir daha haber alınamadı.
Üç yıl kampta yaşadılar
Ormancık sakinleri, Türkiye’yi terk etmeye zorlandılar, Irak sınırından geçerek Atruş kampına yerleştiler. Kampın 1997’de kapanmasının ardından Süleymaniye’ye taşındılar. 1997’nin sonbaharında da Şemdinli’ye geri döndüler.
Temmuz 1998’de dönemin ANAP Milletvekili Naim Geylani, mezrayı ziyaret ettiğinde olayı öğrenince TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na başvurarak iddiaların araştırılmasını istedi.
Komisyon: İddialar asılsız!
Dönemin komisyon başkanı, Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt, 10 Şubat 1999’da Geylani’yi bilgilendirdi.
Pişkinsüt, “Üç köylünün PKK’yle bir anlaşma yaptığını, köy korucularının yaşadığı yere PKK’nin şiddet eylemi düzenlememesi için örgüte lojistik destek sağlamayı kabul ettiklerini” açıkladı. Pişkinsüt, köylülerin PKK’ye yardım ettiği dönemde, toplam 18 askerin PKK tarafından öldürüldüğünü de ekledi. Komisyon raporunda, “iddiaların asılsız olduğu” sonucuna varıldı.
“Dava açılmasına gerek yok”
6 Temmuz 1998’de olayın basına da yansımasıyla, Hakkari Cumhuriyet Savcısı, Şemdinli savcısından olayın araştırılmasını istedi. Şemdinli Cumhuriyet Savcısı, Ağustos 1998-Ocak 1999 arasında köylülerin ifadesini aldı.
Savcıya ifade veren dönemin üs komutanlarından Yarbay A.Ç. ile jandarma F.A. suçlamaları reddetti. Genelkurmay da gözaltına alınan köylülerin ifadelerinin alındıktan sonra serbest bırakıldığını yazdı. Yalnızca Aşur Seçkin’in PKK’ye katılmak için kaçarken vurulduğunu kabul ettiler.
Savcı, 13 Nisan 1999’da hazırladığı fezlekede A.Ç. ile F.A. hakkında cinayet, gasp, düşüğe neden olma, köyü terk etmeye zorlamak suçlamalarıyla dava açılmasını talep etti. Ancak iki asker için soruşturma izni verilmedi.
Van Bölge İdare Mahkemesi de 18 Temmuz 2000’deki kararıyla dava açılmasına gerek olmadığını açıkladı.
Avukat Levent Kanat’ın karara yaptığı itirazlar da reddedildi, Kanat 2002’de AİHM’e başvurdu.
Türkiye tazminat ödeyecek
AİHM, bugün verdiği kararla, Türkiye’nin AİHS’nin “yaşam hakkını” düzenleyen 2., “işkence yasağını” düzenleyen 3., “özgürlük ve güvenlik hakkı” başlıklı 5., maddelerini hilal ettiğine karar verdi.
Meryem Çelik, Zübeyda Uysal, Misrihan Sevli, Emine Çelik, Marya Çelik, Fatma Şengül, Besna Sevli, Hanife İzci, Kimet Şengül, Hazima Çelik ve Şekirnaz İnan’a 65’şer bin Euro manevi, 60'şar bin Euro maddi tazminat alacak.
Hamit Şengül ve Şakir Öztürk 32 bin 500’er Euro, Hamayil İnan da 20 bin Euro manevi tazminat almaya hak kazandı.
Ailelere ayrıca masraflar için de 5 bin 200 Euro ödenecek. (AS)