Uçan Süpürge'den Selen Doğan, Eğitim Bakanlığı'nın yeni Orta Öğretim Kurumları Yönetmelik Taslağı'nda evliliklerle ilgili maddenin çocuk gelinlerin önünü açacağını belirtiyor.
Taslağa göre, mevcut yönetmelikteki "Evli olanların kayıtları yapılmaz. Öğrenci iken evlenenlerin kayıtları silinerek okulla ilişkileri kesilir" düzenlemesindeki ikinci cümle kaldırılıyor. Yani evli çocukların kayıtları yapılmayacak ancak çocuklar öğrencilikleri sırasında evlenebilecek.
Evlilik yaşının medeni yasada daha da yükseltilmesine dair 50 bin imzayı meclis başkanına sunan Uçan Süpürge'den Doğan, "Evlilik yaşını yükselten yasal düzenlemenin meclis gündemine gelmesini beklerken, böyle haberlerle karşılaştık" diyor.
Taslak çocuk evliliklerinin önünü açıyor
Taslak akla birçok soru getiriyor: Yönetmelikteki değişiklik çocuk yaşta evliliklerin mi yoksa küçük yaşta evlendirilen çocukların eğitimine devam etmesinin mi önünü açar? Doğan cevaplıyor:
"Bütün çocukları eğitimin içinde tutabilmek de, onların küçük yaşta evlenerek bir ihmal ve istismara maruz bırakılmalarını önlemek de devletin ve yasaların görevi. Sonuçta biz 18 yaşına kadar çocuğuz ve bize bakmak zorunda olan bir sosyal devletten bahsediyoruz.
"Çocukların eğitimi, bu eğitimin içinde ne kadar çok kaldıkları çok önemli. Bizler, hak savunucuları olarak tam da bunun için uğraşıyoruz, çocuklar daha çok eğitimde kalsınlar ki küçük yaşta evliliğin içine düşme riskleri biraz daha azalsın, ötelensin. Kesintisiz eğitim, 12 yıllık zorunlu eğitim çocuk gelinleri önlemek için bir yol.
"Ama bu taslak yürürlüğe girerse çocuk evliliklerini azaltmak yönünde bir yol olmayacak, bizi tam tersine götürecek."
"Evlilik ve annelik okulda 'havalı' bir şey gibi görünür"
Doğan, sınıflarda evli çocukların olmasının diğer çocuklarda özenme duygusu uyandıracağını ve çocuk gelinlerin sayısının artmaya başlayacağını ifade ediyor.
"O çocuklar parmaklarında yüzükle, dillerinde bir evlilik hikayesiyle okula gittiklerinde pek çok çocuğu da evliliğe teşvik edecektir. O yaşlarda özenme, imrenme çok olur. Evlilik onlara 'havalı' bir şey gibi gözükecektir.
"Bebek sahibi olmak da kız çocukları arasında aynı etkiyi yaratacak. Çünkü annelik de bu cinsiyetçi toplum literatüründe kutsallık atfedilen bir şey. Hamilelik insanların seni daha çok sevdiği, önemsediği, üzerine titrediği bir dönem. Evde belki çok değer verilmeyen bir kız çocuğu bunu da yaşamak isteyecek.
"Yasaları yaparken biraz sosyoloji, psikoloji de bilmek lazım. Böyle kuru kuru yasa metinleri olmamalı. Etkileri göz önünde bulundurulmalı."
Okul ortamında evlilik nasıl sürdürülür?
Doğan okul ortamında evliliği sürdürmek güç bir durum olduğunun altını çiziyor.
"Cinsiyetçi rollerin çok egemen olduğu bir toplumda yaşıyoruz. Evli bir çocuktan beklentileri düşünelim; evin idaresi, temizliği, kocanın konforu vs. Bunları bütün gece yapıp, sabah kalkıp okula gidecek.
"Ayrıca lise eğitimi meslek eğitiminin ilk basamağıdır. Bu çocuklar liseyi -evli ya da değil- bitirmiş bile olsalar üniversiteye devam edemeyecek, dolayısıyla meslek sahibi olamayacaklar. Olsalar bile o sırada belki çocuk yapacaklar, belki eşleri tarafından engellenecekler ve diledikleri gibi bir işte çalışamayacaklar. Kısacası zincirleme bir dizi olumsuzluk da beraberinde gelecek."
"Yasa yapıcılar, hak örgütlerinin deneyimlerine kulak vermeli"
Doğan, yasa yapıcıların böyle taslaklar hazırlarken, alanda çalışan, sahada tanıklıkları olan, çocuk evliliğinin zararlarını bilen örgütlere kulak kabartmaları gerektiğini hatırlatıyor.
"Yasa yapıcıların çocuk gelinler meselesinin sadece iki çocuğun nikah masasına oturduğu bir fotoğraftan ibaret olmadığını bilmesi gerekiyor. Çocuklara yönelik ihmaller, çocukların eğitimi, aile içindeki rol modelleri, okulda onlara yaşatılanların bütününe yayılıyor.
"Çocukluğu bir süreç olarak kabul edip buna göre yorumlamak, başını sonunu iyi analiz edebilmek gerekiyor." (ÇT)