"Bu bir sonuç değil, başlangıç. Hala olayın nasıl olduğu, toplu mezarda bulunanların nasıl öldüğü ve gömüldükleri, mezardaki diğer kişilerin kimlikleri açığa çıkmış değil. O mezarda dokuz kişi daha var. Hala olayın failleriyle ilgili bir soruşturma başlamadı."
Toplu mezardaki kardeşi Ali'nin cenazesini almak için 66 gün açlık grevi ve ölüm orucu yapan Hüsnü Yıldız, dört gün önce Adli Tıp Kurumu'ndan aldığı haberle artık ziyaret edebileceği bir mezarı olacağını öğrendi...
Yıldız, duygularını "Hem sevinçli hem üzgünüm" diye tanımlıyor.
1997'de Dersim'in Çemişgezek ilçesindeki çatışmada öldürülen ikisi Devrimci Halk Kurtuluş Partisi/Cephesi'nden (DHKP-C) 17'si PKK'li 19 kişinin olduğu toplu mezar 3 Şubat 2011'de bulunmuştu.
Savcılık ölüm orucuna giren Yıldız'ın talebini kabul etti ve 12 Ağustos 2011'de mezar açıldı. Mezardan çıkan kemiklerden ikisinin Devrimci Halk Kurtuluş Partisi/Cephesi'nden (DHKP-C) Ali Yıldız ile PKK'li Neşirvan Yasinoğlu'na ait olduğu saptandı.
15 yıl sonra kardeşinin cenazesine ulaşan Hüsnü Yıldız, ile bu süreçte onun yanında olan hukukçular ve uzmanlar, bugün İstanbul Barosu Toplantı Salonu'nda nasıl "başardıklarını" anlattı.
Açıklamaya, Yıldız'ın yanı sıra Adli Tıp Uzmanları Derneği'nden (ATUD) Dr. Ümit Ünüvar ile Dr. Mehmet Ali Malkoç, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi Başkanı Taylan Tanay, Tutuklu Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği'nden (TAYAD) Mehmet Güvel ve Halkın Hukuk Bürosu'ndan Ebru Timtik katıldı.
Tanay, açılan toplu mezarda daha çıkarılmayan dokuz kişinin cenazesinin olduğunun altını çizdi.
"Kazılarda 15 insanın kemiklerine ulaşıldı, 14'ünün kimliklendirme çalışması tamamlandı. Beş aile, mezarda yakınları olabileceğini söyleyerek başvurmuştu. Yapılan DNA eşleştirmesi sonucu mezardan çıkarılan iki kişinin Ali ile Neşirvan olduğu tespit edildi."
"Ali Yıldız'ın otopsi raporunda, ölüm şekli, ölüm nedeni yazılı değildi. Oysa biz bu taleplerle birlikte tam bir inceleme yapılmasını istemiştik."
"Ancak sadece DNA karşılaştırması yeterli görülerek diğer delil ve bulguların paylaşılmaması, toplu ölümlerde devletin sorumluluğunun gündeme gelmemesi ve faillerin yargı önüne çıkması için gereken süreç başlatılmadığından bizim de işimiz henüz tamamlanmadı."
Tanay, sadece cenazelerin yakınlarına teslimi ile yetinen bir çalışmanın eksik olduğunu açıkladı.
"Çemişgezek bir milat"
Ünüvar da iki ailenin yaralarının sarıldığını, onların artık bir mezara kavuşacağını söyledi ve "Ya diğerleri?" diye sordu. Bu olayla ilgili de sorumlular hakkında soruşturma aşamasının tamamlanmamış oluşuna dikkat çekti.
Malkoç "Çemişgezek kazılarının toplu mezarlar açısından bir milat olduğunu, burada mezarın iş makineleri kullanılmadan ve uzmanlar gözetiminde, usulüne uygun olarak açıldığını" söyledi.
"Mezar açma işlemi uluslararası standartlara uygun gerçekleştirildi. Daha önce iş makineleriyle açılan mezarlarda deliller ve bulgular tahrip ediliyor ve kimlik tespiti zorlaşıyordu."
Güvel, yıllardır gözaltında kayıplarla, işkenceyle, tecritle mücadele ettiklerini, mücadeleyi sürdürmedikçe hiçbir şeyin kazanılamayacağını gördüklerini ifade etti.
Avukat Timtik de bu mücadeleyle bir kez daha toplu mezar gerçeğini gündeme getirdiklerini, bundan sonraki sürecin de hukuki yönden takipçisi olacaklarını açıkladı.
Hüsnü Yıldız ise kendisiyle birlikte bu mücadeleye katılan başta Dersim halkı olmak üzere herkese teşekkür etti.
Yıldız da henüz işin başında olduklarını tekrarladı ve hem faillerin yargılanmasıyla ilgili yasal sürecin takipçisi olacağını hem de toplu mezarların açılmasıyla ilgili mücadelede yer alacağını belirtti. (AS)
* Ali Yıldız'ın cenaze töreni, 25 Şubat Cumartesi günü saat: 13:00'te Gazi Cemevi'nde yapılacak.