360 haftadır devletin güvenlik güçlerince gözaltına alınarak kaybedilen yakınlarının akıbetlerinin açıklanması ve sorumluların yargılanması için toplanan Cumartesi İnsanları bugün yine Galatasaray'daydı.
Dargeçit kayıplarına dair devletin "serbest bıraktık, terör örgütüne katıldılar" sözünün yanlışlığını, suç duyurularını soruşturmak yerine takipsizlikle kapatmasının sonuçlarını ve gerçeğin dün nasıl açığa çıktığını anlattılar.
Dün, 17 Şubat'ta tanıkların ifadelerinden yola çıkılarak altı kişinin gömüldüğü iddia edilen kuyular, aileler, avukatlar, İnsan Hakları Derneği (İHD) yöneticileri, savcı, kaymakam ve adli tıp uzmanlarının eşliğinde açıldı. İş makineleriyle açılan kuyulardan bir şey çıkmadı. Savcı olay yerinden ayrıldı ama aileler ayrılmadı, elleriyle açtıkları başka bir kuyudan yanmış iki kemik parçası çıktı. Kemikler tutanakla savcıya teslim edildi.
20 Şubat'ta kazının devam etmesi için savcılığa başvuru yapılacak.
İnsanlık suçu
Cumartesi İnsanları bir kez daha seslerini duyurmaya çalıştı.
Dargeçitte yakınları kaybedilenlerden Mukaddes Coşkun kaybedilen çocukların fotoğraflarını gösteriyordu: "Daha 13 yaşındaydılar, okuldan aldılar götürdüler. Bunlardan terörist olur mu?"
Adalet Bakanı'na ölüm kuyularının açılması mesai saatleri ile mi sınırlı, bu kadar bürokratik işlem gerekli mi, devletin haftasonu çalışacak personeli yok mu diye; Genekurmay Başkanı'na "komutanı olduğunuz ordu 13-14 yaşındaki çocukları vahşi işkencelerle kaybederek mi vatanı korudu, diye sordu Cumartesi İnsanları.
Ve İçişleri Bakanı'na soruldu: İnsanlığa karşı suç işleyen Bodrum Gümüşlük Belediye Başkanı Emekli Albay Mehmet Tire ve Sivas Çepni Belediye Başkanı Emekli Albay Hurşit İmren'i görevden alacak mısınız?
Gerçek biliniyor ama...
29 Mayıs 2009'da Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığı ailelerin ısrarlı çalışmaları sonucu soruşturma yaparak fezleke düzenlemişti.
Fezlekede Davut Altunkaynak (13), Seyhan Doğan (14), Nedim Akyön (16), Mehmet Emin Aslan (19), Abdurrahman Olcay (20), Abdurrahman Coşkun (21), Hikmet Kaya'nın (24) gözaltında kaybedildiği; Süleyman Seyhan'ın (57) işkence ile öldürülüp bedenin yakılarak bir kuyuya atıldığı kabul edildi.
Dargeçit'teki insanlık dışı uygulamalara katılan ama kayıp yakınlarına bilgi veren Dargeçit İlçe Jandarma Komutanlığı'nda göevli Uzman Çavuş Bilal Batırır'ın komutanlarının emriyle askeriyenin kazanında yakılarak kaybedildiği de fezlekede yer aldı.
Dargeçit İlçe Jandarma Komutanlığı'ndan Merkez Bölük Komutanı Mahmut Yılmaz, Uzman Çavuş Kerim Şahin, korucu Naif Çelik bu kayıplardan sorumlu tutuldu ve silahlı örgüt kurma, kasten adam öldürme, azmettirme, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma nedeniyle suçlandı.
Pervasız yalanlar
17 yıldır oğlu Murat Yıldız'ın akıbetini öğrenmeye çalışan Hanife Yıldız da 360 haftadır olduğu gibi yine Galatasaray'daydı.
Yıldız yaptığı konuşmada "Murat'ı bulmadaki kararlılığını" dile getirdi. "Hükümet istediği zaman istediğini içeri atıyor ama çocuklarımızı kaybedenler terfilerle korunuyor" dedi.
Murat Yıldız 17 yıl önce, 20 yaşındayken sivil polislerin de bulunduğu bir kafeteryada silahla havaya ateş etti. Karakola çağrılan Murat, annesi ve avukatıyla birlikte İzmir Bornova Asayiş Şubesi'ne gitti. Komiser Ramazan Kaya ve polis memuru Tahir Şerbetçi Murat Yıldız'ı aldı. Hanife Yıldız oğlunu bir daha göremedi.
Polisler Murat'ın İstanbul'a götürülürken gece 22.00'de feribottan atlayıp yüzerek kaçtığını iddia etti. Yargı Murat'ı kaybeden polislere 1 lira 18 kuruş ceza verdi. (YY)