Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bünyesinde oluşturulan "Terör ve şiddet olayları kapsamında yaşam hakkı ihlallerinin incelenmesi" alt komisyonu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı'ndan (THİV) Coşkun Üsterci'yi dinledi.
THİV Yönetim Kurulu Üyesi Üsterci, 90'lı yıllardaki hak ihlallerini ve faili meçhul cinayetleri anlattı.
Üsterci, 1990'lı yıllarda yoğun insan hakları ihlalleri yaşandığını ve 1990-1994 arasında ihlallerin arttığını söyledi. Üsterci, dün yaptığı konuşmada, "1992-1993-1994 yıllarında, faili meçhul cinayetler, yargısız infazlar, gözaltında ya da cezaevinde hayatını kaybetmeler var" dedi.
Zamanaşımı süresinin yaşam hakkı ihlaline yönelik suçlarda uygulanmaması gerektiğini söyleyen Üsterci, 1992 ve 1993'teki faili meçhullere ilişkin dosyaların, eğer hemen soruşturulmazsa, mevcut kanunlara göre zamanaşımına uğrayacağını açıkladı.
Susurluk raporunda 1990'lı yılların başına özel bir gönderme yapıldığını belirten Üsterci, "Bu yıllarda hak ihlallerinin neden arttığına baktığımızda, karşımıza Kürt sorunu çıkıyor. Devlet, kontrgerilla ve harp yöntemlerine yönelince ağır hak ihlalleri yaşandı" diye konuştu.
Üsterci, insanların yaşadıkları ihlaller sonrasında yaşadıkları travmayla baş edebilmeleri için öncelikle hakikatin ortaya çıkması gerektiğini vurguladı.
"İnsanların kayıp olan yakınının cesedini alıp gömememesi ve arkasından yasını yaşayamaması çok ağır travmatik sonuçlara neden oluyor."
Devletin insan hakları ihlallerini kayda alan bir çalışma yapmadığını söyleyen Üsterci, Birleşmiş Milletler (BM) Kayıplar Sözleşmesi'ni (Tüm Kişilerin Zorunlu Kaybetmeye Karşı Korunması İçin Sözleşme ) 88 ülkenin imzaladığını, 25 ülkenin de parlamentolarından geçirerek onayladığını dile getirerek, Türkiye'nin de bu sözleşmeyi bir an önce imzalaması gerektiğini söyledi.
"Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) zorla kaybetmeleri yasaklayan ve bu eyleme ceza everen bir hüküm yok. Türkiye bu sözleşmeyi imzalarsa bu tür suçlar için ceza düzenlemesi de getirilebilir."
Üsterci, Diyarbakır İçkale'de bulunan kemikler konusuyla ilgili olarak da "Kemikler JİTEM'in bulunduğu yerin bahçesinde bulunuyor. Failler o kadar pervasızlar, hukukun kendilerine dokunmayacağına o kadar eminler ki cesetleri uzağa değil hemen oraya gömüyorlar. Kayıpların bulunmasındaki bir amaç da onların usulüne uygun olarak gömülmelerini sağlamak" dedi.
Üsterci, komisyona sunduğu raporda, 1990-2011 arasındaki toplam faili meçhul cinayet sayısının 1901 olduğunu açıkladı.
Faili meçhul cinayetlerin en yoğun yaşandığı dönemler, 1992-1993-1994 yılları. 1990'da 11, 1991'de 31 olan faili meçhul cinayetler, 1992'dan itibaren tırmanışa geçiyor. 1992'de 362, 1993'te 467, 1994'te 423 faili meçhul cinayet gerçekleşiyor.
1995'ten (166) itibaren azalmaya başlayan faili meçhul cinayetler, 1996'da 113'e, 1997'de 65'e, 1998'de 45'e, 1999'da 52'ye düşüyor. (AS)
* TİHV'in 2010 Türkiye İnsan Hakları Raporuna buradan ulaşabilirsiniz.
* Son 20 yıllık faili meçhul cinayetleri içeren yaşam hakkı raporuna buradan ulaşabilirsiniz.