Kuzey Kıbrıs'ta askerlik yaparken "Disko" olarak tabir edilen disiplin koğuşuna konulan ve 25 Temmuz günü gardiyan olarak askerlik yapan erler Fırat Keser ve Ayhan Aslan tarafından ciddi şekilde dövülen ve güneş altında sandalyeye kelepçelenerek tutulan Uğur Kantar dün akşam (12 Ekim) hayatını kaybetti.
Kantar, Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) yoğun bakım ünitesinde 26 Temmuz'dan bu yana tedavi altındaydı.
2,5 ay yoğun bakımdan çıkamadı
Kantar ailesinin avukatı Teoman Özkan, süreci bianet'e şu sözlerle anlattı:
* Uğur Kantar, 25 Temmuz'da gördüğü yoğun işkence sonrasında 26 Temmuz'da GATA'da yoğun bakıma alındı ve düne kadar buradan çıkamadı.
* Son zamanlarda artık hiç tepki veremiyordu. Son iki gün ateşi de çok yükselmişti ve dün hayatını kaybetti.
* Şu anda Keçiören'de Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nda otopsisi yapılıyor. Otopsi sonucuna göre yargılamanın şekli belli olacak.
* Kuzey Kıbrıs'taki askeri savcılık iddianameyi 6 Ekim'de hazırlamış ve Askeri Mahkeme'ye sunmuştu. Sanık durumunda olan kişiler hala "asker" olarak gözüktüğü için Askeri Mahkeme'de dava açıldı.
* İşkence sonucu ölüm olduğu ve Askeri Ceza Kanunu'nda işkence tanımlanmadığı için mahkemenin görevsizlik kararı vereceğini düşünüyorum.
* Ayrıca iddianame "kasten adam yaralama" suçlamasıyla hazırlanmıştı. Uğur hayatını kaybettiği için ek iddianame hazırlanacağını ve sanıkların "kasten adam öldürme" suçlamasıyla yargılanacaklarını düşünüyorum.
"Dayaktan sonra güneşin altında kelepçeli oturtuldu"
Söz konusu garnizonda askeri disiplin koğuşunda gardiyanların askerlere çok kötü muamelede bulunduğunu ve aşırı sıcağa rağmen düzenli su verilmediğini söyleyen Avukat Özkan, söz konusu olayların Uğur Kantar'a verilen yedi günlük cezanın bitmesine iki saat kala yaşandığını söyledi.
"Uğur'a öncesinde de kötü davranıyorlar ve çok susuz bırakıyorlar ama en azından ayakta durabiliyor" diyen avukat Uğur'un disiplin koğuşundaki son iki saatini şöyle özetliyor:
* İki saatlik süre içinde gardiyanlardan iki tanesi Kantar'ı banyoya çekerek ciddi şekilde dövüyorlar. En sonunda yere kapaklanan Kantar'ın numara yaptığını ileri sürerek dışarıya güneşin altına çıkarıyorlar ve temmuz ayında Kıbrıs gibi bir yerde, o halde olan, susuz bir insanı sandalyeye kelepçeleyerek yarım saat orada bırakıyorlar.
* Yarım saat sonunda kelepçeleri çözüp güneşten çekiyorlar. Bu sırada iki saatlik süre doluyor ve bir asteğmen Uğur'u almaya geliyor.
* Uğur'un baygın olduğunu görünce önce revire, sonra Lefkoşa Nalbantoğlu Hastanesi'ne, oradan da Girne Askeri Hastanesi'ne götürüyorlar. Ancak buralarda kimse ne yapacağını bilemiyor.
* Bunun üstüne ambulans uçakla Ankara'ya GATA'ya götürüyorlar. Bu arada susuz kaldığı için böbrekleri ve beyin hücreleri tamamen iflas ediyor.
"Sıralı amirlerin tümü hakkında suç duyurusu"
Olayın yaşanmasının hemen akabinde askeri savcının 40 kişiyi sorguladığını söyleyen Teoman Özkan, Uğur'u döven erler Fırat Keser ve Ayhan Aslan'ın tutuklanarak askeri cezaevine gönderildiklerini söyledi.
6 Ekim'de bu kişiler hakkında hazırlanan iddianamede, ölüm olayı gerçekleştiği için değişiklik yapılması ve bu kişilerin "kasten adam öldürmek" suçundan yargılanması gerektiğini söyleyen Avukat Özkan, Keser ve Aslan'ın askerliklerinin bitiminden sonra sivil cezaevine nakledileceklerini söyledi ve ekledi:
"Sadece bu iki askerin değil öncelikle cezaevi müdürü ve disiplin koğuşunun bağlı olduğu birlik komutanından başlayarak sıralı olarak tüm rütbeliler hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Sonuç olarak Uğur askerdi ve devlete emanet edilmiş bir insandı. Burada sıralı amirlerin tamamının bu ölümden sorumlu olduğu düşüncesindeyim." (EKN)