Birleşmiş Milletler'in (BM) zorla kaybedilmeleri yasaklayan ve ailelerinin kaybedilenle ilgili gerçeği öğrenmesine mkan veren Kayıplar Sözleşmesi yaklaşık üç buçuk yıldır imzaya açık. Türkiye hâlâ imzalamadı.
Son bir yılda Benin, St. Vincent and Grenadines ile birlikte imzacıların sayısı 83 oldu. Bu dönemde Almanya, Burkina Faso, Ekvador, İspanya, Japonya, Mali, Nijerya, Şili'nin katılımıyla taraf ülke sayısı 18'e çıktı. Bu sayı 20 olunca sözleşme uluslararası hukukta yürürlüğe girmiş olacak.
Türkiye eleştiriliyor, imzaya çağrılıyor, kılını kıpırdatmıyor
Türkiye 6 Şubat 2007'de imzaya açılan sözleşmeyle henüz ilgilenmedi. 10 Mayıs'ta BM İnsan Hakları Konseyi'ndeki dönemsel gözden geçirme toplantısına raporunu sunan Türkiye, bu konuya değinmedi bile. Oysa aynı toplantıda, Türkiye'ye gelen çağrılardan biri, sözleşmeyi zaman geçirmeden imzalayıp onaylamasıydı.
Türkdoğan: Hiçbir açıklama gelmedi
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul ve Diyarbakır'da her cumartesi, gözaltında kayıpları ve faili meçhul cinayetleri gündeme getiriyor. bianet'in görüştüğü İHD Başkanı Öztürk Türkdoğan, hükümetten ya da yetkililerden sözleşmeyle ilgili ne yaptıklarına dair hiçbir açıklama gelmediğini söylüyor.
Türkdoğan'a göre, sözleşmenin görmezden gelinmesinin ardında yatan asıl neden kayıplar sorununda rol alanların çoğunun halen askeriyede, mülki amirliklerde ve siyasette görev başında olması.
"Kayıpların sorumluları hâlâ görev başında"
İHD istatistiklerine göre, son dört yıl da zorla kaybedilme vakasını yaşanmamasını olumlu bir gelişme olarak değerlendiren Türkdoğan, "Hükümet bu konuda ciddi bir irade göstermek istiyorsa, ilk yapacağı şey sözleşmeyi onaylamak. Ardından kayıplarla ilgili ceza mevzuatını düzenlemek" diyor.
Türkdoğan'a göre, sözleşmeye taraf olabilmek ve yükümlülüklerini yerine getirebilmek için de zihniyet olarak yeni bir sayfaya ihtiyaç var:
"Bu sayfa yüzleşme sayfasıdır. Kayıp sorunuyla ilgilenen hak örgütlerinin çalışmalarını ortaklaştırmasını umuyorum."
Kaybedilenin akıbetini öğrenmek bir hak
Tam adı "Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme" olan metin, zorla kaybetmeye mutlak bir yasak getirmesinin yanı sıra, taraf devletlerin iç hukuklarında bu eylemi bir suç olarak tanımlamasını da şart koşuyor. Ayrıca yaygın veya sistematik kaybetme eylemlerini de insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında sayıyor.
Sözleşme, kaybedilenlerin ve ailelerin haklarını da garanti altına alıyor. Bunların arasında kaybetme eyleminin koşullarıyla, kaybedilen kişinin akıbetiyle ilgili gerçekleri bilme hakkının yanı sıra, zararın tazmini de yer alıyor.
Zorla kaybetme, aynı anda birçok insan hakları ihlali anlamına geliyor: Kişi güvenliği ve bütünlüğü, işkence, zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele görmeme, adil yargılanma ve aile yaşamı hakları. (TK)
* Sözleşmenin İngilizce tam metnini görüntülemek için tıklayın.
* Sözleşmenin imza durumunu görüntülemek için tıklayın.