Haberin İngilizcesi için tıklayın
Tutuklu akademisyen Füsun Üstel’in cezasının infazının durdurulmasının reddine dair itirazı değerlendiren 33. Ağır Ceza Mahkemesi (ACM) üyelerinden biri itirazın reddi kararına “suçun oluşmadığı” yönünde şerh düştü.
Üye hakim şerhinde bir televizyon programındaki ifadeleri nedeniyle "terör örgütü propagandası yaptığı" gerekçesiyle hapse gönderilen öğretmen Ayşe Çelik hakkında Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) verdiği "hak ihlali" kararını hatırlattı.
Üstel’in dosyasında da benzer bir kararın çıkma ihtimali bulunduğunu göz önüne alan hakim “muhtemel bir hak ihlali yaşanmaması için” infazın durdurulması talebinin kabul edilmesi gerektiği görüşünde olduğunu ifade etti.
Barış bildirisi imzacısı olduğu için 32. ACM tarafından “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla 1 yıl 3 aylık hapis cezasına çarptırılan Prof. Dr. Füsun Üstel Mayıs'tan beri Eskişehir H Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu.
Başvuru “hukuki neden bulunmadığından” reddedildi
Üstel’in avukatları Fikret İlkiz ve Sennur Baybuğa hükmün kesinleşmesinin ardından mahkemeye infazın durdurulması için başvurdu.
Avukatların başvurusunda AYM ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) göre, müvekkilin ifade özgürlüğünün ihlal edildiği ve öncelikli inceleme talebiyle AYM’ye başvuru yapıldığı ifade edilerek infazın durdurulması talep edildi.
32. ACM bu talebi “infazın durdurulmasını gerektirecek hukuki bir neden bulunmaması, AYM’ye bireysel başvuru yapmanın infazın geri bırakılmasını gerektirmemesi bu duruma göre ileri sürülen hususların infazın durdurulmasını gerektirecek yasal ve hukuki sebeplerden sayılmadığı ve dolayısıyla mevcut hale göre yasal olanak bulunmadığı dikkate alınarak” reddetti.
Kararın reddinin itirazına da ret
İlkiz ve Baybuğa, infazın reddi kararını itiraz yoluyla 33. ACM’ye taşıyarak AYM’nin Ayşe Çelik kararının da itirazla birlikte değerlendirilmesi talebinde bulundu.
Ayşe Çelik AYM'nin 'Hak İhlali' Kararı Sonrası Tahliye Edildi
Üstel hakkında 4 Nisan 2018’de verilen hapis cezası kararı ile ilgili infazın durdurulması istendi.
Değerlendirmeyi yapan 33. ACM heyeti, “32. ACM2nin infazın durdurulması talebinin reddine ilişkin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu” gerekçesiyle sanık müdafilerinin itirazını oy çokluğuyla reddetti.
Şerh: Suçun unsurları oluşmamıştır
Karara muhalefet şerhi düşen üye hakim, sanığa yönelik suçlamaya konu edilen metnin “ifade özgürlüğü” kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunarak suçun unsurlarının oluşmadığını kaydetti.
Ayrıca sanık avukatlarının AYM’ye yaptıkları bireysel başvurunun sonucunun beklenilmesi gerektiğini ifade ederek infazın durdurulması yönünde oy çokluğuyla verilen karara şerh düştü:
“... İddiaya konu yazı içeriği incelendiğinde herhangi bir terör örgütünün adının geçmediği, yazının muhtevası, sanığın kimliği, konumu, konuşulan yer ve zaman gibi açık ve yakın tehlike testi bakımından analize tabi tutulduğunda yazının yasada tanımlandığı şekilde herhangi bir terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek nitelikte olmadığı, yine yazı içeriğinde şiddetin bir araç olarak gösterilmediği, kişilerin hedef gösterilip kanlı bir intikam istenmediği, benimsenen düşünceler için şiddete başvurmanın meşru bir yol olduğunun ileri sürülmediği, yazı içeriğinin insanda saldırgan duygular uyandıracak biçimde anlamsız bir nefret yaratarak şiddetin doğmasına uygun ortamı kışkırtacak tarzda da olmadığı, yazı içerisinde rahatsız edici ifadeler olduğu değerlendirilse bile, demokratik bir toplumda bu ifadelerin "çoğulculuğun, hoşgörünün ve geniş fikirliliğin doğasında bulunan saldırgan, şok eden, rahatsızlık veren veya ayrılık yaratabilen fikirler' bağlamında "İfade Özgürlüğü' kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, dolayısıyla atılı suçun unsurlarının oluşmadığının tarafımca değerlendirildiği...”
Ne olmuştu?Kürt illerindeki sokağa çıkma yasakları sırasında "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisine imza atan akademisyenler hakkında 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) “örgüt propogandası” fiilini düzenleyen 7/2 maddesinden dava açıldı. 5 Aralık 2017'den bu yana devam eden yargılamalar kapsamında 31 Mayıs 2019 itibariyle 195 akademisyen hapis cezasına mahkum oldu. 195 kişi içerisinden 29 kişinin hapis cezası 2 yılın üstünde kaldığı için (CMK md. 286), 6 kişi ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediği için toplamda 35 kişinin mahkumiyet kararı ertelenmedi. İtiraz yoluyla İstinaf Mahkemesi’ne giden bu mahkumiyet kararlarından Prof. Dr. Füsun Üstel'e 32. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 4 Nisan 2018'de verilen 1 yıl 3 aylık hapis cezası kararı 25 Şubat 2019'da onandı. İstinafın onama kararının ardından infazın durdurulması için Üstel'in avukatları İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz etti ancak cezanın infazına başlandı. Üstel, 8 Mayıs'ta onanan 1 yıl 3 aylık hapis cezasının infazı için Eskişehir Kadın Kapalı Cezaevi’ne teslim oldu. 21 Mayıs'ta Eskişehir 1. İnfaz Hakimliği, Üstel’in açık ceza infaz kurumuna ayrılma talebiyle yaptığı başvuruyu kabul etti. Ancak savcının itirazı üzerine kararı değerlendiren Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi, İnfaz Hakimliği tarafından verilen kararı bozdu. |
(TP)