Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
“AYM, Kavala’nın tutukluluğunda hak ihlali olmadığına karar veriyorsa bu hiç birimizin hukuken de güvende olmadığı anlamına gelir. Bu karar, hukukla bağdaşmıyor.”
İstanbul Barosu eski başkanlarından avukat Turgut Kazan, bu cümleleriyle Anayasa Mahkemesi’ni (AYM) sert bir şekilde eleştiriyor. Çünkü, Anayasa Mahkemesi, Osman Kavala’nın bireysel başvurusunu reddetti. Kavala, Aralık 2017’de tutukluluğuna dair hak ihlali olduğu gerekçesiyle AYM’ye başvurmuştu.
Mahkeme, Kavala'nın, "Tutuklama tedbirinin hukuki olmaması, soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması ve tutukluluk incelemelerinin hakim/mahkeme önüne çıkarılmaksızın yapılması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği" iddialarını bugün görüştü.
Rapörtör hak ihlali tespit etmişti
Genel Kurul, raportörün “hak ihlali” tespitinde bulunmasına rağmen Kavala’nın bireysel başvurusunda hak ihlali olmadığına karar verdi. Kurul, Kavala'nın talebini, "tutukluluk halinin insan haklarını ihlal etmediği" gerekçesiyle reddetti.
Genel Kurul'un ret kararını, beşe karşı 10 üyenin oyuyla ve oy çokluğuyla aldığı belirtildi.
Kazan: Hukuk devleti için mücadele edeceğiz
Kazan, AYM’nin Kavala hakkındaki ret kararıyla bir kez daha bir hukuk kurumu gibi hareket etmediğini açığa çıkardığına vurgu yapıyor:
“Anayasa Mahkemesi'nden (AYM) bir iki kişi, Yüksek Seçim Kurulu'ndan (YSK) da birkaç kişi tutuklu. Onlarca yıllık hapis cezasıyla yargılanıyorlar. Bu da AKP’nin hem AYM’yi hem de YSK’yi teslim aldığı anlamına geliyor. Bunu herkes görmeli.”
“Türkiye’nin yeniden bir hukuk devletine dönüşmesi için mücadele edeceğiz. Samsun’da liderlerle fotoğraf çektirmekle olmuyor. Hukuk, yargı için mücadeleyi sürdüreceğiz.”
Kavala hakkındaki hukuki sürecin özeti Tutuklanmasının ardından Kavala hakkında 15 Temmuz ve Gezi eylemleri nedeniyle soruşturma yürütüldü. Bu süreçte Kavala, dosyada gizlilik kararı olduğu gerekçesiyle hakkındaki suçlamaları ve delilleri öğrenemedi. Kavala hakkındaki 15 Temmuz dosyası ile ilgili işlem yapılmadı ancak Gezi eylemlerinin organizatörü olduğu iddiasıyla yürütülen soruşturmadan dava açıldı. Aynı soruşturma kapsamında 16 Kasım 2018 Cuma günü de akademisyenlere ve sivil toplum çalışanlarına yönelik operasyon düzenlendi. Osman Kavala ile "hiyerarşik bir düzen içerisinde" oldukları savunulan 13 akademisyen ve hak savunucularından Yiğit Aksakoğlu da tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne konuldu. AİHM, 19 Eylül 2018'de Osman Kavala'nın dava başvurusu hakkında Ankara'dan savunma istedi. Mahkeme dosyayı hızlandırılmış prosedürle işleme koyma kararı aldı. Kavala ile birlikte 15 hak savunucusu hakkında hazırlanan iddianamede, Gezi'nin organizatörü olduğu iddia edildi. İddianamede, Kavala'nın, telefon konuşmalarında Gezi'ye masa, sandalye götürülmesi gerektiği yönündeki sözleri, yaptığı birkaç yurtdışı seyahat, iddiaların kanıtı olarak gösterildi. Kavala, diğer Gezi sanıkları ile birlikte 24 Haziran'da hâkim karşısına çıkacak. |
Gezi İddianamesi hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı iddianamenin hazırlandığı bilgisini verdiği 20 Şubat'taki toplantıda tüm isimlere ağırlaştırılmış müebbet istendiğini söylemişti. Haklarında "hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" iddiasıyla dava açılan diğer isimler şöyle: Anadolu Kültür A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi Ali Hakan Altınay, Mimar Mücella Yapıcı, oyuncu Ayşe Pınar Alabora, oyuncu Mustafa Alabora, gazeteci Can Dündar, sinemacı ve gazeteci Çiğdem Mater Utku, Açık Toplum Vakfı Türkiye Temsilcisi Gökçe Yılmaz, yazar Handan Meltem Arıkan, Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Koordinatörü Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Ekmekçi, Sinemacı, yönetmen yardımcısı ve reklamcı Mine Özerden, avukat Can Atalay, TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini yapan akademisyen Tayfun Kahraman ve Anadolu Kültür A.Ş Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Terakki Vakfı Okulları Yönetim Kurulu Üyesi Yiğit Ali Ekmekçi. 16 Kasım 2017'de gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan ve bu iddianamede ismi geçenler hakkında yurtdışına çıkış yasağı ve adli kontrol şartı devam ediyor. İddialar 16 Hak savunucusu Gezi eylemlerini "kurgulamak, planlamak, provakatif paylaşımlar yaparak etki ajanlığı yapmak, şiddet olaylarına yön vermek"le suçlanıyor. Bu iddialarla tüm sanıklar hakkında "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası; bazı sanıklar için ise "mala zarar verme", "tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması", "ibadethane ve mezarlıklara zarar verme", "Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet", "nitelikli yağma" ve "nitelikli yaralama"dan da cezalandırılmaları isteniyor. |
(EMK)