Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Örgütü ve Halklar ve İnançlar Komisyonu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın "İstiyorsanız Kuzey Irak'ta Kürdistan var. Defolun oraya gidin" sözlerine tepki için göstermek için toplandıkları Taksim Hill Hotel'de basın açıklaması yaptı.
Erdoğan, yerel seçimler için bulunduğu Artvin'de yaptığı mitingde "Bu seçim ülkemizin beka seçimidir. Bizim ülkemizde Kürdistan diye bir bölge yok. İstiyorsanız Kuzey Irak'ta Kürdistan var. Defolun oraya gidin" diye konuşmuştu.
Basın açıklamasına HDP Basın Yayın ve Propagandadan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış, Süryanilerin kurduğu İstanbul Mezopotamya Kültür ve Dayanışma Derneği Başkan Yardımcısı Edip Arslan, Demokratik Alevi Derneği’nden Hüseyin Özcan ve Nergis Güzel, HDP’li Aylin Hacaloğlu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Dernekleri Federasyonu’ndan Abdülhakim Daş ve Diyanet Alimleri Derneği’nden Şükrü Aslan katıldı.
Barış: Erdoğan'ın tehdidi ormanı yangına verme telaşıdır
Basın açıklamasında ilk olarak HDP Basın Yayın ve Propagandadan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış söz aldı. Barış, geri bırakılan, ezilen tüm halklar adına Erdoğan’ın ırkçı ifadelerine karşı duruşlarını ortaya koymak için toplantıyı düzenlediklerini ifade etti.
Evlerimiz, hikayelerimiz, sevdiklerimiz, mezarlarımız hep bu topraklarda diye konuşan Barış, hiçbir yere gitmeyeceklerini söyledi. Köklerinin bu topraklarda bulunduğunu belirten Barış, “O kökleri buradan söküp atmak hiç kimsenin haddine değil” diye konuştu. Barış kendisinin de bir Êzidîle olduğunu hatırlattı.
“Erdoğan sarf ettiği sözler, kökü buraya dayanan çınarları yangına vermektir. Êzidîler’in çok güzel bir sözü var: ‘Ateş yaşatır.’ Ateş, ormanları yakmak için değildir. Erdoğan’ın tehdidi ormanı yangına verme telaşıdır. Bu halklar ormanını yakmanıza izin vermeyeceğiz. Bu topraklardaki mezarlarımızı sayarsak gidecek olan siz olurusunuz. Mezarlarımızı sayarsak biz mi buralıyız, sen mi buralısın çıkar ortaya. Bizler bu coğrafyanın insanlarıyız.
“Erdoğan’ın tehditleri sadece HDP’lilere, Kürtlere yönelik değildir. Bu topraklarda yaşayan tüm halklara yöneliktir. Bizler Kürdistan’da yaşayacağız ama buradaki Kürdistan’da.”
Barış Hrant Dink'in sözlerini hatırlattı
Barış, son söz olarak 19 Ocak 2007’de öldürülen Hrant Dink’in sözlerinden alıntı yaparak “Bizim bu topraklarda gözümüz var. Var, çünkü kökümüz burada. Ama merak etmeyin, bu toprakları alıp gitmek için değil, bu toprakların gidip dibine girmek için” dedi.
Barış ayrıca Erdoğan’ın sarf ettiği sözler nedeniyle suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti. Barış, “Bu nefret suçudur. Erdoğan suç işliyor” dedi.
Aslan: Eskiden Süryanilerin yüzde 95'i bu topraklarda yaşıyordu
Azad Barış’ın ardından Süryani halkı temsilcisi Edip Aslan konuştu. Süryanilerin yüzde 95’nin eskiden bu toraklarda yaşadığını hatırlatan Aslan, “Mezopotamya’da 3 bin kişi kaldık ya da kalmadık. Herkes kaçmak zorunda kaldı” diye konuştu. 15 bin Süryani’nin İstanbul’da yaşadığını belirten Aslan, buraya gelenlerin asimile olduklarını söyledi. Aslan “İlkokula başladığımda Mardin’de sayımız 50 binden fazlaydı. Hakkari yöresinde ise 30 bin kişi vardık. Şimdi ise 3 bin kişi o bölgelerde ya var ya yok” diye konuştu.
Hacaloğlu: Erdoğan'ın 'Sizi sürüyorum' deme yetkisi yok
Konuyla alakalı söz alan HDP’li Aylin Hacalolğu ise bu topraklardaki halkların bin yıldır bir arada yaşamayı başardıklarını söyledi. Erdoğan devletin başı olmasına rağmen, gücü elinde tutmasına rağmen ‘Sizi sürüyorum’ deme yetkisine sahip olmadığını belirten Hacaloğlu, Erdoğan’a tüm halkları kapsayıcı konuşma yapmasını önerdi ve ayrımcı bir dil kullanmaması gerektiğini belirtti.
Daş: Halk Kürtlere tahammül edilemeyecek seviyeye getirildi
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Dernekleri Federasyonu’ndan Abdülhakim Daş ise bu coğrafyanın hakların bahçesi olduğunu söyledi. Doğu’dan İstanbul’a göç etmek zorunda kaldığını belirten Daş, “Kürtler Orta Doğu’da medeniyeti yaşatan halkaların içindedir” diye konuştu.
Daş ulus devlet anlayışının Türkiye’ye dayattığı tek din, tek ırk, tek millet kavramlarının ülke insanını Kürtlerin en ufak söylemlerine bile tahammül edilemeyecek seviyeye taşıdığını söyledi ve konuşmasını sonlandırdı. (HA)