Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi (istinaf), barış bildirisi imzacısı Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel’in mahkumiyet kararını onadı.
Oy çokluğuyla alınan karar uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası alan Üstel’in cezası kesinleşmiş oldu.
Üye hakimlerden biri karara muhalefet şerhi düşerek Türk Ceza Kanunu (TCK) 301 yönünden değerlendirme yapılması gerektiğini belirterek dosyanın ilk mahkemesine gönderilmesi gerektiğini savundu.
Karar: Değerlendirme yerinde
İstinaf Mahkemesi’nin oy çokluğuyla 25 Şubat 2019’da aldığı kararda şu ifadeler yer aldı:
“Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, gerekçe içeriği ve tüm dosya kapsamına göre yapılan incelemede; Mahkemenin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, cezaların kanuni bağlamda uygulandığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunda bulunan sanık müdafinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, CMK'nın 280/1-a maddesi uyarınca İstinaf başvurusunun esastan reddine, dosyanın hükmü veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verildi.”
Muhalif Üye: TCK 301 yönünden değerlendirilmeli
İstinafın oy çokluğuyla aldığı karara üyelerden biri muhalif olarak dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesini savundu.
Gerekçe olarak ise, atılı suçun TMK 7/2’de düzenlenen “terör örgütü propagandası yapmak” değil TCK 301’de düzenlenen “Türkiye Cumhuriyeti Devletini aşağılama” suçunu oluşturduğunu ifade ederek ilk derece mahkemede yeniden değerlendirme yapılması gerektiğini söyledi:
Muhalefet şerhi şöyle:
“İddianamede belirtilen suça konu bildiride özetle, ‘Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir kısım yerlerde insanlara kasıtlı ve planlı kıyım yaptığı, katliam yaptığı, bölge halklarına karşı katliam ve bilinçli sürgün politikası uyguladığı’ yönünde ve benzeri suçlamaların bulunduğu görülmektedir. İddianame çerçevesinde belirtilen bu içerikteki iddia ve ithamlarla Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümeti alenen aşağılanarak, bu suretle düşünce açıklamasının ötesine geçilerek suç oluşturacak şekilde yazılan ve yayınlanan mevcut bildiri içeriğini imzalayan sanığın eyleminin TCK'nın 301/1. maddesinde tanımlanan eylemlerden ‘... Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ... alenen aşağılama’ suçunu oluşturduğundan, öncelikle TCK'nın 301/4. maddesine göre bu suçun soruşturulması Adalet Bakanının iznine tabi olduğu gözetilerek davada durma kararı verilerek soruşturma izni talep edilmesi, bundan sonra sonucuna göre, sanığın eyleminin TCK’nın 44. maddesi kapsamında ayrıca değerlendirilerek bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesi hükmünün bozulması gerektiği kanaatiyle, sanık hakkında terör örgütü propagandası yapmak suçundan verilen hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair çoğunluğun kararına katılmıyorum.”
TCK 301 Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır. Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz. |
İlk mahkumiyet kararı
Barış İçin Akademisyenlerin “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzaladıkları için akademisyenler hakkında Savcı İsmet Bozkurt’un hazırladığı iddianame ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) “örgüt propagandası” fiilini düzenleyen 7/2 maddesinden dava açıldı.
32. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Üstel hakkında verdiği 4 Nisan 2018 tarihli mahkumiyet kararı şöyleydi:
"Sanığın TMK 7/2'den suçunun sabit görülerek aynı maddenin 1. cümlesi gereğince suçun işleniş biçimi, fiilin özellikleri, kastın ağırlığı ve yoğunluğu dikkate alınarak 1 yıl hapisle cezalandırılmasına, suçu basın ve yayın yoluyla işlemesi nedeniyle aynı maddenin 2. cümlesi gereğince cezanın ikide bir oranında arttırılmasına, yargılama sırasındaki davranışları nedeniyle altıda bir oranında indirim yapılarak 1 yıl 3 ay hapisle cezalandırılmasına; sanığın pişmanlık göstermeyen kişiliği gözetildiğinde suç işlemekten çekineceğine dair kanaat mahkememizde oluşmadığından TCK'nın 51. maddesinde yer alan erteleme hükümlerinin takdiren uygulanmasına yer olmadığına karar verildi.”
Terörle Mücadele Kanunu 7/2Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur. |
27 dosya daha İstinaf Mahkemesi’nde
3 Mart 2019 itibariyle dava açılan akademisyenlerden aralarında Zübeyde Füsun Üstel’in de bulunduğu 10 kişi verilen mahkumiyet kararlarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmemişti.*
2 yılın üstünde kalan mahkumiyet kararlarıyla birlikte bugüne kadar karar çıkan 27 akademisyen dosyası İstinaf Mahkemesi’ne taşındı.
Akademisyen davalarından 137’si sonuçlandı. 100 akademisyen 1’er yıl 3’er ay; 14 akademisyen 1'er yıl 10'ar ay 15'er gün; 4 akademisyen 1'er yıl 6'şar ay; 15 akademisyen 2 yıl 3 ay; 2 akademisyen 2 yıl 6 ay; 1 akademisyen 2 yıl 1 ay; 1 akademisyen 3 yıl hapis cezasına mahkum edildi.
TIKLAYIN - Akademisyen yargılamalarında cezalar
Zübeyde Füsun Üstel hakkındaGalatasaray Üniversitesi'nde akademisyen. Ortaöğrenimi Notre Dame de Sion’da, yükseköğrenimi Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’nde (AÜSBF ) tamamladı. 1980-81’de İtalya’nın Bologna kentindeki Johns Hopkins Üniversitesi’nde yükseklisans programını izledi. 1982’de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde araştırma görevlisi oldu. 1987’de AÜSBF’den doktorasını aldı. 1993’te doçent oldu. 1990’da M.Ü. Fransızca Kamu Yönetimi Bölümü’nde öğretim üyesi oldu; daha sonra Galatasaray Üniversitesi'ne geçti. Türkiye ve uluslararası sosyalbilim dergilerinde Türkiye tarihi, milliyetçilik ve kimlik sorunuyla ilgili makaleleri yayınlandı. İletişim Yayınları’ndan çıkan “Türk Ocakları 1912-1931” (2004) ve "Makbul Vatandaş"ın Peşinde” (2004) adlı kitapları bulunuyor. |
* Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) madde 231'e göre, Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verildiği takdirde, kişi beş yıl içinde kasten yeni bir suç işlemezse hüküm ortadan kaldırılıyor.
(TP)