Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) İstanbul 6 Nolu Üniversiteler Şubesi ve İstanbul Tabip Odası, üç akademisyenin tutuklanması ve Türkiye’deki ifade özgürlüğünün durumuna ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Eğitim Sen şubesindeki ortak açıklamada akademisyenlerin tutuklanmasının yasal dayanağı olmadığını belirttiler. Ülkede darbe hukuku uygulandığını ve dayanışma ile bu sürecin aşılıp akademisyenlerin özgürlüğüne kavuşacağına inandıklarını söylediler.
Doğan: Silivri’de nöbette olacağız
Eğitim Sen İstanbul 6 Nolu Üniversiteler Şubesi Başkanı Görkem Doğan, iki hafta önce aynı yerde basın açıklaması yapan akademisyenlerin tutuklandığını hatırlattı.
Esra Mungan’ın tutulduğu Bakırköy Cezaevi’nde nöbetin devam ettiğini belirten Doğan, yarın da Muzaffer Kaya ve Kıvanç Ersoy’un da Metris’ten nakledikleri Silivri’de nöbette olacaklarını söyledi.
Açık hukuksuzluk, Türkiye’de artık ifade özgürlüğünün kalmadığını göstergesidir.”
Erez: Geçmiş olsun demek ölümü engellemez
İstanbul Tabip Odası Başkanı Selçuk Erez, “terörü lanetliyoruz” açıklamalarının çözüm getirmediğini söyledi.
“Memlekette kan gövdeyi götürüyor ama sadece cenazelerde boy gösterip terörü lanetliyoruz. Bu kadarla yetinmek ağır hastalanan birine sadece geçmiş olsun demektir. Geçmiş olsun demek iyi niyet gösterisidir ama insanı iyileştirmez, ölümünü engellemez. Yapılması icap eden hakiki tedavi yoluna gitmektir.”
“Çözüme doğru gitmeliyiz”
Erez, bahsettiği tedavi yoluna ilişkin benzer durumları yaşayan ülkelerin deneyimlerine bakmanın yararına değindi. İrlanda örneğini veren Erez, Katolikler ve Protestonlar arasındaki çatışmalarda hayatını kaybedenlerin çoğunun iki tarafın çözüm için masaya oturduğu 1998’e dek hayatını kaybettiğini belirtti.
“Madem ki çatışmalar eninde sonunda masaya oturarak sonlanıyor, ölenlere ne oluyor diye sormamız lazım. Ölenleri kimse geri getirmiyor.
“O zaman terör nerden gelirse gelsin lanetliyoruz’ demek ve cenazelerde boy göstermekle yetinmeyip, çözüme doğru gitmemiz lazım.
“Çözümü bize akademisyenler ve onları takip eden imzaları veren insanlar gösterdi. Bu durumda onları kınamak, gözaltına alıp hapsetmek mi icap eder, yoksa alkışlamak onlardan esinlenmek onları izlemek mi? Esra, Kıvanç ve Muzaffer’i saygıyla anmak, onlardan esinlenmek ve onların izinden yürümekten başka çıkar yol yok.”
Akademisyenlerin tutuklanması: “Gözdağı”
İstanbul Tabip Odası Ve Eğitim Sen İstanbul 6 Nolu Üniversiteler Şubesi adına yapılan ortak açıklamayı Görkem Doğan okudu.
Doğan, “iktidar, anayasal ve yasal düzene uymadığı gibi bunları fiilen rafa kaldırarak yargıyı adeta yürütmenin emrinde bir kurum olarak görmekte ve hukuku katlediyor” dedi.
“Üç akademisyenin, tutuklanması iktidarın politikalarını eleştiren bir basın toplantısına dahi izin vermeyeceğini gösteren bir gözdağı olmaktan öte bir anlam ifade etmez. Tutuklamaların yasal herhangi bir dayanağı yok ve yürütmenin yargıya verdiği kanunsuz bir emir sonucunda gerçekleşti.
“Evrensel anlayışla bilim ve akademi mensuplarının ifade özgürlüğü yoksa o toplumda ifade özgürlüğünün varlığından bahsedilemez.
“Fikirlerin ifadesini engelleyebilirler, hapishaneleri doldurabilirler ama fikirleri ve düşünceleri yok edemezler. Dünün darbecileri bugün nasıl hatırlanıyorsa bugün darbe hukuku uygulayanlar da yarın öyle hatırlanacaktır. Bunun garantisi dün olduğu gibi bugün de herhangi bir insanüstü müdahale değil, bizlerin dayanışma içindeki mücadelesidir.
“Tam da bu yüzden bizler Esra'nın, Kıvanç'ın ve Muzaffer'in en kısa zamanda özgürlüklerine kavuşacaklarına eminiz. Cezaevleri bu ülkenin aydınlarını dün ezemedi, bugün ve yarın da ezemeyecek.” (BK)