Avrupa Konseyi’nin danışma organı olarak görev yapan ve anayasal konularda görüş bildiren Venedik Komisyonu, Türk Ceza Kanunu’nun 299. Maddesinin iptal edilmesi; 216, 301 ve 314. Maddelerinin ise değiştirilmesi gerektiğini söyledi.
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin talebi üzerine, Venedik Komisyonu’ndan bir heyet 13-14 Ocak’ta Ankara’yı ziyaret etmiş ve TCK’nın 216, 299, 301 ve 314. Maddelerini incelemişti.
Komisyonun dün yayınladığı yazılı görüşte, bu dört maddenin gazeteciler, yazarlar ve insan hakları savunucularına karşı kullanıldığına dair çeşitli kurumların raporlarına ve açıklamalarına yer verildi. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri’nin bu konudaki raporları ve yasaların orantısız bir şekilde yorumlanarak uygulandığına dair sözleri vurgulandı.
Devletlerin, farklı ve alternatif fikirlerin geliştirilmesine uygun bir ortam yaratma zorunluluğunun altı çizilirken, insanların korkmadan kendilerini ifade etme ve kamusal tartışmalara katılmasına izin vermesi gerektiği belirtildi.
Komisyon, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğünü düzenleyen 10. Maddesi ve Uluslararası Sivil ve Sosyal Haklar Protokolü'nün (ICCPR) ifade özgürlüğünü düzenleyen 19. Maddesi ile uyumlu hale gelmesi için dört maddede de köklü değişiklikler yapılması gerektiğini söyledi.
Venedik Komisyonu'nun incelemeleri sonucu sözkonusu dört maddeyle ilgili görüşleri şöyle:
TCK 216 (Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama): Madde, hükümet politikalarına yönelik eleştirileri cezalandırmak için kullanılmamalı. Orantılı cezai yaptırımlara başvurulması ancak şiddete, silahlı direnişe ve isyana teşvik durumunda haklı görülebilir.
TCK 299 (Cumhurbaşkanına hakaret): Bu maddeyle ilgili bir ilerleme sağlanamadı ve son zamanlarda kullanımı oldukça arttı. Bu madde, cumhurbaşkanına hakaretin suç olmaktan çıkarılması ya da bu suçun hapis cezası içermeyecek şekilde sadece en ciddi sözlü saldırılarla sınırlı tutulması yönündeki Avrupa konsensüsüne uymuyor. Maddenin artan ve aşırı kullanımı da dikkate alınarak daha fazla ifade özgürlüğü ihlali yaşanmasını önlemek için, Türkiye bağlamında tek çözüm maddenin tamamen iptalidir.
TCK 301 (Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama): 2008’de yapılan değişikliklere rağmen muğlak yazım sorunu sürüyor. Yeniden yazılması ve değiştirilmesi, unsurların açık ve spesifik belirtilmesi önerilir. Ayrıca bu maddenin kullanımı şiddeti ve nefreti kışkırtan açıklamalarla sınırlanmalıdır.
TCK 314 (Silahlı örgüte üye olmak): Bu maddeyle bağlantılı olan 220. Maddenin 6 ve 7. Paragraflarında geçen “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır” ifadesinin kaldırılması gerekmektedir. 6 ve 7. paragrafın kaldırılmaması durumunda TCK 220’nin TCK 314’e bağlı olarak kullanılması, ifade ve toplanma özgürlüğünü ilgilendirmeyen durumlarla sınırlandırılmalıdır. (ÇT)