Üniversite Konseyleri Derneği, “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildirinin imzacısı akademisyenlerin yanında olduğunu belirtti.
Dernek, “Üniversiteler İktidarın Saldırılarına Boyun Eğmeyecek!” başlıklı açıklamasında Erdoğan’ın akademisyenlere ilişkin sözlerine tepki gösterdi.
Erdoğan’ın akademisyenleri "aydın müsveddesi" olarak nitelendirilmesinin kabul edilemeyeceğini belirtti.
“Üniversite Konseyleri Derneği hedef gösterilen, sindirilmeye ve üniversiteden uzaklaştırılmaya çalışılan meslektaşlarımızın yanında olacaktır. İnanıyoruz ki ülkemizi yalanla, baskıyla ve siyasi linçlerle yönetmeye çalışanların hesap verecekleri günler de gelecektir.”
“Asıl karanlıkta olan YÖK”
Üniversite Konseyleri Derneği açıklamasında öne çıkan ifadeler şöyle:
“12 Eylül dönemini hatırlatan bir linç kültürü ve cadı avı ile karşı karşıyayız. Kürt sorununa ve bölgede yaşananlara ilişkin görüşlerini dile getirip, barış çağrısında bulunan akademisyenlere karşı Erdoğan açıkça cihat çağrısında bulunmuştur.
“AKP'nin yürüttüğü reel politikanın eleştirisini dile getirdikleri için akademisyenlerin ‘aydın müsveddesi’ olarak nitelendirilmesi kabul edilemez. Erdoğan bu metnin imzacılarını ‘karanlık ve cahil’ olarak nitelese de asıl karanlıkta olanlar AKP iktidarı ve üniversitelerde onun taşıyıcılığını üstlenenlerdir. Asıl karanlıkta olan, Erdoğan'ın talimatı ile hızla Prof. Dr. Bülent Tanju'nun istifasını isteyen Abdullah Gül Üniversitesi Rektörlüğü'dür. Asıl karanlıkta olan hızla çeşitli yaptırımlarda bulunacağını deklare eden 12 Eylül kalıntısı YÖK'tür.
“Cadı avı başladı”
“Tartışılan metinden ve imzacıların kim olduğundan bağımsız olarak söyleyebiliriz ki, AKP ülkemizi içine attığı ateşin sorumluluğunu başkalarının üzerine atmaya uğraşmaktadır. Ülke içindeki muhalefet unsurlarını sindiremediği oranda lince başvuracağını bir kez daha göstermiştir. Üniversitelere ve ilgili kurumlara doldurdukları kadrolar da esas duruşta talimat beklemektedirler. Cadı avı başlamıştır ve sırası gelen herkese bir bedel ödetmek için AKP tüm olanaklarını seferber etmektedir. Bir zamanlar demokrasi şampiyonu ilan edilen, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'yı yargılarmış gibi yapan AKP, 12 Eylül'ü teorisiyle ve pratiğiyle yeniden sahneye koymaktadır.
“AKP tarafından ortaya konan bu tavır üniversitelere, akademisyen kimliğine topyekun bir saldırıdır. Bu saldırı ODTÜ'yü hedef alan tavırlarından, akademisyenlere yönelik artan baskılardan ve yeni YÖK yasa taslağı tartışmalarından ayrı ele alınamaz. Üniversiteler yeni ve sistematik bir saldırı kuşağı ile karşı karşıyadır. Bu saldırılara karşı durabilmek, bahsettiğimiz bütünlükte bir siyasal hatta sahip olmayı ve örgütlenmeyi gerektirir.” (BK)
* Açıklamanın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.