Gezi direnişi sırasında çektirdiği hatıra fotoğrafı nedeniyle hakkında dava açılan avukat Yeşinil Yeşilyurt bugün İstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmada beraat etti. Mahkeme, ortada kanunen tanımlanmış bir suç olmadığına karar verdi.
Avukat Yeşinil Yeşilyurt Gezi direnişi sırasında milyonlarca insan gibi Taksim meydanında “hatıra fotoğrafı” çektirmişti. Fotoğrafını sadece kendisine özel sosyal medya hesaplarında paylaştı. Ancak Akit gazetesi fotoğrafını “Düşük Baronun Düşük Avukatı” diye haber yaptı, avukat Yeşilyurt’u hedef gösterdi. Yeşilyurt’a “suçu ve suçluyu övmek” ve “kamu malına zarar vermek” suçlamasıyla dava açıldı.
Yeşilyurt’un fotoğrafını haber yapan Akit gazetesinden Kenan Kıran’a da suç duyurusu sonucunda “haberleşmenin gizliliğini alenen ifşa ve iftira” suçlamasıyla dava açıldı. Kıran Bakırköy 11. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki davanın ilk duruşmasına katılmadı.
Akit’ten Facebook, Instagram ve telefonla takip
Bugün İstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ilk duruşma görüldü. Avukat Yeşilyurt, savunmasında şunları söyledi:
“Bu dava şahsım ve üyesi olduğum İstanbul Barosunun küçük düşürülmesi için açılan bir dava. Gezi olayları sırasında İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi Yürütme Kurulu üyesi olarak, savunma hakkını kullanırken polislerle sorun yaşayan avukatların yardımına gittim. Gezi parkında çektirdiğim hatıra fotoğrafını Instagram’daki kişisel sayfamda yayınlamamın ardından hakkımda dava açıldı.”
“Bu fotoğrafı Facebobok sayfamda da paylaştım. Kenan Kıran o dönemde bana arladaşlık isteği gönderdi, tanımadığım için kabul etmedim. Kıran bunun ardından Instagram’daki kişisel sayfama girerek dava konusu fotoğrafı kayıt ve paylaşım yasağına rağmen ekran görüntüsü alarak kopyalamış ve haberleştirerek istemediğim şekilde binlerce kişinin görmesine sebep olmuştur.”
“Kenan Kıran beni telefonla arayarak konuyla ilgili röportaj yapmak istediğini söylemiş, istemediğimi söylememe rağmen telefon konuşmamızı kayda almış ve kaydı izinsiz olarak gazetesinde yayınlamıştır. Aynı fotoğrafı bir hafta boyunca sürmanşetten, kafamı kırmızı çember içine alarak yayınlamış ve beni hedef göstermiştir.”
“Ortada ne suç ne suçlu var”
Yeşilyurt’un avukatlarından Ayhan Erdoğan da hukuka aykırı yöntemle elde edilmiş bir delil ile dava açıldığını belirtti:
“Hukuka aykırı elde edilen deliller hükme esas alınamaz. Ayrıca sanığa atılı suçun unsurlarının oluşabilmesi için kesinleşmiş hüküm ile ortaya çıkmış bir suç ve suçlu olmalıdır. Olayımızda böyle bir suç yoktur.”
Avukat Hasan Kılıç da “Fotoğraf incelendiğinde görülecektir ki ne bir suç ne de suçlu vardır” dedi.
Herkesi mi yargılayacaksınız?
Prof. Dr. Yaman Akdeniz ile Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak da dosyaya konuyla ilgili görüşlerini sundular:
“Ters çevrilen polis aracının sanık tarafından ters çevrildiği gibi bir iddia sözkonusu değildir. Bu durumda salt fotoğraf çektirmekten ibaret eylemin suç olarak kabul edilmesi üçüncü kişilerin fiilinden sorumluluk anlamına gelir ki, böyle bir objektif sorumluluk da Anayasa’nın 38/7. ve Türk Ceza Kanunu’nun 20/1. maddeleriyle yasaklanmıştır.”
“Esasen dosya kapsamından, sanık Yeşilyurt’un yayımlamış olduğu fotoğrafla hangi suçu veya suçluyu nasıl övdüğü, bu övgünün kamu düzeni açısından nasıl açık ve yakın bir tehlike ortaya çıkardığı da izah edilmemiştir. Bu durumda suçun unsurlarının oluşmadığı görülmektedir.”
“…Yüzbinlerce göstericinin olduğu bir toplumsal olayda kamuya kapalı bir hesaptan atılan ve hatıra amaçlı çekildiği belli olan fotoğraf üzerinden sanık Yeşilyurt’un iki yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına konu iddianamedeki gerekçelerin, yargısal makamların sanığın ifade özgürlüğünü kullanması hakkına müdahale edilmesini haklı göstermek için tek başına yeterli olarak kabul edilemeyeceği kanaatindeyiz. Eğer sanığın bu nedenle yargılanması meşru olacaksa, muhtemelen onbinlerce benzer vakayı yargılamak gerekecektir.”
“Sol yumruğunu kaldırmak suretiyle…”
Hakim Yusuf Doğan savunmaların ardından kararı açıkladı:
“Her ne kadar sanık Yeşinil Yeşilyurt hakkında, Gezi olayları sırasında göstericiler tarafından yakılmış bir polis aracının üzerine çıkmak ve sol yumruğunu yukarı kaldırmak suretiyle kamu malına zarar vermek ve bu suçu işleyenleri övmek suretiyle suçu ve suçluyu övmek suçunu işlediğinden bahisle yargılanmasının yapılarak cezalandırılması istemi ile mahkememize kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçun oluşumu için zorunlu olan sanığın suç veya suçluyu övmesi fiili neticesinde kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlikenin oluşması hususunun dosya kapsamına göre tespit edilemediği, bu hali ile sanığın Gezi eylemcileri tarafından yakılmış bir polis aracının üzerine çıkıp sol yumruğunu kaldırmak şeklinde oluşan fiilinin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğundan sanığın 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatına karar verildi.” (AS)
* Fotoğraf: @halkevlerihukuk / Twitter