100 gazeteci ve 35 dağıtımcı Nisan ayına hapiste girdi. Gazeteciler hapisteki meslektaşlarının serbest bırakılması için sokaklarda, adil yargılanmaları için mahkemelerde hak arama peşindeydi. 2011 Nisan'ına 47 gazeteci hapiste girmişti.
Hükümetin tepkiler sonucunda, basın dosyalarına şartlı af getiren Meclis'te bekleyen üçüncü yargı paketi 2012'nin tartışılan konusu oldu. Gazetecilik örgütleri düzenlemeyle yargının bazı basın suçlarını 'terörizm' olarak nitelendirmesini ve tutuklulukları keyfi şekilde uzatmasını değiştirmeyeceğini, dolayısıyla ifade özgürlüğünü hakkındaki temel sorunlara çözüm getirmediğini söylüyorlar.
100 gazeteci ve 35 dağıtımcı/medya çalışanı yargılamalar ve soruşturmalarda genellikle "haber takibi", "kitap yazımı", "iktidara eleştirel habercilik" ve "Kürt medyasında çalışmak" gibi iddialardan yola çıkan, özetle yaptıkları gazetecilik faaliyetini "yasadışı örgütün medya ortamı" eylemliliğine dayandıran bir "suç"la karşı karşıyalar.
Gazeteci ve dağıtımcılar "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi" ve/veya "örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" ile suçlanıyorlar. Bazı gazeteciler ise silahlı ya da silahsız örgüt kurmak, sevk ve idare etmek, üye olmak suçlaması ile yargılanıyor ve hakkında hüküm verilenler var.
Sadece dört gazeteci doğrudan yaptıkları haber, yazdıkları yorum ve kitaplardan dolayı açılan ceza davalarında yargılanıyor: Azadiya Welat gazetesi sorumlu yazı işleri müdürleri Vedat Kurşun, Ruken Ergün ve Ozan Kılınç, Aram Yayınları imtiyaz sahibi ve Hawar gazetesi sorumlusu Bedri Adanır.
Tutuklama bir tedbir olmasına rağmen, "kaçma şüphesi", "delilleri yok etme, gizleme, değiştirme", "tanıklar üzerinden baskı", "yoğun ve kuvvetli suç şüphesi" ve haklarında ileri sürülen suçlamaların Ceza Muhakemesi Kanunu 100. madde kapsamında sayılan suçlardan olması gibi kriterler 2012'nin ilk üç aylık döneminde de uygulamadaydı.
Bağımsız İletişim Ağı (BİA) Medya Gözlem ve İfade Özgürlüğü 2012 Ocak-Şubat-Mart Raporu "Gazeteci cinayetleri/yargılama", "Hapisteki gazeteciler", "Dağıtımcı-çalışanlar", "Tahliyeler", "Saldırı, tehdit ve engellemeler", "Soruşturmalar, açılan/süren davalar ve kararlar", "Kürt politikacıların davaları", "TCK 285, 288", "Hakaret, kişilik hakları ve tazminat davaları", "Muzır Kurulu kararları", "Yasaklama, kapatmalar, toplatmalar", "AİHM'e başvurular, kararlar" ve "RTÜK uyarıları" başlıklarından oluşuyor.
Rapor hapisteki gazeteci sayısını, uzun tutuklulukları, ifade özgürlüğü kapsamındaki soruşturma ve yargılamaları, ifade ve basın özgürlüğünü kısıtlayan Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 7/2 başta olmak üzere, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 215, 220, 285, 288, 314. maddeleri bağlamındaki davaları ortaya koyuyor.
Yargılamalarda TMK 7/2'ye genellikle TCK 220/7 (örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte yardım etmek) ve TCK 314/2 (silahlı terör örgütü üyesi olmak) maddeleri eşlik ediyor.
TMK'dan 254 yıl hapis isteniyor
Üç ayda 12'si gazeteci, 21 kişi TMK 7/2 uyarınca "örgüt propagandası" iddiasıyla toplam 254 yıl hapis talebiyle yargılandı. Dördü gazeteci yedi kişi TMK 7/2'den 16 yıl 11 ay hapse mahkum oldu.
2011'in aynı döneminde üç ayda 13 kişi, Kürt sorununa dair görüşlerinden 21 yıl 10 ay hapis ve 66 bin 946 lira para cezasına çarptırılmıştı.
BDP'lilere fezleke
Çeşitli savcılıklarca Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) 29 milletvekilinden 24'ü hakkında üç ayda toplam 120 fezleke düzenlendi: Selahattin Demirtaş, Ayla Akat Ata, Adil Kurt, Ahmet Türk, Altan Tan, Aysel Tuğluk, Bengi Yıldız, Emine Ayna, Esat Canan, Gültan Kışanak, Hüsamettin Zenderlioğlu, Halil Aksoy, Hasip Kaplan, İbrahim Binici, Levent Tüzel, Nazmi Gür, Nursel Aydoğan, Özdal Üçer, Pervin Buldan, Sabahat Tuncel, Sırrı Sakık, Leyla Zana, İdris Baluken ve İbrahim Ayhan.
11'er fezleke ile Ayla Akat Ata ve Emine Ayna hakkında en çok fezleke düzenlenen iki milletvekili.
Fezlekelerin konuları ise şöyle: 'PKK propagandası yapmak' (TMK 7/2), 'örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suretiyle örgüte üye olmak' (TCK 314/2), 'Siyasi Partiler Kanunu'na muhalefet' (2820 sayılı kanun 78. madde), 'Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet' (2911 sayılı kanun 28/1), 'suçu ve suçluyu övme' (TCK 215), 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik' (TCK 216/1), 'suç işlemeye alenen tahrik' (TCK 214/1), 'kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret' (TCK 125/1).
''Hakaret''ten
Rapor döneminde hakaretten yargılanan onu gazeteci 14 kişinin davaları sürdü. On gazeteci, 28 yıl hapis ve 20 bin TL tazminat talebiyle, diğerleri ise 6 yıl hapis ve 10 bin TL tazminat talebiyle yargılanıyor.
''Hakaret'', ''kişilik hakları'' saldırı iddiası ve tazminat talebiyle yedisi gazeteci 13 kişiye ceza verildi. Yedi gazeteci toplam 9 ay hapse ve 13 bin 500 TL para cezasına, altı kişi de 2 yıl 2 ay 20 gün hapse ve 8 bin 480 TL para cezasına mahkûm oldu. Bir gazeteye de 4 bin TL para cezası verildi.
Geçen yılın aynı döneminde dört kişi, hakaret iddiasıyla açılan ceza davaları kapsamında 77 yıl 3 ay hapis istemiyle yargılanıyordu; üçü toplam 11 ay hapis ve 10 bin 580 TL para cezasına mahkûm edilmişti.
Kapatmalar, Toplatmalar
İlk üç ayda "örgüt propagandası" iddiasıyla Özgür Gündem, Atılım, Demokratik Vatan, Demokratik Ulus, Yeni Demokratik Yaşam gazeteleri yasaklandı, toplatıldı ve yayını durduruldu. Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) Newroz ve Grup Yorum'un konser afişleri yasaklanıp toplatıldı. Aram Yayınları'ndan basılan 10 kitap hakkında soruşturma başlatıldı.
AİHM'e Başvurular ve Kararlar
2012'nin ilk üç aylık döneminde 37 gazeteci "adil yargılanma" "özgürlük ve güvenlik", "ifade özgürlüğü" ve "etkili başvuru" haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu.
AİHM bir gazetecinin başvurusunu reddetti. AİHM, Türkiye'yi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ifade ve düşünce özgürlüğüyle ilgili 10. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle gazeteci Erbil Tuşalp'e 5 bin Euro para cezası ödemeye mahkum etti.
RTÜK
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Ocak-Şubat-Mart 2012 döneminde radyo-TV kuruluşlarına 327 uyarı, 94 para cezası ve iki program durdurma cezası verdi.
RTÜK cezalarını ''koruyucu sembol'', ''insan onuru ve özel hayatın gizliliği'', ''masumiyet karinesi'', ''Türkçeyi bozma'', ''kişileri fal veya batıl inançlar yoluyla istismar etme'', ''genel ahlak ve ailenin korunması'', ''Çocuklara ve özürlülere karşı istismar'', ''cevap hakkı'', ''müstehcen yayın'', ''hukukun üstünlüğü'' ve ''terörü övme'' gibi nedenlere dayandırdı. (EG)