Kamuoyuna yaptıkları açıklamalardan yargılanan Demokratik Toplum Partisi (DTP) milletvekillerinin mahkemelerin "zorla getirilsinler" talimatlarına konu olmaları, 1991 yılında Demokrasi Partisi (DEP) milletvekillerinin Meclisten zorla götürülmelerini akıllara getiriyor.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin DTP'li Ahmet Türk, Emine Ayna, Aysel Tuğluk ve Selahattin Demirtaş'in ifade vermesi için tebligat çıkardığı Türkiye Büyük Milletvekili (TBMM) Başkanlığı, DEP'lilerin başına gelen benzer bir durumla karşılaşmamak için bir "ara formül" bulmuştu.
15 yıl sonra fark Mecliste...
Eski Meclis başkanı Köksal Toptan, mahkemeye "yoğun çalışmaları nedeniyle tebligat gerçekleştirilemedi" şeklinde yanıt göndermişti.
Dün (29 Eylül) ve bugün aynı mahkemenin "zorla getirilmeleri" yönünde aldığı karar Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Manisa milletvekili Şahin Mengü'nün de tepkisini çekti. Yeni Meclis başkanı Mehmet Ali Şahin de, "Meclisten kimse gözaltına alınamaz" dedi.
Polis TBMM'ye girdi DEP'lileri gözaltına aldı
1991 yılında seçimlere Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) listesinden giren DEP'li Leyla Zana, Hatip Dicle, Mahmut Alınak ve Selim Sadak SHP milletvekili seçilmişlerdi.
Seçilmelerinin hemen ardından Leyla Zana'nın yemin töreninde protestolar arasında Kürtçe yemin etmesi soruşturmaya konu olmuştu.
Zana, Dicle ve Doğan, "milletvekili dokunulmazlığı" nedeniyle haklarında işlem yapılamayacağını savunarak TBMM'de ayrılmamaya karar verdi. Ancak polis, 4 Mart 1994'da Meclise girip DEP'lileri zor kullanarak gözaltına aldı. Sadak ise, 1 Temmuz 1994'te gözaltına alındı ve 12 Temmuz 1994'te tutuklandı.
Milletvekili dokunulmazlığı kaldırılan DEP'liler, bundan 13 gün sonra tutuklanarak Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'ne konuldular. Bu sırada Anayasa Mahkemesi de, DEP'i kapattı.
8 Aralık 1994 tarihinde Ankara 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM), "PKK talimatları doğrultusunda bölücü faaliyet yürüttükleri" iddiasıyla Zana ve diğer DEP'lileri eski Ceza Kanunu'nun (TCK) 125. maddesi uyarınca 15'er yıl ağır hapis cezasına mahkum etti. Kararlar, 26 Ekim 1995'te Yargıtay'ca onandı.
AİHM yargılamayı adil bulmadı
Dokuz yılı aşkın süre cezaevinde kalan Zana, Dicle, Doğan ve Sadak'ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yaptığı başvuruda Türkiye, toplam 140 bin dolar manevi tazminat ödemeye mahkum edildi.
17 Temmuz 2001 tarihli kararında AİHM, DGM'nin tarafsız ve bağımsız olmadığı, karar duruşmasında suçun niteliğinin değiştirilmesine karşın, suçlamanın nitelik ve nedenlerinin sanıklara açık biçimde bildirilmediği ve kendilerine savunma hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylık tanınmadığı, ayrıca ifadeleri karara esas alınan iddia şahitlerini duruşmada sorguya çekme ve dinleme imkanı verilmediğini tespit ederek, 'adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine" hükmetti.
Dokuz yıl hapis ve vekil olamama cezası
DEP'lilerin yeniden yargılanma talepleri bir şey değiştirmedi. Aynı mahkeme, 21 Nisan 2004'te ilk kararında direndi. Ancak itiraz üzerine dosyayı görüşen Yargıtay, sanıklar hakkında yürütülen infazın durdurulmasına ve salıverilmelerine karar verdi. DEP'liler dokuz yılı aşkın bir süre cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilmişlerdi.
Orhan Doğan ve diğer bazı DEP'liler, 22 Temmuz seçimleri için bağımsız milletvekili adayı olmuşlardı. Ancak Yüksek Seçim Kurulu, bu mahkumiyetlerinin milletvekili olmaya engel bir durum olarak kabul ederek adaylıklarını reddetmişti. Doğan kısa bir süre sonra yaşamını yitirdi. (EÖ)