Fotoğraf: Pexels
Antalya ve Isparta’daki 47 yaban keçisinin öldürülmesine ilişkin “av ihalesine” karşı Salda için Türkiye Grubu ve A Platformu’nun açtığı yürütmeyi durdurma davasında Isparta İdare Mahkemesi ara kararını verdi.
Mahkeme av ihalesinin yasal ve bilimsel gerekçelerine dair Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sunduğu yazılı savunmayı yeterli bulmayarak, bakanlıktan ek bilgi ve belge istedi.
Mahkeme ayrıca bakanlıktan hukuki dayanağı netleştirmesini istedi.
Ara kararı duyuran doğa ve hayvan hakları savunucuları ise, bakanlık izniyle yürütülen av turizmi ve avcılık faaliyetlerinin etik, hukuk ve bilim dışı olduğunu vurgulayarak bir kez daha yürütmenin durdurulmasını istedi.
Mahkemenin ara kararını yazılı bir açıklamayla duyuran Salda İçin Türkiye Grubu, A Platformu, Vegan Derneği Türkiye (TVD), Hayvanlara Adalet Derneği (HAD), Yunuslara Özgürlük Platformu, Hayvan Hakları ve İzleme Komitesi (HAKİM) ve Hayvan Hakları ve Etiği Derneği, av ve av ihalelerinin etik, hukuki ve bilimsel dayanaktan yoksun olduğunu ifade etti.
Bakanlığın uluslararası sözleşmeleri çiğneyerek Anayasa’nın 90. maddesine de muhalefet ettiğini belirtti.
"Nesli tehlike altında tür"
Yaban hayvanlarının korunması ve doğal yaşam alanlarının acilen avcılardan arındırılarak avcılığın yasaklanması gerektiğine dikkat çeken kuruluşlar şu açıklamayı yaptı:
“Antalya ve Isparta’da av ihalesinde adı geçen yaban keçilerinin, yapılan bilimsel araştırmalarla neslinin tehlike altında olduğu ortaya konmuş, bu araştırmalara dayanılarak ‘nesli tehlike altında tür’ olarak uluslararası yayınlara girmiş ve sözleşme kapsamına böylelikle alınmıştır.
“Tarım ve Orman Bakanlığı’nın av ihalesi açarak bu yıl avlanmasına izin verdiği yaban keçilerinin Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından belirlenen tür tehlike kategorisinin ve bu yaban hayvanlarının koruma statülerinin değiştirilmesi mümkün değildir. Ülkemizde ve dünyada hızla azalan ve mutlak surette koruma altına alınması gereken bu türlerin devlet eliyle dava açılması yerine korunması gerekir.
“Mevcut yasalara göre hayvanları ve doğal yaşam alanlarını korumakla yükümlü devlet kurumları, dünyada bilimsel verilerle ortaya konup korumaya alınan türleri korumalıdır. Korunmadığı takdirde, taraf olunan uluslararası sözleşmelerin hükümlerine uymayan bir devlet yapısı ortaya çıkartır.
"Uluslararası sözleşmelere ve kanunlara aykırı"
“Av ihalelerinden hemen vazgeçilmelidir. Aksi halde Anadolu’da nesli tehlike altında olan yaban keçisi, çengel boynuzlu dağ keçisi, ceylan, yaban koyunu (endemik), kızıl geyik ve karaca türlerinden 798 birey öldürülecek, telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkaracak ve hatta bazı türler yok olabilecektir.
“Hatırlatmak isteriz ki, ‘av’ adı altında gerçekleşen yaban hayata müdahalenin ve hayvan katliamının ‘kırsal kalkınma, kamu yararı, popülasyon kontrolü, turizm geliri’ gibi herhangi bir gerekçesi olamaz. Mahkemeler ancak var olan ulusal ve uluslararası mevzuata göre karar verme yetkisine sahip olan kurumlardır. Yasalar ne yazık ki çoğu zaman hayvanlar aleyhine hazırlanmış olsa da bugün, geyikler ve çengel boynuzlu dağ keçileri dahil devlet eliyle avcılar tarafından öldürülmesine izin verilen türlerin çoğunun çeşitli yasal düzenlemelerle korunduğu açıktır. Dahası avcılık adı verilen hayvan katliamı, çelişkilerle dolu olmasına rağmen 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun temel ilkelerine ve koruma hükümlerine tamamen aykırıdır.
“Doğa ve hayvan hakları savunucuları olarak tarihin çöplüğüne atılması gereken Kara Avcılığı Kanunu’nu kabul etmediğimizi bir kez daha vurguluyor, etik, hukuk ve bilim dışı av ihalelerinin derhal iptal edilmesini istiyoruz. Yasama, yürütme ve yargı aşamalarında avcılığın yasaklanması için toplu mücadelemiz devam edecek.” (HA)