Her hafta Cumartesi günü 12.00'de Galatasaray Meydanı'nda oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri/ İnsanları 373. buluşmalarında 1995 yılında gözaltına alındıktan sonra işkenceden ölen Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç için biraraya geldi.
Kayıp yakınları 17-31 Mayıs "Kayıplar Haftası" kapsamında Galatasaray Meydanı'nda oturmaya başladıkları 27 Mayıs'ta Mehmet Ağar'ın Aydın Yenipazar'da kaldığı cezaevine giderek "Kayıplarımız nerede" diye soracaklarının çağrısını yaptı.
Onlar Cumartesi Anneleri/insanlarının sembolü
Hasan Ocak 20 Mart 1995 Newroz'unda gözaltına alındı. Devlet bizde "yok" dedi. 55 gün sonra kimsesizler Mezarlığında gömülü olduğu anlaşıldı. Ocağ'ın cansız bedenin bulunduğu 27 Mayıs 1995 tarihinde Cumartesi anneleri/İnsanları'nın oturma eyleminin başlangıcı oldu
Rıdvan Karakoç polis tarafından aranıyor ve gelmiyordu. Her gün Gazi'de ki evleri basılıyor, aile tehdit ediliyordu. Rıdvan en son 20 Şubat 1995'te ailesini aradı. O tarihte sonra kendisinden haber alınamadı. Gözaltına alındığı inkar edilen Rıdvan, işkenceden hayatını kaybetmiş ve ailenin haber olmadan Kimsesizler Mezarlığına gömülmüş. Aile 26 Mayıs 1995'te bu bilgiye ulaşmış ve 27 Mayıs 1995 günü de Cumartesi Anneleri olarak Galatasaray Meydanı'nda ilk oturma eylemini yaptı.
Hesabımızı bu kez de cezaevinde soracağız
Oturma eyleminde ilk olarak konuşan İnsan Hakları Derneği İstanbul Başkanı Abdülbaki Boğa, "Yıllardır mücadelemiz devam ediyor. Failler hesap verene kadar hesap sormaya devam edeceğiz. Hükümet ne yazık ki herhangi bir adım atmıyor. İsteğimiz kayıplar bulunsun, failler aklanmayıp yargı önüne çıkarılsın. Hesap sormak için 27 Mayıs'ta Mehmet Ağar'ın cezaevine gideceğiz" dedi.
"Hasan'ı ama yüreğimizde taşıdık"
"Oturuşumuzun 17'inci yılı. Israr ve inatla Hasan ve Rıdvan'ın canız bedenleri nasıl bulduysak diğer kayıpları da öyle bulacağız" diyen Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak, "Rıdva'nla hiç göz göze gelemedik. Hiç oturup bir bardak çay içmedik. Ama 17 yıldır paylaştığımız mücadelemizle Hasan gibi Rıdvan da yüreğimizde. Bu günde onları mezarı başında ancağız" şeklinde konuştu.
"Keşke, katledilenlerin de genç olduğu anlaşılsa"
Rıdvan'ın Avukatı ve arkadaşı olarak konuşan İnsan Hakları Derneğinden avukat Eren Keskin, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik Bayram'ı için İstiklal Caddesinde yürüyen gençleri işaret ederek, "Keşke orada yürüyen gençlerimiz, burada kaybedilenlerinde genç olduğunu, devletin resmi ideolojilerinin kurbanı olarak öldürüldüklerini anlasalar. İşte asıl sorun bu" dedi.
"Bugün bizim gençlerimiz yasta"
"17 yıldır buradayız. Haykırıyoruz, bağırıyoruz ama kimse görmüyor. Hükümetler sağır, kör ve dilsiz olmuş" diyen Rıdvan Karakoç'un ağabeyi Hasan Karakoç, Başbakan'ın kendilerini seçim maşası olarak kullandığını, failleri bulması sözü verdiğini ama hükümetin failleri aklayıp paklayarak dışarı çıkardığını söyledi.
İlk günkü hınçlarının ve acılarının devam ettiğini vurgulayan Karakoç, "Bugün bizim gençlerimiz sevinemiyor, yastalar. 19 Mayıs'ta gençler coşkuyla bayramlarını kutlarken, bizim gençlerimiz eğlenemiyor. Bunun tek sorumlusu ise Türkiye Cumhuriyetidir. Bize reva görülen, gözyaşı, hüzün ve acıdır. Sorumlular çıkana kadar hesap sormaya devam edeceğiz" dedi.
Kaybedilen gençler için ne yaptınız?
Cumartesi Anneleri/İnsanları ve İnsan Hakları Derneği Gözaltılarda Kayıplar Komisyonu adına basın açıklamasını okuyan Işıl Kurt, "Bugün 19 Mayıs. 74 yıldır, ülkenin geleceğinin gençlere emanet edildiğini sembolize eden bir bayram olarak kutlanıyor. 19 Mayıs mesajı veren Cumhurbaşkanı 'Daima büyük düşünmeli, hedefleriniz doğrultusunda ilerlemekten vazgeçmemelisiniz' diyor. Başbakan ise 'Unutmayınız ki, ancak gençlere güvenen milletler gelecekte de var olabilirler' mesajını veriyor.
Kendilerine buradan soruyoruz peki gözaltında kaybedilen gençler için ne yaptınız? Parasız eğitim istedikleri, Kürtçe türkü söyledikleri, 1 Mayıs'a katıldıkları, Newroz'u kutladıkları için terörist ilan edilen, Roboski'de gençlerimizi savaş uçaklarıyla vuran zihniyet hangi gençlik bayramından bahsediyorsunuz" şeklinde tepki gösterdi.
Kurt sözlerine "Yıllardır bu alandan 'Kayıplarımızın faillerini yargılayın, Ergenekon Davası gözaltında kayıpları da kapsamalıdır' diyor ve savcıları göreve çağırıyoruz. Bu taleplerimizi dikkatte almayan yargı, Ergenekon Davası'nda gizli tanıklar aracılığıyla Hasan Ocak'ın gözaltında kaybedildiği gerçeğini karartmaya çalışıyor. Kayıplarımıza yönelik bu iftiralar mücadelemizi itibarsızlaştırma çabasının bir parçasıdır. Katletme iklimini yaratan filler yargılanmadan, işledikleri insanlık suçlarının hesabı verilmeden bu dava bizim için kapanmayacak" şeklinde devam etti.
Kayıp Yakınları, basın açıklamasını okudukta sonra Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç'un mezarlarını ziyaret etmek için dağıldı. (RDY/HK)