Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Başkanı Musa Çeçen, hükümetin elektriğin toptan fiyatına yüzde 21,8'lik zammı onaylamasının tamamen yersiz olduğu kanısında.
Türkiye Elektrik ve Ticaret A.Ş. (TETAŞ) satın aldığı elektriğin maliyetinin arttığını gerekçe göstererek bu zammı istedi. Enerji Piyasası Denetleme Kurulu'nun (EPDK) onayladığı yüzde 21,8'lik zamla, TETAŞ'ın satış fiyatı kilovat saat başına 12,62 TL'den 15,28 TL'ye çıkacak. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, bu artışın tüketicilere yüzde 10 düzeyinde yansıyacağını söyledi.
"Tersine, fiyat düşmeli"
Ancak bianet'in sorularını yanıtlayan Çeçen, elektriğin fiyatının artması değil, yükselmesi gerektiğini söylüyor.
"Türkiye'deki elektriğin yüzde 48'i doğalgazdan üretiliyor. Bu üreticilerin ağırlığı da özel sektörde. 2001'den beri yapılan 'enerji piyasası' düzenlemeleriyle, özel şirketlerin her türlü amortisman, genel gider, kâr, faiz giderlerini maliyetlerine yansıtmasının önü açıldı.
Oysa krizin de etkisiyle, elektrik tüketimi de daraldı, doğalgazın fiyatı da düştü. Elektrik fiyatlarının da düşmesi gerek. Şimdi zam istenmesi trajikomik bir durum."
Çeçen'in verdiği bilgilere göre, 2009'daki elektrik tüketimi daralması geçen yıla göre aylar bazında şöyle gerçekleşti.
Ocak: Yüzde 6
Şubat: Yüzde 9,2
Mart: Yüzde 1,8
Nisan: Yüzde 5,2
Mayıs: Yüzde 64
Haziran: Yüzde 4
Temmuz: Yüzde 3,5
Ağustos: Yüzde 4
Doğalgazı satan BOTAŞ'sa, bu yıl fiyatını yüzde 69 oranında indirmiş durumda. Dolayısıyla, Çeçen, aslında girdi maliyetlerinin artmadığını vurguluyor.
Öyleyse bu zam neden yapılıyor? Çeçen, bunun enerji alanının özelleştirilmesiyle bağlantılı olduğunu söylüyor. "Şirketler kârlarından vazgeçmek istemiyor. Küresel sermayenin çıkarlarını savunan hükümetler de bunun olanaklarını oluşturuyor. Fiyat belirleme mekanizmalarını o kadar karmaşık ve çok kalemli hale getirdiler ki, uzman olmayan birinin fiyatın nasıl oluştuğunu anlamasına olanak yok."
Çeçen, karşılaştırma için kamunun elindeki linyit santrallerinin elektriğin kilovat saatini 2 sentten, hidrolik santrallerin de 1-1,5 sent arasından üretip sattığını belirtiyor ve ekliyor: "Özel santrallerin tamamını kamulaştırsanız, elektrik fiyatları dörtte birine kadar düşer."
TETAŞ'ın yüzde 21'lik zammının tüketiciye yüzde 10 olarak yansıması da, aslında kamu santrallerinden aldığı düşük maliyetli elektrikle mümkün oluyor, Çeçen'in açıklamasına göre.
"Yurttaşlar tepkilerini göstermeli"
EMO bu hafta sonu yönetim kurulunda konuyu görüşüp, zam kararına karşı dava açıp açmamaya karar verecek. Peki yurttaşlar ne yapmalı? Çeçen şöyle yanıtlıyor:
"Elektrik dağıtımı özelleştirmeleri de arttıkça, fiyatlar daha da yükselecek. Halkın değil, sermayenin çıkarlarını koruyan bu tür hükümetleri işbaşına getirirseniz akaryakıta, suya, elektriğe üç ayda bir zamdan kurtulunmaz. Her şeyden önce bunları iktidara getirmemek gerek. AKP iktidara gelmeden önce doğalgaza bağımlı elektrik üretiminin kamu soygunu için araç olarak kullanıldığını söylüyordu. Hatta AKP'nin ilk Enerji Bakanı Hilmi Güler, 90'larda enerji alanında kamudan sermayeye aktarılan toplam paranın şimdiki parayla 42 milyar TL olduğunu kendi açıkladı.
"Krizde elektrik borcunu ödeyemediği için fabrikasının elektriği kesilen birçok kişiden mesajlar alıyoruz. Özellikle Sakarya'dan. Özelleştirmeleri heyecanla savunan kişiler, şimdi onun mağdurları durumunda.
"Yurttaşlar tepkilerini göstermeli. Burada demokratik kitle örgütlerine, meslek odalarına, sendikalara, tüketici örgütlerine kulak versinler, destek olsunlar. Tepkilerini örgütlü olarak dile getirsinler." (TK)