* Fotoğraf: Faik Erez / AA
Norveç Helsinki Komitesi İnanç Özgürlüğü Girişimi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bugün verdiği zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi kararıyla ilgili açıklama yaptı.
AİHM, çocuklarının zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden zarar gördüklerini belirten 14 kişinin başvurusuyla Türkiye’yi “Daha fazla gecikmeden, ailelerin inanç aidiyetlerini ortaya koymak zorunda bırakılmadıkları bir ders muafiyet sistemi ortaya konulmalıdır” mesajıyla uyardı.
Eğitimde reform zorunluluğu
Norveç Helsinki Komitesi İnanç Özgürlüğü Girişimi’nin açıklaması şöyle:
“AİHM bugün Mansur Yalçın ve Diğerleri-Türkiye (Başvuru No. 21163/11) davasında oybirliğiyle, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 1 Numaralı Protokolü’nün 2. maddesinde yer alan eğitim hakkını ihlal ettiğine karar verdi.”
“AİHM’e göre Türkiye, ebeveynlerin inançlarına saygı gösterilmesini güvence altına alma konusunda yükümlülüklerini yerine getirmek için okullarda din eğitimi konusunda reform yapmak zorunda.”
“Alevi inancını benimseyen başvurucular, zorunlu Din Kültürü Ahlak Bilgisi derslerinin içeriğinin Sünni İslam anlayışına dayandığını ileri sürerek 2011 yılında AİHM’e başvuruda bulunmuşlardı. AİHM, din öğretimini alanında ebeveynlerin inançlarına saygı gösterilmesi konusunda Türkiye eğitim sisteminin yeterli donanıma sahip olmadığına hükmetti.”
Dersten muafiyet hakkı
Açıklamada mahkemenin, Türkiye’nin gecikmeden aşağıdaki adımları atması gerektiğinin altını çizdiği belirtildi:
* Eğitim sisteminde ebeveynlerin çocuklarını kendi din veya inançları ve felsefi görüşleri doğrultusunda yetiştirme hakkına saygı gösterecek şekilde reforma gidilmeli.
* Zorunlu Din Kültürü Ahlak Bilgisi derslerinden muafiyet hakkı tanınmalı.
* Muafiyet hakkı ebeveynlerin din veya inançlarını açıklamak zorunda kalmayacak bir şekilde düzenlenmeli.
Hıristiyan ve Musevi öğrenciler
Norveç Helsinki Komitesi İnanç Özgürlüğü Girişimi, Eylül 2013’te yayınlanan raporunda DKAB dersleri programının içeriğinin ve Hıristiyan ve Musevi öğrenciler için geçerli olan muafiyet hakkının uygulanma biçiminin din veya inanç özgürlüğü hakkına müdahale oluşturduğuna dikkat çekmişti.
Örgütün çözüm önerileri şöyle:
* Din Kültürü Ahlak Bilgisi dersi mevcut içeriğiyle din eğitimi olma özelliğine sahip olduğu için zorunlu bir ders olmaktan çıkarılmalı.
* Zorunlu bir ders olmaya devam edecekse, tüm inanç ve dünya görüşlerini objektif ve çoğulculuk esasında ele alan TOLEDO yol gösterici ilkeleriyle uyumlu bir ders olma niteliğine kavuşturulmalı.
* Muafiyet hakkının, isteğe bağlı olarak, inancını açıklamak zorunda bırakılmadan, okulda uygun bir yerde kullanılması için gerekli şartlar sağlanmalı.
* Okul programlarına, öğrencilerin bu ders yerine alabilecekleri, inanç özgürlüğünü ihlal etmeyecek alternatif dersler eklenmeli. (AS)