Tarlabaşı Toplum Merkezi'nin çocuklarla yürüttüğü barış atölyelerinde yapılmış bir resim.
Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesi için buraya tıklayın
Aralarında çocuk ve insan hakları örgütlerinin, sendikaların, meslek örgütlerinin, kadın ve LGBTİ örgütlerinin ve sivil inisiyatiflerin de bulunduğu elliden fazla örgüt biraya gelerek çatışmaların durmasını talep etti.
“16 Ağustos tarihinden günümüze; yaklaşık 1 milyon 300 bin kişinin yaşadığı 7 ilde-17 ilçede gerçekleşen sokağa çıkma yasaklarının, bölgede devam eden çatışma halinin ve buna bağlı olarak başta çocuklar olmak üzere gerçekleşen ölümlerin durmasını talep ediyoruz.”
TIKLAYIN - GELECEK UMUDUNU KAYBETMİŞ BİR ÇOCUK HER ŞEYİ GÖZE ALIR
Çocuklar ve gençler
Türkiye’nin BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzalayarak her çocuğun hak ve özgürlüklerini her koşulda koruma ve yerine getirme yükümlülüğünü kabul ettiğini hatırlatan örgütler bugün bunun gerçekleşmediğini vurguladı.
“Ne yazık ki bugün ülkemizde çocuk ve gençlere çok hoyrat davranan, onlara yönelik sevgisiz eylem ve söylemlerle, çocuk ve gençleri ve onların ailelerini örseleyen bir devlet yönetimi biçimi egemendir.
“Yalnızca örselenmek değil, çocuk ve gençler bugünkü yönetimin şiddet içeren yaklaşımlarıyla yaşamlarını, bedensel ve ruhsal bütünlüklerini yitirmektedirler.
“22 Temmuz Suruç katliamından itibaren bugüne kadar yaşanan çatışmalarda ve sokağa çıkma yasaklarında; hastaneye gidemeyen, annesinin karnında henüz doğma fırsatı bulamayan ve kolluk kuvvetlerinin doğrudan hedefi olan en az 44 çocuk yaşamını kaybetmiştir.”
TIKLAYIN - ÇATIŞMALAR EN AZ 44 ÇOCUĞUN ÖLÜMÜNE YOL AÇTI
“Telafi eğitimi”
Bölgede eğitimin durdurulduğu, öğretmenlerin hizmet içi eğitim gerekçesiyle şehir dışına gönderildiği, okulların ve hastanelerin karargâh olarak kullanıldığı, hastanelerin bombalandığı, okul yurtlarının yakıldığı, temel ihtiyacı için bile sokağa çıkan sivillerin hedef alındığı, bölge halkının göçe zorlandığı, halkın sağlık hizmetlerine ulaşımının engellendiğine dikkat çeken örgütler hak ihlallerine dikkat çekti.
“Bizler biliyoruz ki; yetkililerin söylediklerinin aksine savaş ve şiddetin etkisi, çocuklara verilecek “telafi eğitimleriyle” giderilmeyecek kadar derindir. “Yaşadığımız bu zorlu günlerin telafisi ancak barış, özgürlük ve dayanışmayla mümkündür.
“Tüm bunlar yaşananların bir operasyon değil, savaş olduğunun açık kanıtıdır ve sözleşmede yer alan hak ve özgürlüklerin açık ihlalidir.”
Savaş ortamı
Bölgeye yapılan askeri sevkiyatın sürmesini savaş ortamının büyüyerek devam edeceğinin belirtisi olarak değerlendiren örgütler endişelerini dile getirdi.
“Bölgede çocuklar, eğer şans eseri yaşamlarını kaybetmiyorsa bile, hiçbir yasal dayanağı olmayan sokağa çıkma yasaklarında yakınlarını kaybetmekte, eğitim, sağlık, güvenli bir ortamda büyüme, barınma ve gelişim haklarına erişememekte ve şiddetin doğrudan tanığı olmakta ve böylece çocuklar ihmal ve istismar edilmektedir.”
TIKLAYIN - ÇATIŞMALAR ÇOCUKLARIN GELECEKTEKİ HAKLARINI DA ELLERİNDEN ALIYOR
Travmatik etkiler
Örgütlerin ortak açıklamasında, savaş ortamının çocuklar başta olmak üzere tüm toplum üzerinde hem kısa vadede hem de uzun vadede travmatik etkileri olacağı ifade edildi.
“Savaş ortamına doğrudan ya da dolaylı maruz kalan çocuklar kaygı, üzüntü, öfke, güven kaybı, çaresizlik, umutsuzluk, yabancılaşma ve daha birçok baş edilmesi zor duyguları hissedebilmekte; bu durum çocukların fizyolojik, psikolojik, sosyal ve toplumsal gelişimini etkileyebilmektedir.
“Tüm bu bilimsel gerçeklere rağmen çocukların korunması için herhangi bir önlem alınmamakta, devletin yükümlülüklerini yerine getirmemesi sonucunda ortaya çıkan hak ihlalleri ağırlaşarak ve artarak devam etmektedir.
“Sadece son iki günde, Cizre ve Silopi’den az 4’ü çocuk olmak üzere 15 kişinin hayatını kaybetmesi, durumun ağrılığını açıkça gözler önüne sermektedir. Bu durum insan hakları ve çocuk hakları açısından kabul edilemezdir.”
“Çocuk ve gençlere şiddet uygulayan, onların yaşamlarını yitirmelerine neden olan ve olanlardan hiç pişmanlık payı çıkarmayan katı, sert, acımasız, insanca tutum ve söylemlerin uzağında kalmayı özellikle yeğleyen bir devlet yönetiminin varlığı o ülke çocukları ve gençleri için çocuk ihmali ve istismarı açısından önemli bir risk etmenidir.
“Toplumu, çocuk ve gençlerin, barış içerisinde gelişimlerinin önünü açan aydınlık, güzel günlere çıkmalarında, onların destekçisi olmaya çağırıyoruz.”
Acil talepler
Açıklamada acil olarak yapılması gerekenler de dile getirildi:
“Sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasını,
“Devletin tarafı olduğu BM Çocuk Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere, insan hakları yükümlülüklerini yerine getirerek yaşam alanlarındaki şiddet ve baskıdan vazgeçmesini,
“Tüm tarafların çocukların yüksek yararını gözetecek tutumlar geliştirmesini,
“Barış, özgürlük ve demokrasi temelinde müzakere sürecinin yeniden başlatılmasını,
“Bu süreçte yaşanan tüm ihlalleri gerçekleştirenlerin cezasız kalmamasını,
“Bu sürede gerçekleşen toplumsal, ekonomik, psikolojik tahribatın hak temelli onarılmasını, bu şekilde toplumsal adaletin inşa edilmesini talep ediyoruz.”
İmzacı örgütler
78’liler Girişimi, Alınteri, Ankara Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu, Barış Bloku, Barış İçin Akademisyenler Ankara, Başak Kültür ve Sanat Vakfı, Başka Bir Okul Mümkün Derneği, Biber Gazı Yasaklansın İnisiyatifi, Bebek Ruh Sağlığı Derneği, BuluTiyatro, Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği, Çekirdek Çocuk, Çocuk Akıl Sağlığı ve Rehberliği Derneği (Çare-der), Çocuk Çalışmaları Birimi, Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği, DGD Platformu, Doğu-Güneydoğu Dernekleri, Eğitim Sen İzmir 2 No’lu Şube, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, Felsefeciler Derneği Genel Merkezi, Gündem Çocuk Derneği, Halkların Köprüsü, Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi, Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM), HDP Ankara İl Örgütü, Işık Üniversitesi Psikoloji Bölümü, İnadına Haber, İnsan Hakları Araştırmaları Derneği, İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi, İstanbul 78’liler Girişimi, İzmir Barış Bloku, İzmir KESK Kadın Meclisi, İzmir Müzisyenler Derneği, Kadın Yazarlar Derneği, Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK), KAOS GL, Orta Doğu Öğretim Elemanları Derneği (ODTÜ), Özgürlüğünden Yoksun Gençlerle Dayanışma Derneği (Oz-Ge Der), Parklar Bizim Ankara, Pratisyen Hekimlik Derneği Diyarbakır Şubesi, RUSİHAK (Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi Derneği), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Ankara Şubesi, Sosyal Kültürel Yaşamı Geliştirme Derneği, Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği, Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği (TODAP), Toplumcu Psikologlar, Travma Çalışmaları Derneği (TÇD), Türk Psikologlar Derneği, Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği, Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı, Türkiye Gençlik Birliği Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği, Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER), Vicdani Ret Derneği. (YY)