Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin (ÇHS) yürürlüğe girişinin 20. yılında sözleşmedeki maddelerin uygulanması doğrultusunda yapılanların tespiti ve değerlendirilmesi ile yapılması gerekenlerin konuşulduğu bir forum düzenledi.
Dün İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Vezneciler Kampüsü’nde gerçekleşen foruma hukukçular, psikologlar, çocuk doktorları, sivil toplum kuruluşlarının (STK) temsilcileri katıldı.
“Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 20. Yılında Türkiye Çocuk Haklarının Uygulanması Açısından Nerede” başlıklı forumun açılış konuşmasını Platform Başkanı Avukat Figen Özbek yaptı.
Özbek konuşmasında "Çocuğun önce yoksulluktan kurtulmuş, eğitimli, sağlıklı ve haklarının bilincinde bireyler olarak yetiştirilmesi önce devletin görevidir. Sivil toplum kuruluşları ise, çocuklarımızın bu konuda sigortası olmalıdır. Bizler bunun için çalışıyoruz dedi.
Ardından sözü oturumda sunuş yapan Aile Hukuku Derneği Başkanı Prof. Dr. Bahadır Erdem, İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi'nden avukat Seda Akço Bilen, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Kardiyolojisi'nden Prof. Dr. Rukiye Nurten Eker Ömeroğlu ve AKUT Vakfı Başkanı Ali Nasuh Mahruki'ye bıraktı.
Erdem: Çekinceleri kaldırma zamanı
Katılımcılardan Aile Hukuku Derneği Başkanı Prof. Dr. Bahadır Erdem ÇHS’de Türkiye’nin çekincelerinden söz etti.
Erdem Türkiye’nin sözleşmenin 17,29 ve 30. maddelerine olan çekincesinden söz etti ve bu çekincelerin 1994’te sözleşmenin kabulü esnasında anlaşılır olduğunu ama bugün artık kaldırılması gerektiğini belirtti.
Başörtüsü düzenlemesi
Erdem, Türkiye’deki çocuk hakları konusunda 20 yılda yaşananlara değinirken okullarda beşinci sınıftan itibaren başörtüsü kullanılabilmesinin yolunu açan düzenlemeyi eleştirdi.
Genel olarak başörtüsü hakkını savunduğunu vurgulayan Erdem, ilköğretim çağındaki çocukların bu konuda kendi kararlarını verecek durumda olmadıklarını söyledi.
“Kılık kıyafet yönetmeliğindeki değişikliğin erken olduğunu düşünüyorum. Bu konudaki serbestliğin eğitimin sonraki dört yılına alınması çocuklar açısından daha sağlıklı olacaktır.”
Yoksulluk
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nden Avukat Seda Akço Bilen ise konuşmasında çocuk hakları alanında çalışanların birinci önceliğinin yoksullukla mücadele olduğunu söyledi.
Yoksullukla çocuk hakları arasındaki ilişkiye dikkat çeken Akço Bilen, yoksulluğun birçok çocuk hakları ihlalinin yaşanmasına yol açan bir faktör olduğunu anlattı.
“Yoksulluk alanındaki eşitsizlik diğer alanları da etkiliyor.
“Çocuklara ayrılan kaynakların ne derece çocuklar için kullanıldığını sorgulamak lazım.”
Akço Bilen: Kanun yeterli değil
Seda Akço Bilen önleyici odaklı bir çocuk koruma sisteminin önemini anlatırken, Türkiye’de bu sisteme ne kadar ihtiyaç duyulduğunu anlattı. Çocuğun başına olumsuz bir şey geldikten sonra yapılanların da önemli olduğunu, fakat önleyici sistemin bunun üzerine bir anlam taşıdığını söyledi.
“Hangi kanunların nasıl değişmesi gerektiğine dair çalışmalar yapıldı. Ama kanun yeterli değil.”
Çocuk bakanlığı
Akço Bilen çocuk hakları alanında bir stratejik plana ihtiyaç duyulduğunu da belirtti. Bu planda bütçelerin de gösterilmesi gerektiğini ifade etti.
“Gerçek hayattaki sorunlara yanıt oluşturabilecek öncelikli planlamalar yapılmalı.
“Bu konular bir kurumun üstüne bırakılamaz. Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde göre sorumlu devlettir. Türkiye’de çocuktan sorumlu bir bakanlığın oluşturulması gerekir. Bu nüfus, bu ihtiyaçlar bir muhatap ister.”
Ömeroğlu: Ebeveyn eğitimi yetersiz
İstanbul Üniversitesi Tıp Fak.Çocuk Kardiyolojisi’nden Prof. Dr. Rukiye Nurten Eker Ömeroğlu ise konuşmasında yaşam ve bunun için sağlık hizmetlerine erişim hakkından bahsetti.
Çocuk ölümlerine engellenebilecek ölümlerin sayısının azaldığını ancak yine de yüksek olduğunu belirtti.
Eker Ömeroğlu’nun verdiği bilgilerin bazıları şöyle:
* Ebeveyn eğitimi yok denecek kadar az.
* Evde doğum oranı yüzde 3. Evde doğum iyi eğitilmiş ebelerle yapılırsa iyi bir seçenek olabilir.
* Yenidoğan döneminde yıllık 1 milyon 300 bin çocuktan söz ediliyor; yüzde 10’u prematüre. Buna karşın yenidoğan uzmanı çok az: 250.
Beslenme
ÇHKP hakkında |
Forumun düzenleyicisi Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu14 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelerek kurduğu bir kurum. BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 0-18 yaş grubundaki çocuklara tanıdığı; yaşama, gelişim ve beslenme, katılım, korunma ve barınma, eğitim haklarının çocuğun öncelikli yararı esas alınarak geliştirilmesi, hak ihlallerinin önlenmesi için bilgilendirme ve farkındalık yaratma çalışmaları yapılması, tüm çocukların yetenekleri doğrultusunda fırsat eşitliğine dayanılarak özgüvenli bireyler olarak yetişebilmeleri için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, çeşitli sivil toplum kuruluşları gibi kurumlarla işbirliği yapılarak çocukları her yönden koruma amacıyla kuruldu. İnsan haklarının çocukluk yıllarında öğrenilmesi gerektiğini, demokrasi ve hukukun üstünlüğü kavramlarının ve her türlü ayrımcılıkla mücadelenin de eğitim ve öğretimin bir parçası olarak kavratılmasının önemli olduğunu savunuyor. |
* Çocukların yüzde 10’u beslenme hakkından yeterince yararlanamıyor.
* Okul kantinlerinin kalitesi düşük ve çocuklarda “fast food” eğilimi fazla.
* Çocuklarda enfeksiyon hastalıkları azaldı ama eviçi kazalar arttı.
* Akraba evliliği hala ciddi bir sorun. İstanbul, Bağcılar’da akraba evliliği oranı yüzde 35.
Yoğun bakım ihtiyacı
* Her yıl 60 bin çocuğun yoğun bakıma ihtiyacı oluyor. Mevcut çocuk yoğun bakımları ihtiyacın yalnız yüzde 20’sini karşılayabiliyor.
* Türkiye’de yaş farkı gözetmesizin bakıldığında insanların 700 milyon kere muayene olduğu görülüyor. Bu çok yüksek bir rakam. Normal olan durumlar hastalık olarak sunuluyor. Bu arttırılmış talep ileride SGK’yı iflas ettirecektir.
Mahruki: Çocuklar eşit fırsatlara sahip değil
AKUT Vakfı Başkanı Ali Nasuh Mahruki ise çocukların eşit fırsatlara sahip olmadığını belirttiği konuşmasında bu durumun ilerideki başarılarını da etkilediğini söyledi.
“Çocuklar potansiyellerinin altında kalıyorlarsa ömür boyu mutsuz olacaklardır. Yeteneklerini yönlendiren, geliştirme fırsatı sunan bir sistem yaratılmalı.”
10 yaşındaki çocukların başörtüsü takmasını çocuk haklarının ihlali olarak niteleyen Mahruki, kız çocuklarının eğitimden alınmasının da toplumun en önemli sorunu olduğunu söyledi.
Mahruki her çocuğun toprakla temas hakkı olduğuna ama kentleşme olgusunun bu hakkı onların elinden aldığına da değindi.
Forumda Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fatoş Erkman, Çocuk Hakları Zirvesi Kalkınma Derneği Başkanı Ebrize Çeltikçi ve AÇEV Genel Müdür Yardımcısı, klinik psikolog Serkan Kahyaoğlu da birer açılış konuşması yaptı. (Açılış konuşmaları haberi için tıklayın) (YY)