Ozan Barış Sanlısoy altı yaşında. Okula gitmesi gerekiyor ama okul kabul etmiyor, atipik otizmi var diye...
Ailesi okulun yasal olarak böyle bir tasarrufta bulunma hakkı olmadığı ve yasal olarak zorunlu olduğu bir işlemi yapmadığı için dava açmak için girişimde bulundu. Ayrıca bir de kampanya başladı internette Ozan Barış eğitim hakkını kullanabilsin diye.
Annesi geçen yılın sonunda, Aralık 2011'de, CNNTürk'te çıktığı bir programda konuyu anlatırken okulun en çok diğer velilerin tepkisinden çekindiğini söylüyordu.
Ozan Barış'ın annesinin anlatımına göre, çocuğunun aynı zamanda atipik otizm eğitimi aldığını söyleyene kadar okul yönetimi hiçbir sorun görmemiş okula kayıtta. Ancak bunu duyunca kaydı yapamayacağını söylemiş. Okulun yasal olarak böyle bir hakkı olmadığını söylüyor Ozan Barış'ın annesi.
"Okullar işbirliği yapmalı"
bianet'in sorularını yanıtlayan Tohum Türkiye Otizm Erken Tanı ve Eğitim Vakfı Projeler Koordinatörü Deniz Onur Türkiye'de benzer sorunların çok yaşandığını belirtti.
"Toplumların farkındalık düzeyi, kaynaştırma eğitimi ile ilgili olarak okulların bilgi ve deneyim yetersizliği gibi sebeplerden dolayı bu çocukları almak istemiyorlar."
Deniz Onur genel olarak ailelerin bu konuyla ilgili bilinçli olmadıklarını anlatarak, otistik çocukla birlikte okuyacak diğer çocukların velilerinin kendi çocuğumu bu durum nasıl etkiler, zarar görür mü, benim çocuğumun eğitimini engeller mi gibi konularda kaygı duyduklarını söyledi.
"Ancak bu haksız bir kaygıdır. Her çocuğun eğitim hakkı vardır ve bu çocukların da akranlarıyla aynı okula gitme hakkı vardır."
Onur okulların işbirliği yapmasının önemine de değindi.
"Kaynaştırma eğitiminde ekip işbirliği çok önemli, bu unsurlar olursa eğer kaynaştırma başarıya ulaşır. Özel eğitime ihtiyaç duyan bireyin ailesi, okul yönetimi, sınıf öğretmeni, rehberlik öğretmeni işbirliği içinde olmalıdır.
"Bu süreçte diğer aileler ile işbirliği, öğrenciye bireyselleştirilmiş eğitim programı geliştirilmesi, sınıf içi uyumu, diğer öğrencilerin kabul sağlaması gibi önemli konularda okul işbirliği yapmalıdır."
Onur'un verdiği bilgilere göre özel gereksinimi olmayan öğrencilerin özel gereksinimli bir öğrenciyle birlikte okumaları bu konuda daha gerçekçi bir bakış açısı elde etmelerine, kendilerinden farklı olan bireyleri kabul etmeyi öğrenmelerine, empati geliştirmelerine, tüm zorluklara rağmen başarılı olan bireyleri tanıma fırsatı bulmalarına yardımcı olabilir.
Tabii bu ilişkiden özel gereksinimli bireylerin de alacakları var. Özel gereksinimli olmayan akranlarıyla birlikte yaşamayı ve arkadaşlık kurmayı, diğer akranlarını gözleyerek yeni beceriler kazanmayı öğreniyor ve toplum içinde yaşamaya hazırlık olacak nitelikte gerçek yaşam deneyimleri kazanıyorlar.
Temple Grandin örneği
Otizmli çocukların toplum içinde varolabildiklerine ve başarılar elde ettiklerine dair birçok örnek var. Kendi gibi otizmli olmayan çocuklarla eğitim gören Temple Grandin tüm dünyada bu konuda ilk akla gelen örnek olsa gerek.
Dört yaşına kadar konuşamayan Grandin ilkokul, lise, üniversiteyi diğer çocuklarla birlikte okumuş, hayvan bilimlerinde yüksek lisans yaptı. Yaşamı boyunca yaptığı çalışmalar ve verdiği seminerlerle geniş bir hayran kitlesi kazanan, hayatı filme de çekilen Grandin geliştirdiği sistemle ABD hayvancılık sektörünü değiştirdi. Time dergisinin '2010'un En Etkili 100 İsmi' listesinde 'Kahramanlar' listesine giren Grain'in hayvanlarla ilgili çalışmaları kadar otizm ve otizmli çocukların eğitimi üzerine de çalışmaları var.(YY)
Ozan Barış Sanlısoy için süren kampanyaya destek vermek için tıklayınız.