Gezi Parkı direnişinin ilhamıyla İstanbul’da bir araya gelen iklim aktivistleri bu sene yeni başlayan “Küresel Eksen Değişimi Projesi” kapsamında buradalar. Proje iklim bilincinin artmasını sağlayacak bir hareketi tüm dünya çapında yaratmayı amaçlıyor. Hareketin aktivistleri iklimin değişmemesi için sistemin değişmesi gerektiği bilinciyle bulundukları ülkelerde çalışmalar yürütecek ve aynı zamanda küresel olarak desteklenecekler. Bu çalışmaları yürütecek iklim aktivistlerini yetiştirmek için “Küresel Eksen Değişimi Projesi” başlangıç eğitimi bu hafta başından itibaren 24-30 Haziran tarihleri arasında İTÜ’de yapıldı.
“Küresel Eksen Değişimi” eğitimlerinde son nokta Numune Hastanesi önünde başlayıp Kadıköy Meydanı’na uzanan “İklimi Değil Sistemi Değiştir” yürüyüşüyle kondu. İstanbul’dan ve Türkiye’nin pek çok yerinden çevre ve iklim gönüllülerinin katılımıyla binlerce çevre aktivisti Kadıköy Meydanı’nı doldurdu.
Saat 15:00 olduğunda şarkıları, sloganları, dansları, pankartları, dövizleri ile Kadıköy Numune Hastanesi önündeki caddeyi hep birlikte doldurup trafiği kestiler ve Kadıköy Meydanı’na doğru şenlikli bir yürüyüşe başladılar. Vuvuzelalar, düdükler ve davul seslerine sloganları şarkıya dönüştüren insan sesleri karıştı.
Asya, Avrupa, Amerika'dan Ortak Ses: Başka bir enerji mümkün
İklim için harekete geçen Asya’lı, Afrika’lı Avrupa’lı, Amerikalı binlerce insan “başka bir enerji mümkün” diyerek büyük bir hareketin parçası oldukları bilinciyle “Küresel Eksen Değişimini” yaratma yolunda ilk adımlarını attılar.
Bir araya gelen insanların mücadelesinin gezegenin eksenini de değiştirebileceğine inanan küresel iklim aktivistlerinin yol boyunca severek attığı Türkçe sloganlar ilhamını bu birliktelikten alıyordu. “Her yer Taksim Her Yer Direniş!”, “Bu Daha Başlangıç Mücadeleye Devam!”
Rengârenk yazılarla yazılmış “Başka Bir Dünya Mümkün”, “HES, Nükleer, Termik İstemiyoruz, İklimi Değil Sistemi Değiştir” pankartlarının ardında hep birlikte yürüyen her renkten, her ülkeden her yaştan insan elinde her dilden yazılmış rengârenk bayrak ve flamaların yanı sıra atık kartonlardan yapılmış çok çeşitli dövizler taşıdı. “Gezegen Satılık Değil, Nükleer Santrala Hayır, Kömürü Toprakta Bırak, Kömür Bizi Hasta Etme, İklimi Savunuyoruz, Gezegen için Vegan Ol, İklim için Et Yeme, Türkiye Çöl Olmasın, Diren Gezi Diren Gezegen…”
Afrika ve Asyalılar en dikkat çeken kalabalıkları oluşturdular. Birbirlerine bağladıkları Libya, Tunus, Cezayir, Fas bayraklarıyla kadınlar en önde yan yana yürüdüler. “Bize İlham Veriyorsun Mandela” pankartıyla Afrikalılar “Daha Fazla Geç Olmadan Birlikte Savaşalım!” dediler. Malezyalılar biz de varız diyen pankartlarıyla geldiler. “Malezya İklim Değişikliğine Karşı Mücadele Ediyor”
Her Yer Direniş Her Yer Gezi
Yürüyüşün sonunda Kadıköy Meydanı’nda başlayan miting boyunca kürsüden son yıllarda mücadeleleriyle öne çıkan ülkelerin aktivistleri ve Türkiyeli çevre gönüllüleri yaşadıkları sorunları, mücadelelerini ve deneyimlerinden öğrendiklerini paylaştılar.
Dünyanın her yerindeki termik santraller, nükleere, taş ocaklarına karşı verilen mücadele bu kürsüde birleşti.
Zonguldak: Zonguldak varlığı kömüre bağlı bir şehir. Şu anda biri devlete üçü Eren Enerji’ye ait 4 ünite termik santral var. Üzerimize kül yağıyor. İlimize çocuk onkoloji bölümü açıldı, çünkü kömür hasta ediyor, öldürüyor. Soğutma su çekme nedeniyle Karadeniz’de balık ölümleri yaşanıyor. Eren enerji yeni bir termik santral kurmaya çalışıyor. Biz de kurdurmama mücadelesi veriyoruz. Ocak ayında “Yaşanabilir Zonguldak Platformu”nu kurduk. Hukuk mücadelemiz sürüyor. Yaşam hakkı için mücadele ediyoruz ve herkesten destek bekliyoruz.
Brezilya: Hepimiz farklı diller konuşuyoruz, farklı kültürlerdeniz ama hepimiz bu mücadelede birlikteyiz. Burada Gezi Parkı’nda ve Brezilya’da gördüğümüz insanların bir araya geldiklerinde nasıl güçlü olabilecekleri. Ve insanlar ancak bir araya geldiklerinde gezegenin eksenini değiştirebilirler. Hepimiz bu hareketin parçasıyız.
Şırnak: Silahların sustuğu bir dönemde yeni karakollar inşa edilmesi, yeni barajlar kurulması tüm halkımızı tedirgin etmektedir. Global şirketler para kazanacak diye 5000 yıllık geleceğimizi yok edemezler. Hükümetlerin savaşla yapamadığını şimdi barajlarla, termik santrallerle yapmak istiyorlar buna izin vermeyeceğiz. Beş yıldır Şırnak üniversitesinin kampüsü yapılmamışken, yirmi yıldır Şırnak-Cizre yolu tamamlanmamışken, fabrika kurulmamışken termik santral kurmaya çalışıyorsunuz. Kahrolsun Termik Santraller Yaşasın Doğal Yaşam!
Sakarya: Taş ocakları Sakarya’da ciddi bir problem. Maden Kanunu sayesinde Bakanlık’tan izin aldıktan sonra istedikleri yerde taş ocağı açabileceklerini zannediyorlar. Bunu önlemek için yöre halkıyla birlikte hukuk mücadelesi veriyoruz. Birçok yerde kazandık ama kazanamadıklarımız da var. Ne uğruna neyi kaybettiğimizi görmeliyiz. Doğada kaybettiklerimizin toplumsal maliyeti hesaplanmalı.
Hindistan: Biyolojik çeşitlilik açısından dünyanın en büyük dördüncü en zengin bölgesinden geliyorum. Ve burada 19 termik santral projesi var. Bu projelere karşı mücadele veren kadınlar, balıkçılar, çiftçileri temsil ediyorum burada. İnsanlar sesini yükselttiklerinde, bir araya geldiklerinde kazanmak mümkündür. Çünkü biz kendi bölgemizde bu 19 projeyi durdurduk. Halkın gücü dünyadaki en büyük güçtür. Bu mücadele demokratik değerler, insan onuru için verilen bir mücadeledir. Beraber mücadele edersek sadece Türkiye’deki mücadeleler, Asya’daki mücadeleler değil Avrupa ve tüm dünyada kömüre karşı mücadeleyi kazanacağız. Hepimiz biriz.
Ergene: Trakya’nın birinci sınıf tarım toprakları, suları, yok ediliyor, kirletiliyor; insanı ile beraber. Her gün onlarca insan bölgemizde kanserden ölüyor. Kafalar kirli olduğu sürece toprağın, suyun, havanın temizlenmesi mümkün değildir ve gelecekte çocuklarımız için olumsuz olaylar gelişecektir.
Munzur: Munzur’un sesi duyulmuyor, Munzur ölüyor kimsenin haberi yok. Barajlar yapıldı, sular altında kaldı bütün inançlarımız, kutsallarımız. Ağaçlarımız kesildi. Ağaçlar bizim evlatlarımız gibi. Soluğumuz kesilmesin. Munzur’a baraj yapılmasın. Arkadaşlar, dostlar, dünya insanları hepinizi yardıma çağırıyorum.
“Yaşanılabilir bir dünya” için yapılan etkinlik sonunda hükümete yönelik çağrılar da yapıldı. “Nükleer projelerinizden vaz geçin, termik santral projelerini, HES projelerini iptal edin ve Gezi Parkı’nın park olarak kalacağını açıklayın.”
Aynı zamanda Lice’de karakol inşaatını protesto eden köylülerin üzerine açılan ateş sonucu 1 kişinin hayatını kaybetmesi ve 10 kişinin yaralanması olayına ilişkin de bir açıklama yapılarak sorumluların açığa çıkarılması talep edildi.
“Kalbimiz Lice halkıyla birlikte. Lice halkının yanındayız. Artık savaş istemiyoruz. Artık yeter. Edi Bese“
Mücadelenin birbirinin ortağı olan mücadeleler kazanılıncaya, projeler iptal edilinceye kadar devam edeceğinin ilan edildiği miting Lüksus’un konseriyle son buldu. Beş metrelik boyuyla korkusuzluğun sembolü olarak miting alanındaki yerini alan korkuluk ilgili yerlere mesajını iletmeye son ana dek devam etti. (NG/BK)