*Fotoğraflar: Pınar Tarcan/ bianet
Makalenin İngilizcesi için tıklayın
Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de önünde öldürülmesiyle kamu vicdanında özel bir anlam kazanarak toplumsal hafızaya yerleşen Şişli'deki Sebat Apartmanı artık 23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı'na ev sahipliği yapacak.
Mekanı gezerken, bir kadın Rakel Dink'e "İçimize içimize ağlıyoruz" diye fısıldıyordu.
Adını Hrant Dink'in 23 Nisan 1996'da Agos'ta yayımlanan '23,5 Nisan' başlıklı köşe yazısından alan mekan Rakel Dink, Hrant Dink Vakfı Proje Koordinatörü Nayat Karaköse ve Hrant Dink Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Sibel Asna ve sanatçı Sarkis'in katılımıyla basına tanıtıldı.
Rakel Dink: İnsanların yararına olsun
Mekanda emeği geçen herkese "Türkiye adına teşekkür ederek" başlayan Rakel Dink, "Bugün hafıza mekanı olarak şöyle söylemek istiyorum" diyor ve ekliyor:
"Unutmadan, hatırlayarak ve bu cinayeti yine insanların yararına, insanların sevgi hareketine yardımcı olmasını diliyorum.
"Ve Türkiye denemesin unutmayı bundan sonra, o, her zaman bir resim gibi gözünün önünde. Hepinize teşekkür ediyorum geldiğiniz için, çok etkilenmiş haldeyim çünkü..."
"İyiliği çoğaltmak için hazırladık"
Hrant Dink Yönetim Kurulu üyesi Sibel Asna ise mekanı, "bir duygu mekanı" olarak tanımlıyor:
"Ayşegül Altınay'ın dünyadaki hafıza mekanlarını bize tanıtmasıyla başladı hayalimiz. Ciddi bir bilimsel araştırma yapıldı. Nayat dünyada sözü edilen bütün hafıza mekanlarını dolaştı.
"Rakel'in söylediği gibi nefreti değil, iyiliği çoğaltmak için, bir daha böyle olayların olmaması için hazırlamaya çalıştığımız bir mekan. Her odanın farklı bir işlevi var... "
"Hafızayla umudu birleştirmeye çalıştık"
Nayat Karaköse, "Hafızayla umut nasıl birleşiyor, onu inceledik çeşitli mekanlarda. Çünkü bunlar zor mekanlar. Özellikle Holokost kamplarından, Arjantin'de, Şili'de darbe dönemlerinde korkunç olaylara ev sahipliği yapmış o mekanlar gerçekten zor mekanlardı.
"Şunu görmek de çok önemliydi, nasıl o zor geçmişin, o acının, umuda, eyleme dönüştüğünü, geçmişin mağdurlarının nasıl dönüşümün aktörleri haline geldiğini gördük. Umudu da içeren, geleceği de içeren bir ortam yaratmaya çalıştık. Uzun uzun toplantılar yaptık buradan. Toplam 20 ülkeden 25'in üzerinde uzman geldi. Onlar kendi deneyimlerini anlattılar ve kolektif bir çalışmayla burayı hazırladık" diye anlatıyor hazırlık sürecini ve ekliyor:
"Kafamızda ilk başta şu soru vardı, evet burada bir trajedi yaşandı ama burası aynı zamanda bir gazetenin yeşerdiği ve dönüşüm yarattığı da yaşayan bir mekandı burası. Buraya hayat vermeyi çok önemsedik. Umudu da içeren, geleceği de içeren bir mekan olmasına çalıştık.
"Bu mekanın ana anlatıcısı Hrant Dink, siz buraya geldiğinizde her şeyi onun yazılarından, onun anlatılarından dinleyeceksiniz. Bir mekan kurarken en zoru bir anlatıcı bulmaktır. Bizim zaten şahane bir hakikat anlatıcımız olduğu için, onun sesiyle, varlığıyla dahil olması burayı çok daha güçlü bir mekan haline getirdi."
Kamp Armen maketi avize oldu
"Tuz ve Işık" odasını tasarlayan Sanatçı Sarkis, "Rakel'in gönlünü dinledim. Gönül dinleme tecrübem vardır" diyor ve bianet'e tasarımını şöyle anlatıyor:
"Burası için aylarca çalıştık, en sade şekilde ışıklarla donattık burayı, bütün bu camlar elle yapıldı, kırmızı sıcaklığı, büyük duyguları dile getiriyor, mavi büyük bir sükûneti, bütün dünyamızı temsil ediyor.
"Burada kandil yanıyor olacak hep ortada. Hrant'ın odasından çıkan adakları gümüş çivilerle astık duvarlara. İsteyen de adaklarını asabilecek buraya.
"Burada adaklar var. Bu duvarları onardık, bütün boyalarını çıkarttık, çıplaklığa doğru gittik. Kadınlar akşam yatmadan önce makyajlarını çıkarırlar ya, hakiki güzellikleri ortaya çıkar. Bu odada da onu yapmaya çalıştım.
"Bu avize, Kamp Armen binasının maketi. Hrant'ın arkasında yanıyor ışıkları..."
TIKLAYIN - Devletin Gerçek Yüzünü Gösteren Pencere: Hrant Dink
Hafıza mekanının odaları ve anlamları
Mekanda şu odalar bulunuyor:
Çok amaçlı etkinlik alanı: Bu alanda 23,5'un paylaşım, üretim, düşünme ve araştırma mekanı olmasında önemli rol oynayacak farklı içerikteki atölyeler ve etkinlikler düzenlenecek. Ziyaretçiler videowall'lar sayesinde, Hrant Dink'in biyografisinden farklı kesitleri videolar, belgeler ve fotoğraflar aracılığı ile inceleme fırsatı bulacaklar. Bu bölümde, Agos gazetesinin 1996-2007 yılları arasındaki 10 yıllık arşivi de araştırmacılara ve ziyaretçilere açık olacak.
Koridor: Burada, 1996-2007 yılları arasında yaşanan, Türkiye tarihinden kesitler, azınlıklar açısından önemli gelişmeler, toplumsal bellekte yer edinen olaylar Agos gazetesinde yayımlanan haber ve manşetler eşliğinde sergilenecek.
Tırttava: Hrant Dink'in askerlik görevi sırasında yaşadığı ayrımcılıktan yola çıkarak tasarlanan bu odada ziyaretçiler kendi ayrımcılık hikayelerini paylaşabilecekler ve paylaşılmış diğer hikayeleri izleyebilecekler.
Agos Odası: Gazetenin kuruluş hikayesi, başarıları, ele aldığı konular ve yarattığı etki, tanıklıklar, gazeteden kesitler, çizimler, fotoğraflar ve videolar aracılığıyla anlatılacak.
Atlantis Uygarlığı odası: Hrant Dink'in Tuzla'daki "Kamp Armen" yıllarındaki çocukluğu, mücadelesi, Rakel ve Hrant Dink'in hikayesi, Türkiye'nin kültürel miras envanteri ve azınlık vakıflarının mülkler sorunu Atlantis Odası aracılığı ile ziyaretçilerle buluşacak.
Güvercin Tedirginliği odası: 2004 yılından itibaren Hrant Dink'in maruz kaldığı hedef gösterilme süreci, açılan davalar, Hrant Dink ve Agos'a karşı yapılan protestolar kronolojik olarak Hrant Dink'in anlatımı ile videolar, yazılar, belgeler, gazete haberleri ve görsellik eşliğinde sergilenecek.
Tuvalet korosu: 1980 darbesinde tutuklanan Hrant Dink'in tuvaletten bozma bir hücrede yaşadığı psikolojik ve fiziki işkence 'tuvalet korosu' yerleştirmesiyle dönemin anti demokratik uygulamalarını hatırlatacak.
Adalet arayışı: Bu oda, 19 Ocak'ta ne olduğuna, 2007'den bu yana devam eden Hrant Dink Cinayeti davasına, 19 Ocak anmalarına ve adalet talebini ne şekilde algılandığına dikkat çekecek.
Odada araştırmacılar, gazeteciler ve ilgilenen herkes için bütün dava dosyaları yer alırken, rafların arkası açılınca Ogün Samast'ın videosu çıkıyor. Ogün Samast direkt karşımıza çıkmasın diye...
Tuz ve Işık: Sanatçı Sarkis'in "acılardan pırlanta yaratma" metaforunu esas alan yerleştirmesi, binanın arka balkonunda. Tuz ve Işık hissetmeye, tefekküre ve anmaya olanak sağlayan bir mekan olarak duruyor.
Büyükelçilik kurma projesi: Almanyalı Horst Hoheisel ve Andreas Knitz'in Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin sürecine vurgu yapan sanat işi ise 23,5'in daimi parçalarından biri olacak.
(PT)