*Fotoğraf galerisi için tıklayınız
İnsan hakları savunucuları, 24 Nisan 1915'te tutuklanan Ermeni aydınların trenle Ayaş ve Çankırı'ya gönderildiği Haydarpaşa Garı'nda bir basın açıklaması yaptılar.
"Soykırım bir insanlık suçudur" diyen insan hakları savunucuları, yaşananların tekrarlanmaması için gerçeklerin ortaya çıkarılmasını, uluslararası hukukun, halkların haklı talepleri doğrultusunda uygulanmasını istediler.
1915'te İttihat ve Terakki Partisi ile Teşkilat-ı Mahsusa aracılığı ile Anadolu'daki Ermeni varlığına tüm sosyal ve kültürel dokusuyla birlikte son verildiğini belirten gruptakiler, "Bu anlayışı sürdürenler bizlere yalana dayalı bir resmi tarihi dayatarak gerçeği unutturmaya çalışıyorlar. Ancak bizler, 95 yıldır bize dayatılan bu yalana inanmıyoruz" dediler.
Trenlerle Haydarpaşa Garı'ndan Anadolu'ya gönderilen Ermeni aydınlarının fotoğraflarını da taşıyan gruptakiler, daha sonra ellerindeki karanfilleri denize bıraktılar.
Basın açıklaması sırasında gruba, aralarında emekli Orgeneral Edip Başer ile emekli büyükelçilerin de bulunduğu bir başka grup tepki gösterdi. İnsan hakları savunucularının yanına gelen yaklaşık 15 kişi, "soykırım" iddialarının gerçek olmadığını, Türkiye'nin hiçbir millete soykırım yapmadığını söyledi.
24 Nisan 1915'te ne olmuştu?
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon'un basın açıklamasında 1915'te yaşananlar şöyle özetlendi:
24 Nisan 1915'te İstanbul'da, zamanın Osmanlı toplumunun sanat, edebiyat, düşünce ve kültür dünyasının en üretken temsilcilerinin de aralarında bulunduğu 220 Ermeni aydın gözaltına alındılar.
Önce merkez cezaevi olarak kullanılan Mehterhane'ye, ertesi gün Sarayburnu'na götürülerek gemiyle Haydarpaşa tren istasyonuna götürüldüler. Oradan da Anadolu'ya doğru yola çıkarıldılar.
Bir grup Ayaş'a, bir grup Çankırı'ya götürüldü. Ayaş'a götürülen 70 kişiden 58'i, Çankırı'ya götürülen 150 kişiden 81'i öldürüldü.
Ardından dönemin yöneticileri olan İttihat ve Terakki Partisi ve Teşkilat-ı Mahsusa aracılığı ile Anadolu'daki Ermeni varlığına, tüm tarihsel, ekonomik ve sosyal dokusuyla birlikte son verildi. Ermenilerin mallarına, mülklerine, paralarına, hatıralarına, tarihlerine el konuldu. Bir uygarlık, binlerce yıllık anayurdundan silinip yok edildi.
Soykırım suçu nasıl tanımlanıyor?
1948 tarihli Birleşmiş Milletler "Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi"nin ikinci maddesi, soykırım suçunu şöyle tanımlıyor:
- - Gruba mensup olanların öldürülmesi,
- - Grubun mensuplarına ciddi surette bedensel veya zihinsel zarar verilmes,i
- - Grubun bütünüyle veya kısmen fiziksel varlığını ortadan kaldıracağı hesaplanarak, yaşam şartlarını kasten değiştirmek,
- - Grup içinde, doğumları engellemek amacıyla tedbirler almak,
- - Gruban mensup çocukları zorla bir başka gruba nakletmek
Söz konusu madde, bu koşullardan herhangi birinin gerçekleşmiş olmasını, yapılanın soykırım olarak tanımlanması için yeterli sayıyor. (BB)