* Bu bir film eleştirisi değildir, filmden kalanlardır...
"Karşı cins sana çay içelim dediyse bunun tek bir anlamı vardır... Ve bu anlam uluslararası bir standarttır..."
Bu cümle Bakir Dev'in 40 yaşına gelmiş, sevmemiş, sevmediği için de sevilmemiş, dokunulmamış, bir kadına elini el etmemiş, duygusal açıdan büyümemiş ama fiziksel olarak büyümüş Fusi’ye söylenilmiş sözdür.
Söz Fusi’ye söylense de o an sadece bilmek zorunda olanların bilmesi gereken olmaktan çıkmış, yaşayan kadın ve erkekler tarafından söylene söylene anlamı uluslararası standart hale gelmiş bütün zamanlar için.
İstanbul Film Festivali'nden gösterilen İzlandalı yönetmen Dagur Kári'nin Bakir Dev’inde 40 yaşına gelmiş Fusi’nin hikayesi anlatılır.
Kári'nin Fusi’si, bir uçak şirketinin yük boşaltma işinde çalışan, annesiyle yaşayan, yalnızlar yalnızı, “bakir”, sevgisiz kocaman bir insandır. Onun Fusi’si bir ve birçok eksikliği de taşır o koca gövdesinde.
Nasıl ki “karşı cins sana bir çay içelim dediyse ve bunun tek bir anlamı varsa” sözü uluslararası hale getirilmişse, 40 yaşına gelip de hala “bakir” kalma yani “milli” olamama hali de bir o kadar uluslararası hale getirilmiş. Çünkü erkeklerin dünyasında, erkeklik mertebesine yükselmenin yoludur bedenleri “işgal” etmek, yani “milli” olmak!
Onun için 40 yaşına gelmiş "milli" olamamış Fusi, işyerindeki erkeklerce alay edilir, aşağılanır ve hor görülür.
Bedenleri “işgal” edip “milli” olamayan Fusi de, İkinci Dünya Savaşı’nda tasviri yapılmış bir cephenin “erkek” oyuncak askerleri olarak kendi “zaferi”ni arar savaş meydanlarında.
Çocukluğuna hapsolmuş yetişkin bir insan gibidir onun halleri.
Yeni taşınan komşularının küçük kızıyla oyunlar oynayan bir çocuktur Fusi, ama aynı zamanda her akşam dinlediği radyoda kendisine şarkı armağan eden yetişkin biridir de.
Ta ki, doğum günü armağanı olarak gittiği bir dans eğitiminde tanıştığı Sjöf'nin ona gel çay içelim demesine kadar.
Kadının, çocukluğuna hapsolmuş Fusi’nin kocaman hayatına girmesiyle Fusi, bildik bilmelerini değiştirmeye başlar.
Hayatına anlam katmanın mücadelesini vermeye başlar Fusi... Kadına yaklaşmak için 40 yaşına taşıdığı alışkanlıklarını/ezberlerini/bilmelerini değiştirmeye çalışır.
Ancak Fusi'nin film boyunca kadın için yaptıkları sevgi mi, cinsellik mi? Ya da başka bir şey mi?
Hatırlamaya çalışalım Krzysztof Kieslowski’nin Dekalog serisinin altıncı bölümlerinden biri de olan “Aşk Üzerine Kısa Bir Filmi”ni.
Kieslowski’nin filminde filmin oyuncularından Tomek 19 yaşında, Magda ise 40’lı yaşlarındaydı.
Magda'ya aşık olan 19 yaşındaki Tomek, hiçbir kadınla hem cinsel anlamda hem de duygusal anlamda birlikte olmamış biriyken, 40’lı yaşlarında olan Magda ise cinselliği alabildiğine yaşayan ama hayatına giren erkeklerin ona sadece cinsel açıdan yaklaşmasından dolayı sevgi duygusundan yoksun bir kadındı.
Slavoj Zizek'e göre takıntılı bir sevme hali içinde olan Tomek, karşı binada oturan Magda’nın evini gözler teleskopuyla. Bu gözleme/dikizleme/izleme anlarında Magda’nın erkeklerle olan sevişmelerinden bütün hallerine kadar her şeyini görür ve bu görme halleri acı verir ona.
Film ilerledikçe Tomek, kendisini Magda'ya hissettirir, görünür kılar, ancak Magda'nın gözünde o bir çocuk ve o da diğer erkekler gibi kendisine cinsellikle yaklaşmaktadır.
Tomek'e "Ne istiyorsun, sevişmek mi" diye sorduğunda , "sevgi" diye yanıt aldığında bunu takıntılı bir sevme hali olarak görür, güler ve inanmaz... Ta ki Magda’nın "Bir kadın, bir adamı arzulayınca içi ıpıslak olur" sözünden sonra Tomek'in bileklerini kesip bir daha görünmemesi ve sonrasında Magda’nın onu sevgi ile aramasına kadar.
Kieslovski'nin bize film boyunca sorduğu; aşk için cinsellik mi, cinsellik için aşk mı?
Peki, 40 yaşına gelmiş her şeye benzer tepkiler veren, hayatını sorgulamayan ya da sorgulamak istemeyen Fusi’nin aradığı ne?
O ana kadar hayatına giren annesi ve komşularının küçük kızından başka karşı bir cinsten bir arkadaşı olmayan Fusi'nin hayatına giren Sjöf'te aradığı ne?
Çocukluğuna hapsettiği hayatını özgürleştirmek mi, cinselliği yaşayarak “bakir” olamama halini aşıp diğer erkekler gibi “milli” olma mertebesine ulaşmak mı, yoksa bir kadının ona onun da kadına olan sevgisi mi? (KT/ÇT)
Filmin Künyesi:
Filmin adı: Bakir Dev
Yönetmen: Dagur Kári
Oyuncular: Gunnar Jónsson, İlmur Kristjánsdóttir, Sigurjón Kjartansson, Franziska Una Dagsdóttir.