Senenin son Kaos GL Dergisi “Soy-Sop” dosya konusuyla çıktı. Derginin Genel Yayın Yönetmeni Aylime Aslı Demir’in sunuş yazısı şöyle:
“Kaos GL Dergi'yi hazırlamaya başladığım tarihten bu yana hem yazarlar hem de benim için muhtemelen en zorlandığımız sayı bu oldu. Kimleri kaybetmedik ki bu kısacık sürede! Arkadaşlarımızın, yoldaşlarımızın, Zeliş'in, Boysan'ın, Mert'in yasına Ankara Garı Katliamı'yla yüzü aşkın arkadaşımızın, Berna'nın, Ali Kitapçı'nın yası eklendi. Kaybettiklerimizin boynumuza yüklediği sorumlukla, onların mücadelesine ettiğimiz tanıklıkla, yasımızın merkezine bizi pasifleştiren devlet şiddetini değil, onların kurmuş olduğu, uğruna mücadele verdikleri o değerleri, barışı, eşitliği ve özgürlüğü koyuyoruz. Tam da böyle bir zamanda iyinin gücüyle yas tutmanın önemine inanıyoruz.
“Dergi'nin Kasım-Aralık sayısının dosya konusunu ‘Soy-Sop’ olarak belirlemiştik. Soy fikrini tartışmaya açmak, soyun kimler için ve neden önemli olduğunu konuşmak istiyorduk. Bu sayıda soyun belli olmaması, soysuz olmak ya da soyların kırıma uğratılması üzerine de konuştuk. Bu tartışmaların güncel siyasetle ilişkisini de katliama ilişkin toplumsal ‘önyargı’, ‘reddediş’, ‘dışlama’ ve ‘inkar’ gibi kavramlar üzerinden ele aldık. Bu bağlamda;
Kim, ne yazdı?
“Murat Arpacı, sakat, deli, azınlık, mülteci, kadın, queer ya da bu normatif güç alanına dahil olmayan diğer tüm yaşamlara yönelik dışlayıcı tutumların hangi kurumlar tarafından beslendiğini ve bu farklı norm kaynaklarının ortak noktalarının neler olduğu üzerine yazdı.
“Ecehan Balta ‘Sessiz Tarihin Sesi: Homocaustu Hatırlamak’ isimli yazısında Nazilerin toplama kampları pratiğinde sadece Yahudilere değil, eşcinsellere, politik tutuklulara, Yehova şahitlerine yönelik faşist şiddetin nedenlerinin her zaman aynı saiklerle olmadığını, eşcinsellere yönelik faşist şiddetin nedeninin, Aryan ırkının korunmasından ziyade bir davranışsal baskılama yoluyla normalleştirme olduğunu, bunun da aslında günümüzde başka biçimler altında süregelen bir pratiğe denk düştüğünü dile getiriyor.
“Abdurrahman Aydın ise yasın ne olduğu üzerine açtığı tartışmada ölenlere olan borcumuzu hatırlatıyor. Zira yası tutulamaz olan, ölmemiş olandır. Ölmemiş olması da hayatının bir hayat olmadığı anlamına gelecektir.
“Zafer Yılmaz ‘Ankara Katliamı, Kötülüğün Sıradanlığı ve Yas Siyaseti’ isimli çalışmasında yas siyaseti yoluyla Türkiye toplumunda yeniden etik-politik bir bağ kurma umudunun peşine düşmekte, böyle bir acıyı paylaşmanın ve acıyı bölüşmenin sorumluluğunun bir toplumda yaşayan herkese ait olduğunu yeniden ve yeniden ileri sürmekte.
“Bir Katliamın Duygu Haritası'nda Ayşe Uslu'da değerlerimizin kaynağının iktidara duyduğumuz hınç değil, yaşamın kendisine duyduğumuz aşk ve bağlılık olduğunu dile getiriyor.
“Tüm dosya konusu üzerinden katkı sağlayanlara ve diğer bölümlerin yazarlarına böylesi bir dönemde yapmış oldukları katkılardan ötürü çok teşekkür ediyoruz. Ayrıca dergide yer verdiğimiz Ödipal İlişkilere Queer Alternatifler isimli Halberstam'ın kaleme aldığı makalenin telifini bize ücretsiz sağlayan Blackwell Publishing'e, Kapakta ve Umum sayfalarında çalışmaları yer alan Sabo Akdağ'a teşekkür ediyoruz.”
Gelecek sayı: Yeni Medya
Ocak-Şubat 2016 sayısının dosya konusu “Yeni Medya” olarak belirlendi. En geç 15 Aralık'a kadar [email protected] adresine katkılar bekleniyor. (EA)
Kaos GL Dergisine basılı ya da internet üzerinden erişmek için abone olabilir ya da bu bağlantıda bulacağınız kitabevlerini ziyaret edebilirsiniz.