00:00 son güncelleme
Bianet Bültene Abone Ol
facebook twitter rss youtube
  • BİANET
    1. Anasayfa
    2. Haber Listesi
    3. Yazarlar
    4. Galeriler
    5. Özel Dosyalar
  • BİAMAG
    1. Anasayfa
    2. Yazılar
    3. Yazarlar
    4. Galeriler
    5. Bia Kitaplığı
  • KURDÎ
    1. Destpêk
    2. Nûçe
    3. Nivîskar
    4. Galerî
    5. Têkilî
  • ENGLISH
    1. Homepage
    2. News-Articles
    3. Bylines
    4. Galleries
    5. About Us
  • KADIN-LGBTİ
    1. Anasayfa
    2. Haber Listesi
    3. Erkek Şiddeti-Çetele
    4. Şiddete Uğrarsanız
    5. Bağlantılar
  • ÇOCUK
    1. Anasayfa
    2. Haber Listesi
    3. Yazarlar
    4. Çocuklardan
    5. Bağlantılar

Haber Listesi

  • Bianet
  • Biamag
  • Kurdî
  • English
  • Kadın
  • Çocuk

"Arkasında durmak" kıymetli bir eylem biçimi, savunmak, başkaları "yan çizse de" ondan yana olmak, yarı yolda bırakmamak... "Yanyana" durmak, kulağa daha kolay geliyor ama öyle değil. Ya da "yanyana" durduğun kişiye göre göreceli davranabileceğin bir eylem biçimi.

"Yanyana" durmakta zorlanıyoruz çünkü korkuyoruz, çünkü egomuz elvermiyor, çünkü başkaları ne düşünür?!

"Azınlık Vatandaşları- Eşit Vatandaşlar" başlıklı Avrupa Birliği (AB) projeleri ile yolu açan Rum Vakıfları Derneği (RUMVADER) Kurucu Başkanı Laki Vingas ve Projeler Koordinatörü marina Drymalitou, Ermeni eş başvuranları Boyacıköy Surp Yerits Mangans Ermeni Kilisesi Vakfı ile ortak bir proje başlattı. Projenin adı "Yanyana."

Türkiye'de yaşayan azınlıkları ne kadar tanıdığımızı, o azınlıkların birbirini ne kadar tanıdığına, aşina olsa da yabancı gelen Süryanice, Ermenice, Rumca, Ladino dillerinde bakıyor.

"Birbirimizle artık daha az konuşuyoruz"

RUMVADER Başkanı Pandeli Laki Vingas ile konuştuğumuzda hedefin "Geçmişin kayıplarını telafilerini aşmak, geleceği ortak değerler üzerine koymak. Bizim hedefimiz buydu" diyor.

Vingas, "Logomuz çok köklü, tek gövdeli bir ağaç, azınlık toplumlarımız özellikle son dönemlerde daha az birbiriyle konuşuyor, belki konjonktür nedeniyle böyle. Ama birbirimizle konuşmaya ihtiyacımız var, birbirimizle tanışmalıyız" vurgusu yapıyor ve ekliyor:

"Tarihi eser gibi görülmek" istemiyorlar!

"Sosyal bir sürdürülebilirlik oluşturmak gerekiyor. Bunun kökü de eğitimle başlıyor. Her ne kadar sayısal olarak artık azınlık ya da farklı kadim topluluk diye adlandırılan insanlar olarak çok az bir nüfusa sahip olmamıza rağmen tadilata tabi tutulan bir tarihi eser gibi görülmek istemiyoruz.

Üreten, katma değerler yaratan, kültürlerinden endişe etmeyen, onu paylaşabilen ama aynı zamanda öteki değerlerle temas eden topluluklar olarak varlığımızı devam ettirmek istiyoruz."

Ortak geleceğimizi konuşarak, tartışarak yaratabileceğimizi söyleyen Vingas, projenin en önemli kısmını ise şöyle özetliyor: "Genç nesil insanlara diyalog imkanı sağlamak. Tarihsel yargıları kırma imkanına katkıda bulunmak..."

"Katılımcılar önyargılarını aşmak istediler"

Projeye katkıda bulunanlardan Prof. Dr. Elçin Macar ise katılımcıların bir nevi deneysel denebilecek bu çalışma sonrası nasıl tepkiler verdiğini anlatıyor:

"Katılımcıların çoğu Türkiye'de yaşayan azınlıklar hakkındaki bilgi eksikliğinin farkına varıyor, bundan da üzüntülerini ifade ediyorlar. Bununla beraber sahip oldukları önyargıları aşıp pek de iletişim içinde olamadıkları azınlık üyelerinden azınlık toplumları hakkında bilgi edinme gayreti içinde oluyorlar.

"Çoğu katılımcı konuya yoğunlaşıp azınlıklarla daha belirgin bir iletişim kurulması ihtiyacına vurgu yapıyor. Doğrusu şu ki; azınlıklar ve onların kültürel kimliğini oluşturan unsurlar hakkında bilgi eksikliği olduğunu biliyorduk bu nedenle bu durumun iyileştirilmesi projemizin amaçlarından biriydi de zaten. Bunların yanı sıra, tüm katılımcıların proje hakkındaki pozitif yorumları ve yeni temeller üzerinde bu toplumun üyelerini harekete geçirerek azınlıkların da bir parçası olduğu bu ülkenin kültürel çeşitliliklerini tanıyabilecekleri böyle bir projeye duyulan ihtiyacın farkına varmış olmaları bizi de olumlu yönde şaşırttı.

"Dileğimiz, yanı başımızda yaşayan insanların farkına varabilmek, onları olduğu gibi kabul edebilmek, misafir muamelesi yapılmamasını sağlayabilmek, YANYANA güzel bir gelecek inşa edebilmek." (ÇT)

Pınar Tarcan

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, TV ve Sinema Bölümü mezunu. Habertürk ve Vatan gazetelerinde muhabirlik ve politika editörlüğü yaptı. 

Geçmişin Kayıplarını YANYANA Telafi Edebiliriz
RUMVADER, "Yanyana" adlı yeni projesiyle Türkiye'de yaşayan azınlıkları ne kadar tanıdığımıza bakıyor. Amaç, unutulan, farkına varılmayan şeyleri yapmak. Yani çok basit görünse de tanışmak, konuşmak...
Pınar Tarcan İstanbul - BİA Haber Merkezi 13 Ocak 2018, Cumartesi 00:00
Haberi mail ile paylaş.
Kapat

Anahtar Sözcükler

  • Elçin Macar
  • elçin maçar
  • laki vingas
  • rumvader
  • yanyana projesi

Yazarın Önceki Yazıları

  • Her Şey Politik, Evet Facebook'taki Like'larımız da... 24 Mart 2018
    Facebook'ta sıkıntıdan tıkladığınız "karşı cins olsanız nasıl görünürdünüz?" testinden, "like"larınıza hatta belki ayrılık ...
  • Şafakta Buluş Benimle, Ama Ya Şafak Yoksa? 10 Şubat 2018
    Zinnie Harris'in "Şafakta Buluş Benimle" oyunu Türkiye'de DOT sahnede oynuyor. Hafıza, kaybetmek, kaybolmak ...
  • "Türkiye'de Yahudi Olma"nın Her Hali Bu Kitapta 25 Kasım 2017
    Raşel Meseri ve Aryin Kurel, "Türkiye'de Yahudi Olmak: Bir Deneyim Sözlüğü" kitabında azınlık ...

Bugün En Çok Okunanlar

  • Aya Yorgi Yollarında Dilekçi Manzaraları 28 Nisan 2012
  • DENİZ ALAN HELD YAZDI Erotikten Ziyade Epik Bir Film: Nymph()maniac 08 Şubat 2014
  • ELİF AKGÜL VE PINAR TARCAN'IN RÖPORTAJI Gazete Karınca Çevirisiyle "1915’ten Bugüne: Ermeni Portreleri" 21 Nisan 2018
  • SONER SERT'İN HABERİ Kim Demiş Ki Ben Yapamam? 21 Nisan 2018
  • ŞİMAL PARLAK YAZDI Bir Gün Uyanmayı Bekleyen Dondurulmuş İnsanlar 21 Ocak 2017
  • BİANET
  • BİAMAG
  • KURDÎ
  • ENGLISH
  • KADIN-LGBTİ
  • ÇOCUK
YeniHayat Bilişim

Bu web sitesi IPS İletişim Vakfınca İsveç Uluslararası Kalkınma Ajansı (SIDA) desteğiyle yürütülen, "Haklar İçin Habercilik, Haberciler İçin Özgürlük" -kısa adıyla BİA3 - projesi kapsamında yayınlanmaktadır. Bu web sitesinin içeriği yalnızca IPS İletişim Vakfı'nın sorumluluğundadır ve hiçbir biçimde SIDA'nın tutumunu yansıtmamaktadır.