Haberin İngilizcesi için tıklayın
Greenpeace ve CREA tarafından hazırlanan “2019-2020 yıllarında Dünya Kükürtdioksit (SO2) Yoğunluğu Sıralaması” raporundaki veriler gerek Türkiye genelinde gerek Afşin ve Elbistan özelinde kömürlü termik santrallere bağlı yaşanan hava kirliliğinin boyutlarını gözler önüne serdi.
Greenpeace’in NASA Ozon Tabakası İzleme Enstrümanı Uydusu (OMI) görüntülerinden faydalanarak yaptığı araştırma, Türkiye’nin insan kaynaklı SO2 emisyonlarında geçen yıl dünyada 10. sırada yer aldığını; bu sene yaşanan yüzde 14’lük artış ile 8. sıraya yükseldiğini ortaya koydu.
Greenpeace’in düzenli olarak yaptığı bu araştırmaya göre, Türkiye’deki yükseliş trendi son 4 yıldır düzenli olarak devam ediyor. Türkiye bu yükseliş oranıyla Meksika ile birlikte ilk 10’da yer alan ülkeler arasında yükseliş trendini sürdüren iki ülkeden biri olarak karşımıza çıkıyor.
Kömüre dayalı enerji üretimi
Rapora göre, Türkiye’de SO2 emisyonlarına neden olan en büyük sektör, kömüre dayalı enerji üretimi.
Araştırma sonuçlarına göre, tüm dünyada kömüre bağlı SO2 salımından kaynaklı hava kirliliğinde Kemerköy bölgesi 4.; Afşin ve Elbistan ise 5. sırada yer aldı.
6 kat fazla kirli hava soluyorlar
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayımlanan, partikül madde (PM10) ölçüm verilerini inceleyen Temiz Hava Hakkı Platformu uzmanları, santraller yüzünden Elbistan’da yaşayanların 2016, 2017 ve 2018 boyunca Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) sınır değerlerinden altı kat daha fazla kirli hava soluduğunu tespit etti.
* Rapordaki ilk 5 bölge
Bölgenin coğrafi yapısı santrallerin yarattığı kirli havanın dağılmasını da engelliyor. Özellikle yoğun salım yapıldığında, bölgeyi çevreleyen dağları aşamayan hava içindeki zehirli gazlar santral çevresinde yaşayan insanların üzerine çöküyor.
SO2 etkileri
SO2’nin doğrudan ve diğer kirleticilerle reaksiyona girdiğinde ortaya çıkmasına neden olduğu PM 2.5, ciddi sağlık etkilerine sahip.
SO2 maruziyetinin neden olduğu akut semptomlar arasında burunda, boğazda ve ciğerlerde yanma hissi ile nefes alma güçlüğü ve solunum yolu hastalıkları yer alıyor.
Maruziyetin neden olduğu şiddetli, kronik sağlık etkileri arasında ise demans, doğurganlık sorunları, kalp ve ciğer hastalıkları ile prematüre ölümler yer alıyor.