Türkiye atlatılması zor bir dönemden geçiyor. Bu sancılı sürecin sonuçları ya çok iyi ya da hakikaten berbat olacak. Ama hepimiz biliyoruz ki, her halükarda bu yoldan geçmek gerekecek.

Bir kadının özgürleşmesinin, toplumsal cinsiyetinin verili rollerinin kalıplarından kurtularak hayatını değiştirmesinin işte bu şampuan ya da otomobil gibi iki uç tüketim nesnesine kavuşmasıyla olacağı iddia ediliyor.

Bir kadının özgürleşmesinin, toplumsal cinsiyetinin verili rollerinin kalıplarından kurtularak hayatını değiştirmesinin işte bu şampuan ya da otomobil gibi iki uç tüketim nesnesine kavuşmasıyla olacağı iddia ediliyor.

Bir kadının özgürleşmesinin, toplumsal cinsiyetinin verili rollerinin kalıplarından kurtularak hayatını değiştirmesinin işte bu şampuan ya da otomobil gibi iki uç tüketim nesnesine kavuşmasıyla olacağı iddia ediliyor.

Aslında toplumun geniş bir kesiminde de canlanıp vücut bulan ve kendini gösteren bu düşmanca taraftarlık, heveskar şiddetli dil bu olayda ve geçmişten bugüne gelen benzeri olaylarda iktidarın yalnız olmadığını gösteriyor bize.

Aslında toplumun geniş bir kesiminde de canlanıp vücut bulan ve kendini gösteren bu düşmanca taraftarlık, heveskar şiddetli dil bu olayda ve geçmişten bugüne gelen benzeri olaylarda iktidarın yalnız olmadığını gösteriyor bize.

Türkiyede çocuğunu doğurup hemen ertesinde çalışmaya başlayan ya da evin içinde onu bekleyen işlere, sabırsız bir kocaya ve diğer çocuklarına hızlı bir dönüş yapan kadınlar çoğunluktayken bu köpük köpük görüntüler komik ve bir o kadar da gereksiz geliyor

Türkiyede çocuğunu doğurup hemen ertesinde çalışmaya başlayan ya da evin içinde onu bekleyen işlere, sabırsız bir kocaya ve diğer çocuklarına hızlı bir dönüş yapan kadınlar çoğunluktayken bu köpük köpük görüntüler komik ve bir o kadar da gereksiz geliyor

Ansızın bir çatı aralığında ölen oğulları için duyduğu acıyı ifade ederken Türkiye gerçeği diyen annenin çaresizliğini nereye konduracağımı bilemediğim için yazıyorum bunları.

Ansızın bir çatı aralığında ölen oğulları için duyduğu acıyı ifade ederken Türkiye gerçeği diyen annenin çaresizliğini nereye konduracağımı bilemediğim için yazıyorum bunları.

Hemen her şeyin garip tezatlarla yaşandığı bir ülkede Sevgililer Günü diye bir gün reklam panolarından, ekranlardan, gazete ve dergilerden hayata ışıklı ışıklı sırıtır. Ama bir yandan hayat başka türlü akar işte.

Uzun yıllardır Londrada yaşayan Türklerin kimlik bunalımlarıyla birlikte kendilerine bir yaşam alanı açabilmesi mümkün olsa da yeni gidenler, özellikle öğrenciler için başlangıçlar her zaman zor oluyor.

İsimler simgesel belki. Ama iktidarın özneleştiği, zorunlu olarak bir şeye yapıştığı durumlarda ortalık karışacaktır. Demokrasinin seçimli özgürlükleri savaşı pompalayan bir lidere onay verir. Mantık dışı ve korkutucu bir cehaletle açıklanabilir mi bu?

İsimler simgesel belki. Ama iktidarın özneleştiği, zorunlu olarak bir şeye yapıştığı durumlarda ortalık karışacaktır. Demokrasinin seçimli özgürlükleri savaşı pompalayan bir lidere onay verir. Mantık dışı ve korkutucu bir cehaletle açıklanabilir mi bu?

Toplumsal bilinçle donatılmamış, çocuklara has o denetimsiz hayal gücüne aslında hiç de dokunmadan uçup giden piyasa ürünleri ve teknolojik karnavallar çocukları ve dolayısıyla ilerideki yetişkinleri tehdit ediyor. Ama çocukların hayal gücü baki kalıyor.

Toplumsal bilinçle donatılmamış, çocuklara has o denetimsiz hayal gücüne aslında hiç de dokunmadan uçup giden piyasa ürünleri ve teknolojik karnavallar çocukları ve dolayısıyla ilerideki yetişkinleri tehdit ediyor. Ama çocukların hayal gücü baki kalıyor.

Çok cüretkar ve belki de haksız bir genelleme sayılabilir ama bu çok satan kitapların büyük bir kısmının kapaklarında yazarlarının fotoğrafları bulunur. Belirli bir poza hapsedilmiş duruşlar. Ama en çok yüzler.

Kişisel olarak yaşananların somut nesnelere, geçmişe tanıklık eden nesnelere ihtiyacı vardır. Bu anlamda hakkında pek çok şey yazılıp çizilen Tracey Eminin cinsel çağrışımlarla dolu bir dil kullanarak kişisel tarihini ifşa etmesi iyi bir örnektir.

Medya sektöründe çalışanların tanıklıklarıyla yazılabilecek anılar, mensubu oldukları, diyelim ki seçkinci medyanın yerleşik diliyle harmanlanmış ve bitirilememiş geçmiş hesaplaşmalarıyla ve öfkeleriyle sınırlandırılan bir metinler bütünü olmamalıydı...

Ekonomik özgürlüklerini kazanmış, özellikle büyük kentlerde oturan, çocuklarını yalnızlığın ve geleceğinin projesi olarak gören ve böylece erkekleri istismar eden kaç kadın vardır? Kaç kadın Kadınlar da tecavüz eder başlığı altında sıralanabilir?