Omorfo Piskoposu Neophytos Milliyetçilik günahtır ve Rum Kilisesi bu günahı işledi demişti. Ardından lösemi hastası Jale için kan verdi, vatandaşlarını kan vermeye çağırdı, şu an milliyetçilik günahının kefaretini ödediğini söylüyor.

Denktaş-Klerides görüşmesi sırasında Kadınların Barış İçin Sivil Girişimi sokaklardaydı. Kadınlar eylemleriyle barış taleplerini dile getirdiler.

Bölgede ve dünyada barış kültürünün geliştirilmesi ve kadınlar arasında bağlar oluşturmak amacıyla oluşturulan Kadınların Barış İçin Sivil Girişimi 1999dan beri faaliyet sürdürüyor. Kıbrıslı Rum ve Türk kadınların ortak çalışmalarını gerçekleştiriyor.

Titina Lozidou Girnedeki mallarına dönmesini engellediği için Türkiyeyi AİHMde mahkum ettirmişti, davayı Kıbrıslıtürkler için de açtığını söylüyor. Kadınlar Evlerine Dönüyor hareketinin üyesi, doktor Xanthosun kızı isimle değil canlı olarak karşımda

Oğlum kurbağacığa Tasos, kaplumbağaya ise Rauf ismini vermek istiyor. Fikir iyi olsa bile milliyetçiliği hayatımıza sokmayalım diyorum ona. 11 yaşındaki Andreiye ve Jaleye kan bulmaya çalışanlar bizim geleceğimiz, kan politikası yapanlar değil.

Kuzeye gel Jonneke... Bir yerlerden buluruz motosikleti... Karpaza gidersiniz, doğanın tam ortasına...Sevgilin mutlu olur... Sen de mutlu olursun... Gelenekselle modernin birlikteliğini bir kez daha denemeye... İmkansızı bir kez daha istemeye...

Fatma Bıkım, Talabaniye kanın durması için beyaz bir tülbent verdiği için işkence görmüş, şimdi Kuzey Kıbrıstan sesleniyor. Irakta, Filistinde, Kıbrısta, Türkiyede analar ağlamasın, gözyaşı dinsin diye barış kervanına katılıp gelmiş buralara...

Makis, Kıbrıs konusunda komünistlerin tavrı çok net olmalı, mesele Kıbrısta yaşayan halkların birlikteliğidir diyor. Ona göre İşgal ve cunta döneminde bile sol bu kadar zayıf değildi. Sol düşmanını kaybedince zayıfladı diyor Makis.

Makis, gizli polise telefon edip işkencedeki arkadaşları yerine işkence görmek istedikleri dönemi anlatıyor. Cuntaya karşı direnen Makis, cuntanın tamamen iç olaylara göre örgütlendiğini, Kıbrısda hazırlıksız yakalandığını söylüyor.

İki toplumlu toplantılara ilk kez katılan Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıslı Türklere Biz aynıyız, bizi böldüler mesajı vermek istiyordu, Kıbrıslı Türkler de Ortak yönümüz çok ama farklı yönlerimiz de var duruşu sergiliyordu. O zaman bir travma yaşanıyor.

Kıbrısın iki bölgesindeki doktorlar gelecek kuşakların sağlıklı ve barış dolu bir ortamda yaşamaları için bir araya geldi. Grup adına yapılan açıklamada hastalıkların yayılmaması için dayanışma geleneğinin devam etmesi gerektiği belirtildi.

Kaymaklıda bir çocuk bisikletini kilitlemiş, anahtarını saklar hala; amcamın biriktirdiği deniz kabulkları Maraşta gömülü; Naciye ile Angelikanın çay sohbetleri; yorgun kaplumbağam Don Pedro... Bütün bunlara ne gerek var, savaş hiç bir şeydir...

Nicolaou, iki toplumlu korodayım, bu müthiş bir grup, gerçekten sevgiyle çalışan bir grup. Koroda herkes müziğin bayrağı, milliyeti ve dili olmadığını düşünüyor... Bu yalnızca müzik... Ve müzikle barışı getirmeye katkıda bulunabiliriz diyor.

Barış şarkıcısı Ekonomidou değişimi Sözde kuzeyden ve sözde güneyden insanların kitlesel bir hareketinin olacağı, birbirlerine doğru yürüyecekleri ve yeşil hat boyunca buluşacakları an olacaktır benim için gerçek değişim sözleriyle anlatıyor.

Meletis Apostolites darbe, savaş, Sarperden 200 metre ötede birbirlerine karşı, sonra Londrada Üniversitede birlikte, terkin 18. yılında memleketi Laptada Rumca konuşan Kıbrıslı Türk komşularla, iki toplumlu çalışmalar, Annan planı ve gelecek!

Cariolou denizci, babası ve dedesi gibi.Kıbrıstaki darbeye direnmeye çalıştı, Türk askerleri adaya gelince tutuklandı. Kıbrıslı Türk polisleri, Türk askerlerini, hücreyi, babasını ve babasının arkadaşı Denktaşı, memleketi Girneyi anlatıyor.

Hacınikolau hukukçu, babası 1974de kaybedildiğinde 5 yaşındaydı; nefreti, barışı, Annan planını, kayıpları, kemiklerini görmeden ölüme inanmamayı anlatıyor. Sinemacı Florides de Türk eşini, bölünmüşlüğü, Kıbrısta geçen filmlerini konuşmayı sürdüyor.

Florides Kıbrıs belgeseli yapmış, Güney Kıbrıslı sinemacı; memleketi Leymosonu, 1958de dedesinin ninesinin, 1974de ailesinin, güneylilerin göçünü, darbeye direnenleri, dili, tarihi, coğrafyayı, Atinadaki Kıbrıslı damgasını ve acıyı anlatıyor.

Çünkü savaş denen o korkunç felaket, dokandığı her yeri yakıp yıkmış, travmalar yaşatmış, insan yüreklerinde kapanması zor yaralar açmış... Yalnızca kendi acılarımıza gömülüp kalmayalım: başkalarının yaşadıklarına da bakalım...

Yabancı diplomatlar, Annan planının renk kodlamasını, takvimlemenin önemini, toprak değişim dengesinin Türk tarafının önerisi olduğunu, Yeşit Hattın geleceğini, Mülkiyet Komisyonunu, yasaların legalizasyonunu ve yurttaşlık sorunlarını anlatıyorlar.