Birçok çocuk çocuk felci gibi önlenebilir nedenlerle kalıcı ya da geçici olarak sakat kalıyor. Bunların önlenmesi, önlemediği takdirde giderilmesi ya da yaşamla bağdaşabilir hale getirilmesi de toplumun ve devletin sorumluluğu olan bir alan ve bir hak.

Birçok çocuk çocuk felci gibi önlenebilir nedenlerle kalıcı ya da geçici olarak sakat kalıyor. Bunların önlenmesi, önlemediği takdirde giderilmesi ya da yaşamla bağdaşabilir hale getirilmesi de toplumun ve devletin sorumluluğu olan bir alan ve bir hak.

Yön FMdeki Merhaba Sağlık programında Prof. Dr. Yeşildere, hayvan ve insan sağlığı deyince medyanın yalnız kokoreçten söz ettiğini vurguladı; kamu adına gerçek denetimlerden ve medyanın sorumluluğundan sözetti.

Herkesin sağlıklı doğum yapma hakkı var. Çünkü sakatlık ortaya çıktıktan sonra ödenen hem bireysel, hem de toplumsal bedel çok büyük. Kimsenin önlenebilir bir durum nedeniyle bir başkasının sakatlanmasına neden olmaya hakkı yok.

Hamilelikle birlikte heyecanlı bir dönem başlıyor; heyecanı kaygısız yaşayabilmek için müstakbel annenin alması zorunlu hizmetlerin ulaşılabilirliği ve uygulanabilirliği aynı ölçüde önemli... Ne yapmalı, nasıl yapmalı, haklar ne?

Karadeniz Sahillerini Koruma Platformu Sözcüsü Beşli, alternatif yılbaşı kutlamasında, sahil yolu ile doğal çevrenin, tarihi ve kültürel dokunun tahrip olacağın söyledi; herkesi Karadeniz sahillerinin doldurulmasına karşı çıkmaya çağırdı.

Gebelik ve doğum sürecindeki eksik, yanlış uygulamaların, bir takım hizmetlerin yokluğunun sonucunda kalıcı sakatlıklar ortaya çıkar. Tüm bunlar, sağlık hizmetine ulaşma hakkının ihlâlidir; ancak pek az kimse bu durumun farkına varıp hakkının peşine düşer

40ı aşkın Karadenizli, Karadeniz Sahil Yolu Projesinin henüz başlamamış olan Çayeli-Ardeşen-Arhavi bölümünü durdurmak için İstanbulda bir araya geldi. Karadenizliler Burada diz boyu hukuksuzluk var diyor.

Doğuştan sakatlıkların önemli bir bölümü, aslında öngörülebilir ve önlenebilir. Doğuştan sakatlıklara ilişkin en büyük sorumluluk, sağlık çalışanlarında; gerekli hizmet organizasyonunu ve altyapıyı oluşturamamanın sorumluluğu ise devlettedir.

Savaşlar, iç savaşlar, insan hakları ihllalleri, doğal afetler, tıbbi uygulama hataları ve etkin toplum sağlığı önlemlerinin alınamaması, Türkiyede sakat sayısının artmasına neden oluyor. Ancak değiştirilmesi en güç olanı, toplumun sakatlara bakışı...

Sakatlık toplumun yalnız belirli bir kesimini ilgilendiren bir durum değildir. Hiç kimse ondan muaf ya da bağışık olamaz. Her an herhangi birimizin bu duruma düşebileceği yalnız bir korku unsuru değil, yaşamın gerçekliğidir.

Yaşlılık döneminde ortaya çıkan sağlık sorunları ile ilgili hizmetler, gerekli bilgi eksiklikleri tamamlandığı koşulda, birinci basamak sağlık kuruluşlarında yani sağlık ocaklarında verilebilir.

İki araştırmaya göre; yaşlıların eğitim ve yaşam düzeylerinin belirlediği bilinç durumlarına göre sağlıkla ilgili algıları ve taleplerinin değiştiği ve bu taleplerin yerine gelmesi konusunda huzurevlerinin sağlık ve toplumsal yaşam...

Toplum ve bireyler de bu konularda daima bugün onaysa yarın bana yaklaşımını benimsemeli, gerçekleştirilen hizmetin bir gün kendimizin de işine yarayacağı öngörülerek tam bir hizmet talep edilmeli ve bu koşulda desteklenmelidir.

Yaşamın kıyısındayken hepimizin onurlu bir şekilde ölme hakkı olacak. Ancak onurlu ölme ve acı-ıstırabın dindirilmesi hakkı yalnızca sağlık kurumlarının iyi çalışmasıyla kullanılamaz. Toplumun da bilgili, bilinçli olması gerekir.

Bir çok yaşlı insan hekime yalnız dertleşmek ve bedenine ilişkin kaygılarını konuşmak, kendine ne olduğunu anlamak ve anlatmak için, yani başarabilirse kaygılarını azaltmak için gidiyor. Sağlık sistemini, bu gerçeği bilerek gözden geçirmek gerekiyor...

Yasa, yönetmelik ve sözleşmeler yaşlı haklarını ortaya koyuyor. Bunları tanıtmak, kabul ettirmek, benimsetmek, geliştirmek için, başta Dünya Sağlık Örgütü ve ülkelerin sağlıkla ilgili kurumların öncülük ettiği kampanyalar, programlar düzenleniyor.

Hasta Hakları Yönetmeliği ile son dönemde uygulanan çeşitli projelerin de gözden geçirilip, yeniden düzenlenmesini gerekli kılacak düzenlemelerin uygulanabilmesi için gerçekten sivil ve gönüllü hak örgütlerinin gelişmesi ve yaygınlaşması gerekiyor.

Aralarında hekimlerin de bulunduğu 85 kişinin Kamu düzenini bozmak suçlamasıyla 255 yıl hapis cezası istemiyle yargılanacağı davada hukuk komedisi yaşandı. Önce duruşmayı erteleyen mahkeme, sonra sanıkları 3e bölüp yargılama kararı aldı.

İnsan Haklarında Yeni Taktikler Sempozyumunda bir katılımcının samimi bir ifadeyle, biraz da safça söylediği yumuşak sözcüğünün en iyi şekilde anlattığı gibi Sempozyumdaki insan hakları ehlileştirilmiş insan hakları idi.