Denizi bizim yapan, hiç tereddütsüz o bizim Denizimiz, Mare Nostrum diyebilmemizi sağlayan şey 6 Mayıs 1972 şafağında Ankara Merkez Kapalı Cezaevi avlusunun duvarlarında yankılanan ve Türkiyenin en ücra köyünden bile duyulan son sözleriydi...

Dünyanın dinler ve milliyetler arasında giderek daha fazla bölündüğü ve bloklaştığı bir dönemde önyargılarından arınabilmek, başkalarını tanıyıp anlayabilmek için zahmeti göze alan gazeteci adaylarıyla çalışmak bir ayrıcalıktı.

Medya kaynak ve sahipliğindeki iktidar yoğunlaşması, yeni dünya düzeninin esneklik, deregülasyon, taşeronlaşma uygulamalarıyla birlikte medya çalışanlari için daha da antidemokratik bir çalışma iklimi doğuruyor.

Asıl büyük tehlike Kürt bölücülüğü değil Türkiyeyi yönetenlerin gerçeklik ve nesnellikten kopmuş ya da, gerçeklik ve nesnelliğe dayalı bir politikayı, ultra-milliyetçi, faşist rakip ve astları karşısında savunacak siyasi kararlılıktan yoksun oluşları.

Şubatta izlemesi süren 12 günlük gazetenin hak habercilliği performansında Ocaka göre önemli bir gelişme olmadı. Çok satışlılar genel toplamda muhaliflerin gerisinde. Ancak 2. ve 3. kuşak haklarda muhaliflerin göreli üstünlüğü kayboluyor.

Ocak 2005 hak haberciliği izleme sonuçları yeni yılda gerileme işaretleri veriyor. Hak haberciliğine gösterilen ilgide genel bir gerileme var. İlk beş değişmiyor. Vatan izleme boyunca ifade özgürlüğü haberlerinde 0 çeken ilk gazete oldu.

Yaygın medya 2004te hak haberciliğinde bir arpa boyu yol aldı. Aralıkta Gündem, Birgün, Evrensel, Cumhuriyet ve Radikal toplam ortalama yüzde 10, çok satışlılar yüzde 3.6 hak haberi yaptı. 2004 kapanırken Hürriyet sonunculuğu Akşamdan devraldı.

Yaygın medya hak haberciliği standartlarını aşağı çekiyor. Topluma Avrupa Birliğini hedef gösteren medya, evrensel gazetecilik uygulama ve standartları için parmağını oynatmıyor. AB muhalifleri olmasa Kopenhag Kriterlerini savunacak medya da olmayacak.

Hak haberciliğindeki Eylülde gözlenen yükseliş eğilimi Ekimde Ü. Özgür Gündem dışında sürmedi. 12 günlük gazetenin izlenmesinde Akşam sonuncu sıraya yerleşirken, diğer gazeteler de Ekimde hak haberlerine Eylüle göre daha az yer ayırdılar.

Hafta sonu İstanbul, Darphanede düzenlenen sempozyumda iki gün boyunca İşçi Sınıfının Değişen Yapısı ve sınıf mücadelesinde yeni arayışlar ve deneyimler tartışıldı. Tartışmaya katılan genç akademsiyen ve öğrencilerin çokluğu ve enerjisi dikkat çekti.

Avrupa Birliğinin, kriz tufanında içindekileri Nuhun Gemisi gibi selamete ulaştıracağını sanarak gemiye bilet bulmaya çalışan Tayyip Erdoğana söylenebilecek tek şey var: Tufan gerçekti; Nuhun Gemisi ise bir efsane

Gazetelerin hak haberlerine ayırdığı pay ortalama yüzde 150 arttı. Kopenhag kriterlerine uyum; TCK ve zina tartışmalarına kamuoyu ilgisi, gazetelerin hak haberlerine verdiği yeri genişletti. Eylülde de Gündem ilk sırada. Sabah sonuncu.

"O bendim" diye ortaya çıkan emekli Korgeneral Kundakçı, HRWnin Savaş Yasaları İhlalleri raporunda görevi sırasında gerçekleşen ağır insan hakları ihlallerinin sorumlusu olarak suçlanıyor. Kundakçının köylülere bizzat işkence yaptığı öne sürülüyor.

Yargıtay kararına göre Abdullah Çatlıyla işbirliği yapmak Sedat E. Bucakı cezaevine tıkmayı gerektirecek bir suçsa; o zaman onu devlet işinde görevlendiren MGK üyesi o (r) generalleri yargıya teslim etmek Silahlı Kuvvetlerin kendi görevi değil mi?

Mahallemizin bet sesli müezzini, hoparlörden haykırışlarıyla bezdiriyor. Kahirede aynı soruna çözüm olarak merkezi yayın öneren Mısır Büyük Müftüsünden örnek alamaz mıyız? Abdurrahman Dilipakın konuyla ilgilenmesini bekliyoruz.

2 milyondan fazla okura seslenen çok satışlı gazeteler, Ağustosta hak haberciliğinde ilerleme göstermedi. Cumhuriyet dördüncü sıraya çıktı. Kadın haklarına bakan yok, çocuk hakları bütün gazetelerde sıranın sonunda.

BİA2 hak haberciliği izleme sonuçlarına göre Temmuzda Hürriyet en sonda, Gündem en başta. Çocuk, kadın, insan hakları ve ifade özgürlüğü haberlerine göre izlenen 12 gazeteden Avrupacı bilinenler, haklara, AB eleştiricilerinden az yer veriyor.

Türkiyede medya insan haklarına ilişkin haberleri neredeyse görmezden geliyor. Bu yalnızca medyanın değil, aynı zamanda hak kuruluşlarının da sorunu olmalı.

BİA2 Projesinin hak haberciliği izlemesinin ilk sonuçları elde edildi. Haziranda haklar alanına en çok yer ayıran Gündem, en az yer veren Sabah. Mayısta da Gündem en başta, Vatan ise en sonda. En çok ilgi insan haklarına, en az ilgi çocuk haklarına.

Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Özkök sormuştu: Bu köşeler babamızın malı mı diye. Besbelli hala öyle. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar baba malını tüketmeyi sürdürüyor. Ama etik, samimiyet ve ciddiyetten yoksunlukla tüketilen bu deniz bitecek!