Şenyaşar ailesini takip eden gazeteciye polisten tehdit
Haberin Kürtçesi için tıklayın
AKP’li Vekil İbrahim Halil Yıldız’ın yakınlarınca öldürülen iki çocuğu, eşi ve tutuklu oğlu için Urfa Adliyesi önünde ‘adalet nöbeti’ tutan Emine Şenyaşar’ın mücadelesini haberleştirmek isteyen Mezopotamya Ajansı (MA) Muhabiri Emrullah Acar polisin sözlü saldırısına uğradı.
Adalet nöbetinin 106’ncı gününde Şenyaşar ailesinin oturduğu bina önüne gelen polis amiri, bahçe dışında bekleyen Acar’ı tehdit ederek uzaklaştırdı.
Polis amiri saldırgan bir tavırla Acar’a “Ortada bir gazetecilik faaliyeti yok, uzaklaş, görüntü aldığını görürsem gözaltı yaparım” şeklinde tehdit etti.
Polis, binanın dışında olmasına rağmen “Adliye müştemilatı” olduğu gerekçesiyle engellediği Acar’ın kolunu bükerek, telefonun almaya çalıştı. Müdahalenin ardından Acar, adliye binası önünde bulunan beton blokların dışına çıkarıldı.
DİSK Basın-İş: Mesleğimizden elinizi çekin
Polisin Acar'ın görev yapması tehdit ve hakaretlerle engellediğini belirterek, görüntüde yer aldığı şekilde polisin suç işlediğini söyledi.
Basın-İş “Ortada bir gazetecilik faaliyeti yok, uzaklaş, görüntü aldığını görürsem gözaltı yaparım’ diyen polise sözümüz üyemizden ve mesleğimizden elinizi çekin, basın kimseye boyun eğmez” açıklaması yaptı.
Adliye önünde adalet arayan Şenyaşar ailesini takip eden üyemiz MA muhabiri Emrullah Acar'ın görev yapması tehdit ve hakaretlerle engellenmiştir. Görüntüde yer aldığı şekilde polis suç işlemiştir. pic.twitter.com/6uaRNmruHm
— DİSK Basın-İş (@Disk_Basin_is) June 22, 2021
Emniyet’in 'polisleri' koruma genelgesi
Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş 27 Nisan’da yayınladığı bir genelgeyle toplumsal ve adli olaylarda görüntü ve ses kaydının alınmasını yasakladı
Genelge polislerin görüntülerini ya da seslerini kaydeden kişilerin engellenmesi ve haklarında adli işlem yapılmasına olanak tanıyor, şüphelenilen kişilere müdahale edilmesine izin veriyor.
Görevli polislerin ve sivillerin ses ve görüntü kayıtlarının sosyal medyada paylaşılmasının gerekçe gösterildiği genelgede bu durumun “özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği” savunuluyor.
(HA)