Hiç Seitan Tattınız mı?

Yasin Keskin Ankara’daki evini vegan kafeye dönüştürdü, adını da Vegisso koydu.

Kişilere, kurumlara, mekanlara vegan yemek servisi yapıyor, bir taraftan da isteyenleri evinde ağırlıyor. Sivil toplum örgütlerinin toplantılarına da, eğer sayıları uygunsa, ev sahipliği yapıyor; talep olursa diğer mekanlardaki toplantılara da vegan catering hizmeti veriyor. Ankara dışındaki illere de toplu sipariş olunca gidiyor.

“Şimdi bir taraftan akademiye dönmeyi düşünüyorum ama Vegisso hep devam edecek. İnsanlar oraya sadece müşteri olarak gelmiyor. Koltuklarda oturuyorlar, kitaplarını okuyorlar, isterlerse masada oturuyorlar. Ayaklarını uzatıp rahat edebiliyorlar. Gelenler memnun, ortamı huzurlu buluyorlar” diyor

Şimdi hayali vegan bir kooperatif oluşturmak. “İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirlerde küçük gruplar oluşturup, herkesin ufak karlarla ürünlerini satabileceği, herkesin tedarik edebileceği vegan ürünler dolaşıma girebilir. Marketlerde soya sütleri ve diğer vegan ürünler çok pahalı. Ama bu şekilde bir kooperatif olursa, herkes bundan faydalanabilir” diyor.

Ben yaptığı seitanlara bayıldım, Yasin Keskin’i İstanbul’a çağırdım. Hem bana seitan getirdi hem de bianet’e röportaj verdi. Röportajda bir de bianet okurları için vegan tatlı bonusu var.

Nasıl başladı Vegisso serüvenin?

İstanbul’da yaşıyordum. Son iki senesinde vegan aşçılık yapmaya başladım. Ama çok yorucu bir şehir ve bana iyi gelmediği için şehir değiştirmek istedim. Ankara’ya döndüm.

Önce evde seitan, falafel gibi şeyler yapıp, mekanlara satmaya başladım. Daha sonra evimden neden paket servis yapmıyorum, diye düşündüm ve etraftaki evler ile işyerlerine paket servise başladım.

Sonra evi dekore ettim ve şu an rezervasyonla insanları evimde ağırlıyorum. Küçük bir bahçem var. İnsanlar gelip vakit geçiriyor, bazen etkinlikler yapıyoruz. Aslında atölyeler ve çeşitli etkinlikler düşünüyordum ama şu an ülkenin hali nedeniyle bir süreliğine bunları askıya aldım.

Peki neler pişiriyorsun? Şehirdışına neleri götürebiliyorsun?

Şehir dışına sadece seitan götürebiliyorum çünkü diğerleri için mutfak gerekiyor. Falafel, çeşitli bakliyat köfteleri yapıyorum.

Ayrıca Türkiye mutfağındaki çeşitlerin veganlarını hazırlıyorum. Mesela islim kebabını, bakliyat köfteleriyle fırında yapıyorum. Seitandan çok şey yapılabiliyor zaten, İskender gibi.

Süt, peynir yapıyor musun?

Açıkçası peynir ve yoğurda ihtiyacımız var mı, diye düşünüyorum. Öyle bir ihtiyaç da duymuyorum. O yüzden yapmadım şimdiye kadar.

Seitan deyip duruyoruz ama seitan nedir, bize anlatır mısın?

Seitan, buğday proteini aslında. Ben fırında yapıyorum, kimisi haşlıyor. Baharatlarla, istenildiğinde bakliyatla harmanlayıp fırınlıyorum.

Çok besleyici, protein değeri yüksek bir besin. Çölyak hastalığı olmayanların rahatlıkla tüketebileceği bir yemek.

Senin için veganlık ve vegan aşçılık serüveni birbiriyle paralel mi gelişti?

İki yıldır vejetaryendim, kafamda veganlıkla ilgili sorular vardı. O zaman vegan kafeler de çok yoktu, çevremde ulaşabileceğim çok insan da yoktu. Bir gün bir vegan kafede “mutfakta çalışacak vegan aşçı arıyoruz” ilanı gördüm.

Aslında güzel sanatlar, fotoğrafçılık bölümü mezunuyum. Reklam sektöründe çalışıyordum ama o sektör bana uymadığı için bırakmıştım.

Aşçılık fikri bana keyifli geldi, yapabilirim, dedim. Yemek yapmak çok güzel bir şey. Lezzetleri birbiriyle harmanlayıp bir şey üretiyorsun. Orada bir sanat var.

Yani böyle başladım ve devam ettiriyorum.

(ÇT)