* Fotoğraf: AA
Türkiye Ormancılar Derneği (TOD) Giresun Temsilci Orman Yüksek Mühendisi Vural Aktaş ve TOD Üyesi Orman Yüksek Mühendisi Ali Kemal Günaydın‘ın Giresun’daki sel bölgesinde yaptığı incelemeler, dernek tarafından rapor olarak yayımlandı.
Ekoloji Birliği’nden Özer Akdemir’in haberine göre, raporda, “Giresun’da yaşanan felaketin suçlusu sadece aşırı yağışlar değildir, asıl suçlu bilimsel yaklaşımlara aykırı bir şekilde gerçekleşen yanlış arazi kullanımıdır” ifadelerine yer verildi.
Raporda, 22 Ağustos günü gerçekleşen ve 11 kişinin hayatını kaybettiği, 4 kişinin kaybolduğu selin nedenleri madde madde sıralandı. Dere yataklarına verilen yapılaşma izinleri, çevresel etkiler gözetilmeden yapılan hidroelektrik santraller (HES) ve doğa tahribatı selin ana nedenleri olarak kaydedildi.
Rapora göre, selin yaşandığı Batlama, Aksu, Yağlıdere ve Harşıt Derelerinin su toplanma havzalarında yapılan incelemelerde bu derelerin havzalarında çok dik yamaçlı irili ufaklı çok sayıda yan derelerin olduğu tespit edildi.
TIKLAYIN - "Doğu Karadeniz'de sellerde 91 yılda 650 ölüm"
Bu havzalarda en çok 600-700 metre rakıma kadar olması gereken fındık tarımının zaman içinde ormanlarda yapılan açma, yerleşme ve tahribatlar sonucu 1000-1200 metre rakıma kadar çıktığına dikkat çekilen raporda şu ifadeler yer aldı:
“Bu fındık bahçeleri tesis edilirken dik yamaçlarda herhangi bir teraslama işleminin yapılmadığı, aşırı yağışlarda süratle yüzeysel akışa geçen yağmur sularını drene ederek yan derelere aktaracak drenaj ve derivasyon hendeklerinin olmadığı görülmüştür.
“Ayrıca fındık bahçelerinin imarı işlemlerinde çıkarılan dal ve sürgünlerin arazideki çukurluklara, ya da dere içlerine taşınarak yığıldığı, bu artıkların diğer rusubatla birlikte yağmur suları ile sürüklenerek menfezleri tıkadığı tespit edilmiştir.”
Rapora göre, yöredeki devlet ormanlarının, sel ve taşkınlara sebep olacak aşırı yağış durumu dikkate alınarak çoğunlukla muhafaza ormanı olarak planlanması gerekirken üretim ağırlıklı olarak planlanmış durumda:
“Son yıllarda Türkiye genelinde odun üretimi 2-2,5 misli artırılmıştır. Bu artışın yansımaları yörede meydana gelen sel felaketi etkisinin artmasında açık bir şekilde görülmüştür.
“Devlet ormanlarında yapılan aşırı odun üretimi nedeniyle ormanların kapalılık dereceleri düşürülmüş, bu da ormanların su tutma kapasitesini azaltmış ve özellikle yağan yağmur sularının ağaç tepeleri yerine doğrudan toprağa şiddetli bir şekilde düşmesine yol açmıştır.”
Raporda son yıllarda selin olduğu dereler üzerinde çok sayıda HES inşa edildiğinin vurgulanırken, Giresun genelinde 38 adet faal ve 7 adet de inşaatı devam eden HES olduğu belirtildi.
Bu HES’lerin yapımına izin verilirken düzenlenen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporlarının yeterli bilimsel verilere dayanmadığı, bu raporların bağımsız uzmanlarca hazırlanmadığı, HES’lerin yapımına karşı çıkan yöre halkının itirazlarının dikkate alınmadığının anlaşıldığı dile getirildi.
Rapora göre, selde çok büyük zarar gören ve can kayıplarının yaşandığı yerleşim yerlerinin çay kenarlarına yapılmış vaziyette:
“Dar vadilerde kurulan bu ilçeler, arsa üretebilmek amacıyla içinden akan dereleri ıslah çalışması adı altında taş duvarlar ve beton perdelerle kanala alarak aktif su yatakları daraltılmıştır.
“Ortaya çıkan eski aktif su yataklarındaki arazilerde, bir kısmı kaçak ve bir kısmı da yerel yönetimlerce yapılan imar planları ile yapılaşmaya izin verilmiştir. Bu alanlarda yapılan çok katlı binalarla rant elde edildiği anlaşılmaktadır. Bu eski aktif dere yataklarına bazı kamu binalarının da yapılmış olduğu görülmüştür.
TIKLAYIN - Karadeniz'de insan yapımı felaketler
“Kaçak binalar, zaman zaman çıkarılan imar afları ile yasallaştırılmıştır ve bunun da kaçak yapılaşmayı teşvik ettiği aşikardır. Sel felaketinde yıkılan 17 adet ve hasar gören 369 adet binanın eski aktif dere yataklarında olduğu görülmüştür.”
Raporun değerlendirme ve sonuç bölümünde, son 30-40 senede sanayileşme ve rant elde etme nedeniyle doğada yapılan bilimden uzak olumsuz müdahaleler sonucu doğal dengenin insanlar ve diğer canlılar aleyhine süratle bozulduğu belirtildi:
“Bu doğa katliamları ve tahribatları devam ettikçe, kentlerimiz rantsal yapılaşmaları sonucu beton ve asfalt ekonomisine teslim edildikçe, bu taşkın ve sel felaketleri bundan sonra da yaşanacaktır.
“Tespitlerimize göre Giresun’da yaşanan felaketin suçlusu sadece aşırı yağışlar değildir; asıl suçlu bilimsel yaklaşımlara aykırı bir şekilde gerçekleşen yanlış arazi kullanımıdır. ‘Doğa bir gün gelir kendisinden alınanı geri alır’ sözünün canlı ve acı bir tecrübesi olmuştur.”
Raporda selin nedenleri maddeler halinde şöyle sıralandı:
Raporun sonunda bu tip olayların bundan sonra da yaşanabileceği uyarısında bulunularak şu önerilere yer verildi:
(TP)