Eski bakan Adnan Ekmen, Genelkurmay'ın Güçlükonak katliamını PKK'nin yaptığı yolundaki açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını başından beri dile getirdiğini, ama araştırılmasını sağlayamadığı için olayın "içinde bir ukde olarak kaldığını" söylüyor. Ekmen, 15 Ocak 1996'da, 11 kişinin öldürüldüğü katliam gerçekleştiğinde, CHP'den İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı'ydı.
Ekmen, İçişleri ve Savunma Bakanlıklarına yazı yazıp tutanakları istediğini, ancak yazısına "cevap bile verilmediğini" söylüyor. DYP-CHP koalisyonu olan 52. hükümette, Nahit Menteşe ve Teoman Ünüsan İçişleri Bakanı, Vefa Tanır da Savunma Bakanı'ydı.Başbakan'sa Tansu Çiller'di.
Ekmen, olayın gündeme geldiği günlerde, 6 Mart 1996'da sona erecek olan 52. hükümetin fiilen düşmüş bir hükümet olduğunu, yeni hükümetin kurulmasını beklediklerini de ekliyor.
Ekmen, bugün Güçlükonak olayıyla ilgili yargı süreci başlarsa, savcılara ifade vereceğini söylüyor. "Benim bilgilerim duyumlara dayanıyor, ama isterlerse bildiklerimi memnuniyetle söylerim."
bianet'in görüştüğü, "Belki de Ergenekon davası olmasaydı, bugün bunları konuşuyor olmazdık" diyen Ekmen'e göre hem Güçlükonak katliamı hem de Güneydoğu'daki faili meçhul cinayetler Ergenekon davası kapsamına girmeli.
"O dönemde bölgede yetkili olan herkesin ifadesi alınmalı. Ama asıl konuşması gereken öldürülenlerin yakınları, orada, o dönemde korucubaşı olan kişiler. Ergenekon'dan sağlıklı sonuç alınmak isteniyorsa, mutlaka Fırat'ın ötesine geçmeliler. Binlerce faili meçhul var. Bu davadaki yargıçların da işi kolay değil, umarım engellenmezler."
Ekmen, olayı PKK'nin yapmadığını herkesin bildiğini, yanmış cesetlerin yanmamış kimliklerini askerlerin gösterdiğini söylüyor: "Kalkıp neye dayanarak PKK yaptı diyorsun? PKK nüfus cüzdanlarını sana mı verdi?"
Ekmen'in kanaati, Güçlükonak'ın, ertesi gün, Avrupa Parlamentosu'nda (AP) yapılacak oylamaya dair bir "mesaj" olduğu. Gazeteci Celal Başlangıç, olaydan bir gün sonra, AP'de Türkiye'ye PKK'nin bir ay önce ilan ettiği ateşkese "yanıtının" sorulacağını hatırlatmıştı. Olayla ilgili rapor hazırlayan heyetten aktivist Şanar Yurdatapan da, Güçlükonak'ın kamuoyunu çatışmasız çözümün mümkün olmadığına ikna etmek için kullanıldığını söylemişti. (TK)