Engin Çeber'in Metris Cezaevi'nde işkence sonucu öldürülmesiyle ilgili davanın 22 Temmuz'daki yedinci duruşması ses kaydı yapılmadığı için bugün tekrar yapıldı.
Bakırköy Adliyesi 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davaya tutuklu sanık Fuat Karaosmanoğlu, Murat Çise, Murat Kızılkaya, Yavuz Uzun ile Sami Ergazi katılırken 12 tutuksuz sanık da duruşmada yer aldı.
Selahattin Apaydın, raporlu olduğu gerekçesiyle duruşmaya katılmazken, Çeber'le aynı koğuşta kalan ve son duruşmada önemli ifadeler veren Murat Gevrek, Adem Halil, Rasim İltaş ve Gıyasettin Şakiroğlu duruşmaya katılmadılar.
Duruşmanın ardından basın mensupları Avukat Taylan Tanay, "Adil yargılamaya ilişkin kaygılarımız sürüyor" dedi.
Uluslararası Af Örgütü'ün de (UAÖ) izlediği duruşmada tutuklu sanıklardan Karaosmanoğlu kendisinin suçsuz olduğunu söyledi. Çeber'le bir süre aynı koğuşta kalan tanıklarından ve bir önceki celse dinlenen Aksu bu duruşmada tekrar dinlendi.
"Çeber bizim odaya geldiğinde uyuyordu. Islak gelmiş, halsizmiş öyle duydum. Kendisi çok durgundu fazla konuşamıyordu. Yeşil, yeşil kusuyordu. Vücudunda darbeler vardı. O an için yapılmış darbeler değildi. Daha önceden yapılmış gibiydi. Çeber sayımlara kalkmadı. Gardiyanlar geldiğinde Çeber'in hasta olduğunu söylüyorduk. Çeber bana kızdı ve 'hasta olduğumu söyleme' dedi. Olay günü sabahleyin sayıma kalkmadı. Gardiyanlar bayağı bir dövdüler. Şu an kimin dövdüğünü hatırlamıyorum. Çeber rahatsızlanınca zile bastık ve kendisini revire götürdük. Daha sonra kendisinin hastaneye sevk edildiğini öğrendik ve ardından ölüm haberi geldi."
Aksu, Avukat Tanay'ın "Cezaevinde bilinçli bir şekilde ifade vermediğin konusunda ne diyeceksin?" sorusunu "Bizim de ölmeyeceğimiz meçhul. Cezaevinde öyle bir ifade veremezdik. Korkmuştuk çünkü biz de orada yaşıyorduk" diye cevapladı. "Çeber'in ölmeden önce yazdığı mektubu Cumhuriyet Savcılığı'na vermesini istediğini" söyledi.
Çeber'in gözaltına alındığı gün İstinye Devlet Hastanesi'ne acil servisinde nöbetçi doktor olarak bulunan estetik uzmanı Hanife Akınoğlu da duruşmaya katılarak ifade verdi.
"Üç erkek bir kadının polisler tarafından hastaneye getirildiğini" belirten Akınoğlu şunları söyledi:
"Çeber'in kafasında bir kızarıklık vardı. Kendisini sürekli kafasının ağrıdığını söyledi. Ben de Çeber'in tomografi çekilmesi isteyerek, beyin cerrahi doktorunun muayene etmesi yönünde rapor hazırladım. Üsküdar Cumhuriyet Savcılığı'ndan arandım. Çeber'in nezarethanede kalıp kalmaması yönünde soru soruldu. Ben de yetkili olmadığımı söyledim."
Duruşmada en son söz alan ve Avukat Hakları Merkezi yöneticisi olduğunu belirten tanık avukat Ömer Kavili ifade verdi:
"Çeber ile birlikte gözaltına alınan grup nezarethanede slogan atıyorlardı. Ben de slogan atanları susmaları yönünde uyardım. Bir polis memuru daha sonra gruba dönerek sağ elinin orta parmağını kaldırarak çirkin davranışlarda bulunuyordu. Ben de kameranın önüne geçerek bu kameralar çalışıyor mu? diye sordum. Bana görevli polisler kayıtların İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'nden izlendiğini söyledi. Çeber'i de gördüm. Tutuk, donuk bir hali vardı. Boş boş bakıyordu. Belki de kişiliği öyleydi bilmiyorum."
Sanıkların avukatları da müvekkillerinin tutuksuz yargılanmalarını talep etti. Mahkeme heyeti, bir önceki duruşmada dinlenen tanıkların tekrar çağrılmasına, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı 16 Kasım'a erteledi.(BÇ)
* Engin Çeber'in üç gün önce ortaya çıkan gözaltındaki görüntülerini izlemek için tıklayınız.
* Bu haberde cnnturk.com ve atilimhaber.org'dan yararlandık.