"Hrant'ın Arkadaşları' ve Dink davasında adalet isteyenler, Dolmabahçe'de buluştu, Beşiktaş Meydanı'na kadar yürüdü. Atılan sloganlar içerisinde "Hrant'ı unutmayacağız, devleti affetmeyeceğiz" da vardı.

Dink ailesinin avukatları AİHM kararının uygulanmasını istedi. Ayrıca yakın geçmişte yayınlanan iki kitapta yer alan belge ve bilgilerin de araştırılmasını istedi.

Mardin'de Artuklu Üniversitesi rektörlük binasındaki halka açık salonda düzenlenen “Güneşin Doğuşu” resitaline davetli Mardin Haber yazarı Mehmet Çelik’in etkinliğe girişi, üniversite güvenliklerince engellendi; gazeteci, valiliğin devreye girmesiyle salona girebildi.

Yayın Kolektifi, piyasa ilişkilerinden azade şekilde kitap yayınlamak üzere kuruldu. Dün ilk toplantısı yapılan kolektif, telif hakları ve dil konusundaki farklı tutumuyla dikkat çekiyor.

Dink ailesi, Dışişleri Bakanı Davutoğlu, İçişleri Bakanı Atalay ve Adalet Bakanı Ergin'e gönderdikleri mektuplarla, AİHM'in kesinleşen Hrant Dink kararının icrasını talep etti. Mektupta "ifade özgürlüğünü güvence altına alın" da deniyor.

Acı çekiyorum. Defne öldü sonra da katledildi. İyi ki ardından yaşanacakları bilmiyordu. Yazıyorum çünkü Türkiye'de seslendirilmeyen kadın sorunlarının seslendirilmesini istiyorum. Daha çok yazılmalı kadın, daha çok anlatılmalı.

Sen ahlak zabıtası mısın? Savcı mısın, hakim misin? Ölen bir kadını mahkum edip,aşağılayıp, cezalandırıp toplumun önüne atıyorsun. Sana yanıt veremeyecek, kendini savunamayacak durumda olan,ölen bir kişiye hakaret ettiğinin farkında mısın? Bu hakkı size kim veriyor?

Avrupa Konseyi'nden Türkiye'ye mektupla uyarı: Nüfus cüzdanından din hanesi çıkarılmalı, okullardaki din dersleri kaldırılmalı.

Dolmabahçe'de başbakan Erdoğan'ı protesto etmek isterken gözaltına alınan öğrenciler, gözaltında polis tarafında taciz, küfür ve tehdide maruz kaldıklarını belirterek eylem yaptı, üç polis hakkında suç duyurusunda bulundu. Üniversiteli Kadın Kolektifi'nin eyleminde", "AKP elini bedenimden çek", "Kadınlar susmuyor, tacize dur diyor" sloganları atıldı.

Yaşama duruşları sözüm ona farklı gibi görünen iki erkeğin, Serdar Arseven ve Hıncal Uluç'un Defne Joy Foster hakkındaki ortak kanaatlerinin "Su testisi su yolunda kırılır" olması aslında hiç te şaşırtıcı değil; patriyrakal sistemin iki yüzlü ahlakını anlatan örneklerden biri sadece.

MEDİZ'den Tanrıöver, sunucu Defne Joy Foster'ın ölümünün ardından "Su testisi su yolunda kırılır" yazan Hıncal Uluç'u "kadınlara karşı nefret söylemini durdurmaya" çağırdı; Uluç'un yazdıklarıyla "her gün üç kadının namus bahanesiyle öldürüldüğü Türkiye'de bu cinayetleri kışkırttığını hatta onlara ortak olduğunu" söyledi.