Sağlık Bakanı Akdağ ve Devlet Bakanı Çubukçu'nun imzaladığı protokolle, şiddet gören kadınların sağlık çalışanlarınca erken tespiti ve mağdurlara bir an önce destek verilmesi hedefleniyor.

İstanbul Barosu suçun "taciz" değil "cinsel saldırı" olarak nitelenmesini gerektiğini söylüyor. Kadınlarsa bu gece Taksim'de buluşup yılbaşında yaşanan saldırıları protesto edecekler.

Medyasıyla, polisiyle, erkeğiyle, kadınıyla, Beyoğlu’ndaki tacizden yüzü kızaran, ülkemizin imajının zedelendiğini düşünen tüm Türkiye’nin umurunda mıydı, turist kızların yaşadıkları inanılmaz korku, nefret duygusu?

Savunmacı bir konuma sıkışmadan, erken emekliliği de, daha az prim ödemeyi de, ev kadınları ve anneler için sağlık ve emeklilik sigortasını da karşılığı verilmemiş emeğimizin karşılığı olarak talep etmeliyiz.

İki kadının şikayetine rağmen erkeğin yaptırımla karşılaşmadığını söyleyen kadınlar istifa etti. Partide kalan kadınlardan İnkaya, mağdur kadınlarla dayanışma içinde olduklarını, konunun örgütsel ayrılıklara bahane edildiğini söyledi.

Doç. Dr. Sezgin, yılbaşındaki taciz olaylarının toplumda varolan kadına yönelik bakıştan kaynaklandığını söyledi. "Yabancı, gece dışarı çıkan kadın tacizi hakeder, diye düşünüyor erkekler. Çözüm kadın-erkek eşitliğinde."

Olumlu olay ve kişileri “Şugar”, olumsuzları da “Madi” kategorilerinde değerlendiren Kaos GL, Cüneyt Arkın'ı 2007'nin en "Madi"si seçti.

Aktivist Nuran Ağan: 2008 ve önümüzdeki daha nice yıllar kadın hakları mücadelesinde sistem içi bir mücadelenin yanı sıra sistemi temelinden sarsacak gündemlere yoğunlaşacağız.

ÖDP PM üyesi, aktivist İkbal Polat, bu yıl seçimlerle birlikte kadınların siyasal düzeyde görünür olduğunu söylüyor. 2008'den dileği kadınların her alanda var olmasını güvence altına almak için kotanın hayata geçmesi.

Sosyalist feminist aktivist Filiz Karakuş'un 2008'den dileği: Memleketi sarsacak, erkekleri zıplatacak, dünyayı yerinden oynatacak feminist örgütlenme diliyorum. Patriyarka her yerde.

Kadın aktivistler bir platform etrafında toplanıyor. Akademisyen Savran "Kadınlar daha fazla bakım yükünün altında kalırken soyut bir eşitlik kavramı getiriliyor" dedi.

7-9 Aralık'ta düzenlenen Kurutay'a Türkiye'nin dört bir yanından katılan 60'a yakın örgüt, zaman geçirmeden yasaların uygulanması ve yeterli sayıda kadın sığınağı açılması için harekete geçiyor.

Hükümet "devlet üstlenecek" diye işverenden kreş yükümlülüğünü alıyor ama kamu da bakım hizmetlerini bırakıyor. Prof. Dr. Koray "Enformel sektöre göz yumuluyor, kadın da burada sömürülüyor" dedi.

Siyasi yelpazenin sağındaki, solundaki, ortasındaki ama hepsi erkek egemen partileri desteklemiş olan kadınların 2007 deneyiminden kalıcı dersler çıkaracağını sanıyorum.

Ağaçkoparan 20 yıllık uzun yol şöforü, "kullanamayacağım araç yok" diyor. Zorlu çalışma koşullarıyla boğuşurken sırf kadın olduğu için iş bulamadığı zamanlar olmuş.

KAGİDER'den Aysun Sayın: 2007'de kadınların talepleri görünür oldu ama somut kazanımlara dönüşemedi. Taleplerimiz hâlâ aynı: Kota, eşitlik, şiddetle mücadele ve bunların devlet politikası olması...

Hükümet istihdamı artıracağım diye kreş zorunluluğu da dahil bir dizi hakkı kaldırıyor. KESK'ten Göyçe, "Pozitif ayrımcılık gerekirken kazanılmış haklar alınıyor. Kadınlar buna ciddi bir direniş gösterecek" dedi.

Tüm veriler bugün Türkiye'de yoksul bir Kürt kadını olmanın katmerlenmiş ayrımcılık demek olduğunu gösteriyor. Uludağ Üniversitesi Rektörü bu ayrımcılığı benimsemiş, uygulamaya geçirmediği için teşekkür bekliyor.

2005'te Bursa'da ölen beş kadın işçi hafta sonu anılıyor. Petrol-İş'ten Akgökçe benzer şekilde sömürülen 81 kadın işçinin direnerek ve dayanışmayla haklarını kazandığı Novamed'in örnek olduğunu söylüyor.

Üç yıldır süren kampanya ve bir konferansa rağmen gazetenizin "aile içi şiddete" yaklaşımı hala erkekten yana. Bunu değiştirmek mümkün aslında.