"Pandeminin yol açtığı siyasal, sosyal, ekonomik, etik boyutları olan küresel krizde Bildirge'deki barış, adalet, eşitlik, özgürlük ve insan onurunun korunmasını ve bunları güvence altına alacak demokrasi mücadelesinin verilmesini savunmaya devam ediyoruz."

Türkiye Hayvanları Koruma Vakfı ile HAYKURDER, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin imzası ile yayımlanan ve "tehlike arz eden hayvanlar” listesine yeni hayvanları ekleyen genelgeye karşı dava açacak.

Hayvan Deneyleri Merkezi Etik Kurulu’nda aday gösterilen hayvan hakları örgütlerinden hiçbirinin seçilmemesine karşı açılan davada mahkeme, Tarım ve Orman Bakanlığının hukuka aykırı şekilde üye seçimi yaptığına hükmetti.

İnsan Hakları Okulu'nun 10 Aralık İnsan Hakları Günü'nde yayımladığı "Niçin?" programının konuğu İnsan Hakları Derneği’nden hukukçu Hüsnü Öndül oldu.

Adalet İçin Hukukçular'ın hazırladığı raporda 8 farklı suç tipinde 2014-2020 yılları arasında düşünce ve ifade özgürlüğü hakları kapsamında toplam 420 bin 424 soruşturma ve 180 bin 822 kamu davası açıldığı ve 211 bin 523 kişinin yargılandığı belirtildi.

İnsan hakları örgütleri, BM İşkence Özel Raportörünün ziyareti üzerinden beş yıl geçtikten sonra durumun kötüleştiğini açıkladı: “Cumartesi Anneleri davası, barışçıl protestoların Türkiye’deki yetkililer nezdinde suç sayılmasının simgesidir.”

Vegan Derneği’nin Bolu’daki “av ihalesinin” iptali için açtığı davada ikinci ara karar da hayvanlar lehine çıktı. Mahkeme, avın gerekliliğine ilişkin Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sunduğu belge ve açıklamaları yetersiz buldu.

EHESS ve Paris 8 Üniversitesinin "Paris Boğaziçi ile Direniyor" başlığı ile düzenlediği etkinlikler, salı günü Candan'ın "Duvarlar-Mauern-Walls" adlı belgeselinin gösterimi ile başladı.

AİHM Türkiye hakkında en çok "adil yargılanma hakkını ihlal" kararı verdi. "İfade özgürlüğü" maddesinin ihlali sebebiyle verilen 387 kararla ise bu kategoride Avrupa ülkeleri arasında birinci sırada.

Nefret ve propaganda medyası Boğaziçi Üniversitesi protestoları sırasında LGBTİ+ toplumunu özellikle hedef aldı. Peki tüm bu ayrımcı ve nefret dolu haberler LGBTİ+’ları nasıl etkiledi? Türkiye medyası bu haberleri nasıl görmeliydi?

Türkiye’nin yarısı Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nden haberdar değil. Toplumun yüzde 27’si böyle bir beyannamenin olmadığı söylerken, toplumun yalnızca beşte biri var olduğunu söylüyor.

“90’lı yıllarda işlenen suçlara dair hazırlanan iddianamelerde ve dava süreçlerinde ‘örgütlü suç yapısı’ neredeyse hiç tartışma konusu yapılmadı. Bu iddialar halen aydınlatılmaya muhtaç…”

ATK, çok uzun yıllardır hasta mahpuslar konusunda evrensel hekimlik ilkelerine uygun değerlendirmeler yapmıyor. Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerden alınan raporları görmezden geliyor. Hasta mahpusların tedavilerinin cezaevinde devam edilebileceğine dair siyasi kararlar veriyor.

Milli Savunma Bakanlığı Irak'ın kuzeyindeki operasyon bölgesinde 3 askerin hayatını kaybettiğini duyurdu. İdlib'de de düşerek yaralanan bir asker tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

“Yırtıcı Kuşları Koruma Hareketi” ekibi "CAN YOLU" ismini verdikleri bir telefon uygulaması geliştirdi. Uygulama ile Türkiye’nin herhangi bir köşesinde araç çarpması sebebiyle hayatını kaybetmiş yaban hayvanları, bu canlıları koruma mücadelesi veren araştırmacılar için bir kaynak oluşturuyor.

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Marija Pejčinović Burić’den 10 Aralık mesajı: “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, ulusal yetkililere, temel insan haklarına saygılı davranmalarını garanti altına alması için tasarlanmıştır.”

Osman Kavala, son gelişmelerle ilgili "Avrupa Konseyi'nin yaptırımları ülkede hukukun hakimiyetinin zedelendiğinin tescili anlamına geldiği için, ekonomiyi dolaylı olarak etkileyecek yaptırımlar" dedi.

Video aktivist ve belgeselci Oktay İnce, sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek başlatılan soruşturma nedeniyle polislerin 2018’de el koyduğu arşivini dün itibariyle teslim aldı.

Operasyondan 21 yıl sonra bir mahkeme ilk kez, tanık sıfatıyla da olsa dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan ile Ceza ve Tevkifevleri Müdürü Ali Suat Ertosun’un duruşmada dinlenmesine hükmetti.

“Türkiye son kırk yılın en ağır ekonomik krizlerinden birini yaşıyor. Yoksullaşma, güvencesizleşme ve örgütsüzleşme, OHAL uygulamaları ile daha da derinleşti. COVID-19 salgını ile birlikte bu tablo daha vahim bir görünüm kazandı.”