DTK hükümetin anayasa değişikliklerini beklemeden TCK, TMK, seçim barajı gibi konularda adım atması, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırması gerektiğini açıkladı. Gezi Direnişi’nin daha fazla özgürlük isteğini vurguladı.

BDP Milletvekili Baluken çözüm süreciyle ilgili olarak AKP’nin hala demokratikleşmeyle ilgili somut bir adım atmadığını söyledi. Gezi Parkı protestolarına dair de AKP’lilerin tehditkar ve buyurgan yaklaşımlarını bırakması gerektiğini vurguladı.

30 Haziran'da Mursi'nin icraatlarına karşı büyük protestoya hazırlanan Mısırlıların İslam dünyasına örnek olarak sunulan Türkiye'nin laik rejiminin göründüğü kadar mutlu bir model olmadığını fark etmeleri daha pragmatik taleplerde bulunmalarına vesile olacak gibi duruyor.

Cumartesi günü SBF mezunlarının Mülkiyeliler Birliği’nde bir yemeği vardı. 1980 öncesini yaşamış mezunlarla ülkede yaşanan direnişler üzerine konuştuk.

İnfografik sitesinde Gezi Direnişi'nde 29 Mayıs - 6 Haziran arası yaşananlar grafiklerle özetlendi.

AKP ciddi bir muhalefetin olmamasıyla övünürken bir yandan da her muhalefet hareketine şiddetle müdahale ediyor, toplumsal hareketlere katılanların suç işlediğini ilan ediyor, itirazları dinlemekten ve işitilmesinden korkuyor.

Direnmek polisin bizden korkarak, ardına bakmadan oradan kaçması, biber gazı bitene kadar gaz atmasını sağlamak da değildi. Direnmek nefes aldığımız sürece orada olacağımızı birilerinin kulağına duyurmak idi.

Parlamento dışındaki muhalefetin sandıkla, sandıktan çıkan oy sayısıyla, en çok oy alanla, yüzde 50 gibi bir oranla yürütülen siyasetle fazla bir ilgisi yoktur. Ama sistemle ve sistemin ürettiği sorunlarla ilgisi vardır.

Gezi parkında direnenler kendilerinden başka kimseye güvenmiyorlar. Bu direniş orduya, askerlere sığınarak siyaset yapan darbeden medet uman biçare “solcu”lara da ders vermiş oldu.

Yıllardır bize birlik beraberlik nutukları atıp sonra da toplumu bölmek ve böylece yönetmek için ellerinden geleni yapan siyaset ve bürokrat takımı bu gerçek birlik ve beraberlik manzarası karşısında fena halde tutuştu.

Bugün AKP’ye katılmış olan HAS Parti eski Başkanı Numan Kurtulmuş, seneler önce, yalnızca İstanbul’da imar tadilatlarından doğan rantın 10 milyar dolardan fazla olduğunu söylemişti.

Kent hareketleri ve kırsal temelli ekolojik mücadele bileşenleri aslında bu sorunun bir süredir farkındalar.