Pınar Tarcan'ın editörlüğündeki biamag'da bu hafta Cumartesi 00.00 itibariyle okuyabilecekleriniz... 

• Selay Dalaklı, Almanya Federal Meclis seçimleri öncesi Şansölye Angela Merkel döneminde Türkiye'nin Almanya ve Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerini yazdı: "Bir dönem kapanırken..."
• Sunay Akın ile Atahan Ünal konuştu: Cumhuriyet tarihinin ilk zaferinin salgınlara karşı olduğunu söyleyen Sunay Akın ile pandemi günlerini, Z kuşağını, Oyuncak Müzesi'ni, yeni projesi "Sanatla Oyun Müzesini" ve daha pek çok şeyi anlattı.
• "Dans Sokakta" projesiyle dansı İstanbul sokaklarına taşıyan Eylem Gülter ya da ters kelepçeli dansçı "Elbirliğiyle herşeyi çözebiliriz. Birlikte ağlamayı, birlikte yas tutmayı, birlikte gülmeyi, kutlamayı hatırlamamız gerek" diyor. Nilüfer Perihan Kurtoğlu röportajı. 
• 40+ Lubunyalar: Yok sayılanlar. Henüz genç LGBTİ+ bireylerin büyük mücadeleler verdiği bir dönemde 40 yaş üstü lubunyalar için hayat daha da zor. Özge Gökpınar ile yaş almış lubunyaları bianet stajyeri Meltem Demir konuştu. 
• Yazar-senarist Zehra Çelenk, "Raporumuz, senaristler arasındaki 'cinsiyet ayrımcılığını' doğruluyor" diyor ve değişime olan inancı güçlendiriyor: "8-9 senede bile çok şey değişti aslında ve bunu da büyük oranda kadın ve LGBTİ hareketlerine borçluyuz." Evrim Kepenek röportajı. 
• Üç kere azınlık... Müzik tarihinde kabul gördüğü şekilde Fanny, sadece kadınlardan müteşekkil rock grupları arasında piyasanın muvaffak olmuş ilk grubuydu. Murat Türker, "Jean-Paul Belmondo'nun yakışıklı anısına..." saygıyla yazdı. 
• Mine Göl-Güven, Okula başlamak başlığı altında yanlış sorulara doğru cevapları verdi. Çocukların okula başlama yaşından, sınıfsal sorunlara pek çok tartışma sürüp gidiyor. Bakalım...
• Paradoksal olan, bütün bu sıkıntılara rağmen, memleketin yolunu tutmamak, mümkün değildi. Orada yaşayan ve uzun zamandır görüşmediğim bir ailem vardı... Heidi Korkmaz'dan devamı gelecek bir öykü... 
• "Theodorakis hemşerimiz olur" diyen Arif Şentek, sanatçının mektubu ve hayatı üzerine yazdı: Theodorakis hemşerimiz olur
  Mektuba siyasal bir vasiyet de denilebilir. Belki kimileri siyasal "günah çıkarma" diye de niteleyebilir.
• Ve Lal Laleş adını "Nora İstanbul Bir Hiçtir"* koyduğu Türkçe şiir kitabıyla Türkçe'nin okurlarının görünür dünyasında yerini aldı. Kitap hemen Nisan 2021 başında çıkmasına rağmen hayli gürültüsü de koptu. Hakkaniyetli bir sahiplenmeyle tabii ki. Şeyhmus Diken'in kaleminden. 
• İyi insanlar henüz tükenmemişti. Bazen bir hastane köşesinde, bazen başka bir yerde karşımıza çıkıyorlardı. Servan Altıkanat yazdı: "En güzel günlerimiz, henüz yaşamadıklarımızdır."

(PT)