İster Doğu ister Batı, ister dün ister bugün, krallıkların veya cumhuriyetin bütün iktidarları zora dayanır! Ancak bunların uygulanış biçimleri birbirinden epeyi farklıdır. Bizim demokratik sistem dediğimiz durum, bu farklılığın bir ifadesidir.

Soykırımdan geriye de acı dolu ağıtlar kaldı. Annelerin kaybettikleri çocukları için yaktıkları ağıtlardan birini, Baruhi Silyan aktarıyor: “Şu karşıda bir dağ var/ Dağın içinde bir köy var/ Köyün içinde duman var/ Acep yavrum orada mı?

Reclus’yü en özel kılan şey, insan merkezli bakış açısını eleştirip yeryüzü merkezli bir bakış açısı geliştirmiş olmasıdır. Günümüzün de en büyük problemlerinden birisi olan insan merkezcilik, hayvan ve doğa katliamında sınır tanımayarak yeryüzünü yaşanmaz bir hale getirmek üzere.

Geçen 11 Mayıs, Sait Faik’in 63. ölüm yıldönümüydü. Ama o yalnız ölüm günlerinde hatırlanan bir öykücü değildi: Mesela İstiklal Caddesi’nin kalabalığında yürürken yahut bir akşamüzeri Kadıköy rıhtımında soluklanırken karşınıza çıkardı hayal meyal.

Fiyatını hiç bilmezdik ama küp şeker konsolda saklandığı karanlık köşeden gün yüzüne çıktıysa o gün çok zengin zannederdik kendimizi. Toz şeker değil de küp şeker sunduğumuzdan misafirlerimize karşı cömerttik.

Rousseau’dan, Adorno’ya Zizek’e birçok önemli düşünürün kitaplarına ve yer yer kısaca düşüncelerine referanslarıyla felsefeyle iç içe geçen "L’avenir" izleyicisine, sunduğu hikâyenin yanı sıra zengin bir içerik de vadediyor.

Latin Amerika ülkelerinin devlet marşlarının çoğu, İspanyol sömürgecilere karşı bağımsızlığın kazanıldığı dönemde yazıldığı için, özgürlük, bağımsızlık ve kurtuluş savaşı, çok sık işlenen izlekler. Ayrıca, bölgedeki marşların çoğu, dinlemesi keyif veren ezgilere sahip.

Geçtiğimiz günlerde o öte yakaya göçen yedinci şahsiyet Şahin Cizrelioğlu’nu da uğurladık... Tanıdığım efsane adamlardan biriydi. Sözü, kelamı kantarla tartılacak cinsten olanlarından...

“Mirası Yeniden Düşünmek” adlı 3 boyutlu kolaj atölyesinin sonucunda ortaya çıkan nesneler yer alıyor.

Ceylan Özgün Özçelik’in yazıp yönettiği Kaygı, Sivas Katliamı’nı merkeze alarak hızla yitirdiğimiz toplumsal belleğimize sahip çıkmaya çağıran ve hem bugüne hem de geleceğe dair endişelerimizi dile getiren, cesur bir ilk film.

“Toplumsal hareketler, radikal medyanın can damarı; radikal medya da bu hareketlerin oksijenidir.”

Vakit varken, evet vakit henüz varken bu yanlıştan dönülmeli. Alipaşa çocukları "evimiz, Surumuz namusumuzdur" diye yazmışlar duvarlara. Fotoğrafı çekerken "yıkmasınlar buraları abi ne olur paylaşın" diyorlardı...

"Adil Kullanım Kotası’nın 2019’da kalkması durumunda ise tekel düzeninde fiyatları arttıracağını ifade ederek, “İnternetin pahalanma riski var.”

Funda, Kırşehir’in köy okullarında öğretmenlik yapmış; ‘aile geleneğini, sürdürerek Eğitim-Sen’e de üye olmuştu. Kırşehir Eğitim-Sen yöneticisiydi. Şimdi ayrıca ‘Facebook Terör Örgütü'nün de bir kadrosuydu.

Asya-Pasifik’te krallıkla yönetilen ülkelerle cumhuriyetle yönetilenler arasında içerik olarak farklar var. Yine de, marşlar, her bir ülkeyi tanımak açısından yararlı bilgiler sağlıyor.

Bu sene 10. yılını kutlayan Ege Belgesel Film Günleri İzmir'de 9-13 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek; gösterimlerin ücretsiz yapılacağı etkinliğin programından seçmeler…

Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği gönüllüleriyle buluşup futbol ve taraftarlıkla cinsel şiddetin nasıl içiçe geçtiğini konuştuk.

Weliyê Wuşenê Yimami büyük bir ustalıkla ve örneğine az rastlanır bir etik pozisyondan imhacı şiddetin dehşetini, pardokslarını ve dolayımlarını biraraya getirir.

“Beden ve Ruh” rüya ve gerçek arasında bir öykü mü? Yoksa, ekolojisini yitirmiş, doğanın yabancısı ama toplumun da yabanılı olmuş, yurtsuz ruhların yurda dönüş hikayesi mi?

Ahali, -haydi biz buna öğrenci diyelim-, meydanı –buna da kampus diyelim- ele geçirir. Ne kadar süreyse -2 gün olsun- orayı onlar idare ediyor gibi olur. Ayaklar baş olup hüküm verirler, ferman okurlar, ilahi olanı parodileştirirler.