Cizreliler Çözümü AKP'de Değil, HDP-CHP Koalisyonunda Görüyor

1 Kasım seçimleri öncesinde bir grup gazeteci ile birlikte Şırnak’taydık.

Kısıtlı zamanımız nedeniyle Çarşamba gecesi vardığımız Şırnak’ta Perşembe günü sekiz gün abluka altında kalmış Cizre’yi ziyaret ettik.

Halk çatışmalar için devleti suçlarken hendeklerin de mahalleleri korumak için açıldığını düşünüyor. Söz konusu barış ve çözüm süreci olduğunda umudunu koruyan da umutsuzluk hisseden de var. Günlerce evlerinin kurşunlanması, yakınlarının öldürülmesi hafızalarda çok taze. Çözümün karşısındaki en büyük engel olarak da Erdoğan’ı görüyorlar.

Şırnak’taki ilk gecemizde otelimize girişi yapmamızın ardından, kaldığımız yere gelen polisler dikkatimizi çekti. Bu bir tesadüf olabilirdi. Olabilirdi ama Perşembe sabahı Cudi’nin fotoğrafını çekmek için Şırnak’ta yüksek bir yerlere çıkarken yine aynı polisler tarafından durdurulduk.

AKP Şırnak İl Başkanlığı önünde TOMA bekliyor

Durdurulduğumuz yer, fotoğraf çekmek için mola verdiğimiz kapısının önünde TOMA bekleyen Adalet ve Kalkınma Partisi binasının önüydü. Önce plakanın fotoğrafını çeken polisler, kim olduğumuzu, neden orada olduğumuzu, fotoğraf çekmek için iznimizin olup olmadığını sordu.

Seyahati organize eden P24’ten Özcan Sert ve avukat Veysel Ok ile görüşen polislerden biri “AGİT misiniz, resmi bir kurum musunuz?” diye sorduktan sonra kentte fotoğraf çekmek istiyorsak önce kendilerine haber vermemiz gerektiğini söyledi ve gitmemize izin verdi.

Otelde Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekili ve Milletvekili Adayı Ferhat Encü ile buluşarak Cizre’ye doğru yola çıktık.

Yolda sohbet etme fırsatı bulduğumuz Encü, HDP’nin oyunun yüzde 85 civarında olduğunu belirterek AKP’nn yüzde dokuzda kaldığını aktardı.

"AKP Şırnak’ta 'tabela partisi, buradaki AKP seçmeni çoğu dışarıdan gelen polis ve memurlar ile kentteki az sayıdaki çıkar sahibi.. "

Cizre’ye vardığımızda barikatların kurulduğu Nur Mahallesi’ne giriyoruz. Barikatların dizildiği sokaklarda sosyal yaşam kazılı hendekler ve kurşun delikleri arasında devam ediyor. Mahallede konuştuğumuz insanlar eylemsizlik kararı ilan edilmesinden beri mahallede ortamın sakin olduğunu belirtti.

Mahallede anlatılan hikayeler hep “devlet burada katliam yapmaya çalıştı" cümlesiyle başlıyor. 27 yaşındaki ziraat mühendisi Yıldız, ilk günden elektriklerinin, daha sonra sularının da kesildiğini, buzdolaplarının bozulduğunu ve dışarı çıkamadıkları için bozulmaya yüz tutmuş yiyecekleri yemek zorunda kaldıklarını anlatıyor.

Ablukadan önce Cizre'de dükkanların olduğu sokakta şimdi kepenkler tek tük açılmış

Krediyle aldıkları evlerinin henüz üç taksidini ödediklerini ama evlerinin zarar gördüğünü ifade eden Yıldız çözüm süreciyle ilgili olarak da “Barışı mutlaka getireceğiz, onlar istemeseler de” dedi.

Abluka boyunca halk evler arasında gidip gelmek için bu kanalları kullandı

Mahalleliler inatla hendeklerin koruma amaçlı kazıldığını aktarıyor.

Mahallede giysi dükkanı olan bir esnaf “Gençler ailelerini, evlerini korumak istedikleri için hendekleri kazdılar. Hepsi tanıdığımız gençler” dedi. İsmini vermek istemeyen bu mahalleli “Öz yönetim ile mahalle meclislerine katılıyoruz. Verdiğimiz verginin bize dönmesini, insan gibi yaşamayı istiyoruz ama Türkiye’den ayrılmak istemiyoruz. Öz yönetimi sadece kendimiz için değil herkes için istiyoruz” diye ekledi.

Konuştuğumuz gençlerden biriyse ablukanın özellikle kadınlar ve çocuklar üzerinde tahribat yarattığını, kadınların uyuyamadığını, çocuklarınsa hala korktuklarını söyledi. “Gençler kendini savundu, halk şikayetçi değil” diye konuştu.

Mahalleden çıkıp halk meclisinin toplandığı lokalde yine Nur Mahallesi’nden üç kadınla sohbet ettik. Kadınlar günlerce evlerinin tarandığını, şans eseri yaralanmadıklarını aktardı. Umutlarını kaybettiklerini belirten üç kadın da oy vermeyi düşünmediğini söyledi.

57 yaşındaki mahalleli Memet ise iki akrabasını kaybetmiş. Ölen akrabalarından birinin 35 günlük bebek olan Muhammet Tahir Yaramış olduğunu söyledi.

Mahallelideki genel kanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir çözüm sürecinin olamayacağı yönünde.

Memet “Bir umut var. Çünkü bu savaş Erdoğan’ın isteğiyle oldu, başka bir şey değil. Kendisi bahane bulmaya çalışsa da Türk halkı da bunun farkında. Bu Saray savaşı, ‘beni niye iktidar yapmadınız’ savaşı. İkinci neden ise Rojava’da Kürtlerin hak sahibi olması. Erdoğan var oldukça hem Türkiye’de hem de Türkiye’nin komşularıyla sorunlar çözülemeyecek” diyor.

Evlerde kurşun delikleri var ama yaşam devam ediyor, kimse evini terk etmemiş

Milletvekili Encü’nün yanı sıra hem mahalleliler hem de Cizre Halk Meclisi Eş Genel Başkanı Mehmet Tunç da 1 Kasım seçimlerinden yine koalisyon hükümeti çıkması durumunda olası Cumhuriyet Halk Partisi ve HDP koalisyonunun barış sürecini yeniden başlatacağı ve Türkiye’ye bir nefes aldıracağı konusunda hemfikir. (EA)

Cizre'de Sekiz Günlük Sokağa Çıkma Yasağı

Şırnak Valiliği, Cizre'de 4 Eylül saat 20.00’den itibaren sokağa çıkma yasağı ilan etmiş, yasak 12 Eylül saat 07.00’da kadar sürmüştü. Yasak boyunca ilçe elektrik ve suyun yanı sıra telefon ve internet hatları kesilmişti.

Günlerce kurşun ve roketatarlı saldırı ve keskin nişancıların ateşleri altında hayatlarını sürdüren halk ancak ekmek ve su almak için dışarı çıkabiliyordu. Yetişkinler sokağa çıktığında kurşunlara daha fazla hedef olması sebebiyle bu ihtiyaçlar için çocuklar sokağa çıkıyordu.

Sokağa çıkma yasağının ardından kurşunlara hedef olanların yanı sıra, ilçeye ambulans gelemediği, halk da tedavi için sokağa çıkamadığı için hastalıktan da hayatların kaybedenler oldu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu bir televizyon programında “Cizre’de tek bir sivil kayıp yaşanmadı” açıklamasından sonra HDP’nin Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız; Mehmet Emin Levent, Sait Çağdavul (18), Osman Çağlı (18), Maşallah Edin (40), Özgür Taşkın (18), Eşref Erdin (60), Bahattin Sevinik (50), Suphi Saral (50), Cemile Çağırga (10), Meryem Süne (45), Sait Naci (17), Bünyamin İrci (15), Selman Ağar’ın (10) isimlerini paylaşarak Davutoğlu’na “Bunlar sivil değil miydi?” diye sormuştu.