Fotoğraf: AA
Bu yazı benim açımdan yazılması gereken zor bir yazı.
Nasıl zor olmasın ki... Türkiye on ayı aşkın süredir bir pandemiyle boğuşmakta ve bu mücadelenin en önemli bölümünü hekimler ve sağlık çalışanları oluşturmakta.
Pandemide ilk ölümün üzerinden geçen sürede (22 Ocak 2021 tarihi itibariyle) 356 sağlık çalışanı yaşamını kaybetmiş durumda.
Ve dahası, 22 Ocak 2021 tarihi itibariyle Bilkent’teki Ankara Şehir Hastanesi’nde sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının “Maskeler Konuşuyor” adlı sessiz protestosu polis tarafından engellenmiş, Ankara Tabip Odası ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Ankara Şubesi’nin yöneticileri gözaltına alınmış durumda...
Hal böyleyken zülfüyâre nasıl dokunulur?
Ama dokunmak gerek; hakikate, ilkeye, o düş ülkesine olan inancımızı devam ettirmek istiyorsak. Dokunmak gerek; dostça ve yoldaşça, kimseye diz çöktürmeden, yanlışa yanlış demek gerek...
Aşı önceliği
COVID-19 aşıları pandemiden orta – uzun vadede çıkış yolumuz. O nedenle çok hassas, hayati, yaşamsal öneme sahip bir konu. O nedenle her türlü ayrımcılıktan, her türlü spekülasyondan, her türlü eşitsizlikten korunmalı. Küresel, bölgesel ve ulusal planda risk ve toplumsal öncelikler gözetilerek, eşitlikçi ve hakkaniyetli bir politika dahilinde insanlara ulaşmalı.
Tüm dünyada herkes, aşıya ilk erişmesi gereken grubun sağlık çalışanları olduğu kabul edilmiş durumda. Bu konuda hiç tartışma ve şüphe yok.
Pekiyi neden sağlık çalışanları?
Diploma sahibi oldukları için mi? Çok zorlu okullarda meşakkatli bir eğitim sürecinden geçtikleri için mi? Çok akıllı ve zeki oldukları için mi?...
Hayır!
Pekiyi neden?
En yüksek risk grubunda oldukları için...
Pekiyi neden en yüksek risk grubundalar?
Çünkü sağlık hizmeti sunuyorlar. Çünkü COVID-19 hastalarına şifa dağıtırken, onlardan sürekli ve azami miktarda virüs alma ihtimalleri çok yüksek.
Pekiyi sadece hekimler mi öncelikli?
Hayır, tüm sağlık çalışanları. COVID-19 hastalarına sağlık hizmeti sunan tüm sağlık çalışanları. Sağlık kurumunda yeri temizleyen taşeron işçisinden hastayı karşılayan sekreterine, hastanın ateşini ölçüp tedavisini uygulayan hemşireden hastaya tedavi yaklaşımını belirleyen hekime kadar herkes öncelikli.
Öncelik sıralaması
Pekiyi bu öncelikte sağlık çalışanlarının kendi arasında bir öncelik sıralaması olur mu? Örneğin; profesörlerle araştırma görevlilerin, göğüs hastalıkları uzmanları ile halk sağlığı uzmanı hekimlerin, kadrolu hemşirelerle taşerona tabi olarak çalışan hemşirelerin öncelik sırası olarak bir farklılığı olur mu?
Eğer elinizde tüm sağlık çalışanlarına yetecek dozda aşınız yoksa evet olur. Ama bu önceliği kıdem, cinsiyet, cinsel yönelim, gelir, etnisite, politik görüş, inanç,... belirlemez. Belirleyici unsur sağlık çalışanlarında riski arttıran koşullar olur. Yani her kimin COVID-19 hastası ile karşılaşma riski daha yüksekse onun ötekine göre önceliği vardır.
Çünkü onun sunduğu sağlık hizmet sunumu nedeniyle ötekine göre virüsle bulaşma riski daha yüksektir. Çünkü sağlık çalışanının hastalanması, sadece bir kişinin hastalanması anlamına gelmez. Bir sağlık çalışanının hastalanması, topluma sunulacak sağlık hizmet sunumunun aksaması anlamına gelir –ki riskin yüksekliği kadar topluma sunulan sağlık hizmet sunumunun aksamaması için aşı önceliği tanınmıştır zaten.
Hal böyleyse örneğin COVID-19 servisinde kapıları silen taşeron çalışan, fiilen hastaya sağlık hizmeti sunmayan bir halk sağlığı profesöründen; COVID-19 hastalarının sıklıkla başvurdukları alanlar olan acil, yoğun bakım, göğüs ve enfeksiyon hastalıkları bölümlerinin tüm çalışanları hastaların görece daha az temas etme ihtimali bulunan psikiyatri bölüm çalışanlarından; ya da bu hastaların kendileri ya da bulaşıcı materyalleriyle temasta bulunan kan alma, radyoloji ve mikrobiyoloji laboratuvarları görece daha az bulaşma riski taşıyan patoloji laboratuvarından önceliklidir.
Hastane başhekiminin çok sevdiği bir personelin çalıştığı yer ya da patronun kızının çalıştığı bölüm öncelikli değildir. Önceliği sağlık hizmet sunumu ve COVID-19 risk durumu belirler.
Sağlık hizmet sunumu ve öncelik
Pekiyi ama sağlık hizmet sunumuna katkı sunmaya hekimler öncelikli midir aşıya ulaşmada? Örneğin Sosyal Güvenlik Kurumu’nda ya da özel bir sigorta şirketinde ya da bir ilaç – medikal endüstride çalışan ancak dosya, sigorta istem takibi ya da ilaç ürün müdürü olarak çalışan hekimler...
Hayır!
Çünkü bu hekimler fiilen sağlık hizmet sunumu yapmamaktadırlar.
Çünkü sağlık çalışanlarına tanınan aşı önceliğinin gerekçesi sağlık hizmet sunumu nedeniyle çok riskli grupta olmaları ve topluma sunulan sağlık hizmetinin aksamaması nedeniyledir.
Hal böyleyse Sosyal Güvenlik Kurumu’nda hastanelerin işlemlerini kontrol eden, sigorta şirketlerinde istemlerin endikasyonlara göre durumlarını inceleyen ya da medikal endüstride ilaç ya da tıbbi ürün bilgilerini izleyen – geliştiren hekimler tıp fakültesi diplomasına sahip oldukları için aşı önceliği hakkına kavuşmazlar.
Tıpkı mRNA aşısının gelişimi sağlayan BioNTech şirketinin patronu ve çalışanları gibi.
Tıpkı “hastane avukatı” ya da “üniversite hastanesi yönetici” kimliklerini öne sürerek aşı önceliği aldığı iddialarını utanmasızca sergileyen siyasi elitler, rektörler gibi...
***
Pekiyi ya emekli hekimler aşı önceliğine sahip midirler?
Hayır!
Çünkü bu hekimler de fiilen sağlık hizmet sunumu yapmamaktadırlar.
Çünkü sağlık çalışanlarına tanınan aşı önceliğinin gerekçesi sağlık hizmet sunumu nedeniyle çok riskli grupta olmaları ve topluma sunulan sağlık hizmetinin aksamaması nedeniyledir.
Ancak eğer bir emekli hekim, tıpkı Sosyal Güvenlik Kurumu’nda ya da özel sigorta şirketinde ya da medikal endüstride çalışan bir hekim gibi, emekli olmaktan ya da o anda sürdürdüğü işten vazgeçip, işyeri, özel muayenehane, özel hastane ya da başka bir sağlık kurumunda fiilen sağlık hizmet sunumuna adımını atarsa işte o anda aşı önceliği hakkına ulaşır.
Sözün sonu
Hak ile ayrımcılık arasında sınır çok incedir.
Hekimler bir zümre olarak ayrımcılık talep etmemelidir. Hekim örgütleri rütbeli emekli askerler gibi bir korporatist ayrımcılığın yolunu döşememelidir.
Çünkü unutmayalım ki; cehennemin yolu hep iyi niyet taşları ile örülmüştür.
(NÖ)